BÖLÜM 2┃RASTLANTI

60.6K 2.9K 2.5K
                                    

Sığınak 2. Bölüm • Rastlantı

❄️

Kapıyı açıp içeri önce benim girmemi bekledikten sonra peşimden girip kapıyı kapattı. İçeri karanlık olduğu için olduğum yerde duruyordum. İri yapılı cüssesiyle yanımdan geçip ışığı açtı. Elimdeki sırt çantasını, sanki kaçacakmış gibi sıkı sıkıya tutarken ben etrafa, adamsa bana bakıyordu. Ufak bir koridordaydık. Duvarları kireçle sıvanmış, İstanbul'un nemli havasından dolayı bazı yerleri rutubetlenirken bazı yerleri kabuk bağlayıp çatlamıştı. Sanki kimsenin yaşamadığı, arada sırada uğranan bir yeri andırıyordu.

Gözlerimiz buluşunca gözlerindeki sert ifade yutkunmama sebep oldu. Tabiatı mı böyleydi yoksa yabancılara mı özel davranıyordu anlamış değildim ama bakışları ürpermeme neden olmuştu. Hangi düşünceyle mücadele edeceğimi şaşırmış bir hâlde ona bakmaya devam ederken, "İçeriye geçmeyi düşünüyor musun?" dedi.

Damarlarımda dolaşan tedirginliği yok saymaya çalışarak kesik bir nefes aldım. Ayağımda ki terlikleri kapının girişine çıkarıp hiç ikiletmeden salona geçtiğimde ise sessizlik karşısında arkama baktım. Garip bir şekilde terliklerime bakıyordu.

Ne düşündüğünü irdelemeden salona geçtim. Ufak bir alandı. Karşılıklı iki kanepe ve köşedeki televizyon, onun hemen yanında bir sehpa ve ortadaki eski halı dışında pek bir eşya yoktu. Sehpanın yanına gelişi güzel bir şekilde konulmuş çalışır vaziyette ki elektrikli soba içerinin soğuğunu biraz olsun kırmıştı. Fakat bacaklarım çıplak olduğu için üşümeme mani olmuyordu.

Koşmaktan ağrıyan bacaklarımla eskimeye yüz tutmuş kanepenin bir köşesine iliştim. Kafamı kaldırıp gözlerine çekinerek baktığımda yine aynı ifadesizliğiyle beni süzüp karşımda ki uzun koltuğa oturdu. Siyah deri ceketinin altına giydiği lacivert gömleğinin açık olan bir düğmesine karşın nefes alamıyormuş gibi bir düğmeyi daha açtığında, siyah kot pantolonun sardığı bacaklarını hafifçe iki yana ayırıp dirseklerini üzerine koyarak eğildi. "Evet, seni dinliyorum."

Ne diyeceğimi, nereden başlayacağımı düşündüm. Hiç tanımadığım birine bunları anlatmak ne kadar doğruydu bilmiyorum ama yardım isteyeceksem bazı şeyleri bilmesi gerekiyordu.

"Aslında nasıl anlatılır bilmiyorum." diye mırıldandım. "Bu akşam öyle şeyler yaşadım ki evden uzaklaşmak zorunda kaldım."

"Nişanlındankaçıyordun?"

Amcam öyle söylemişti değil mi? Gözlerimi kapatıp kesik bir nefes aldıktan sonra boğazımı temizledim. "O benim nişanlım falan değil, yani onlar öyle olmasını istediler ama ben kabul etmedim."

"Bu yüzden mi kaçtın?" Her ne kadar sesi alayla harmanlanmış olsa da, kendini belli eden bir ciddiyete sahipti. Yüz hatlarının verdiği keskinlikle ne düşündüğünü idrak edebilmiş değildim.

Sesimi kontrol altına almaya çalışarak, "Evet çünkü amcamın oğluydu." diye devam ettim. "Biz abi kardeş gibi büyüdük ama o..." Bir an aynı hisler baş gösterince, midem düğüm düğüm oldu. "Bana aşık olduğunu söyledi. Amcam daha bir saat önce beni oğluna istedi." Başımı iki yana salladım. "Onunla evlenmek istemiyorum, belki sana saçma gelecek ama... Evet çareyi kaçmakta buldum."

Kaşları çatıldığında yüzüne yerleşen sert ifade yutkunmama sebep oldu. Gözlerini kapatıp tek eliyle yüzünü sıvazladıktan sonra çehresi aynı ifadesizliğine büründüğünde ise biraz duraksadı ve saatine bakıp tekrar gözlerime yöneldi. "Kimin yanına gitmek için kaçtın?" diye konuştu, eli çenesinin üzerinde, kirli sakallarını sıvazlıyordu. "Nereye gideceksen söyle bırakayım seni, işlerim var. Çıkacağım birazdan."

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin