BÖLÜM 40┃ İNTİKAM ATEŞİ

31.2K 2K 1.2K
                                    

Sığınak 40. Bölüm •  İntikam ateşi

❄️

Dakikalar birbirini kovarken kapıdan içeriye telaşlı adımlarla girdi Burçin. Üzerini bile değiştirmeden, bacağındaki gri renkli eşofmanın üzerine montunu alıp ayağına giydiği spor ayakkabının bağcıklarını bile bağlamadan çıkmıştı. Ağlamaktan acıyan mavi gözlerinin akı kıpkırmızı olmuş, gözlerinin içinde oynaşan duru sularla hâlâ ağladığı belliydi.

Gün boyu tek bir haber beklemişti. Efsun'un ve bebeğin iyi olduğu tek bir haber. Ama olmamıştı işte, yine bu adamın yüzünden zarar görmüştü arkadaşı. Durup öfkeyle karşısındaki adama dikti öfkeden cayır cayır yanan gözlerini.

Haberi aldığı an dizlerinin bağı boşalmış, olduğu yere çökerek dakikalarca ağlamıştı. O bebeği ne kadar istediğini Efsun'un gözlerinde gördüğünden bu yana hâlâ içinde bir umut vardı. Demir, Efsun'a bu kadar aşıkken bebeği istememe gibi bir lüksü yoktu ona göre. Fakat yanılmıştı işte, Demir yine yapacağını yapmış kızı elinden kaçırmıştı.

Burçin'in kız kardeşi yoktu ama Efsun kısa zamanda onun gönlüne girip en derinlerde bir yere istemeden taht kurmuş, Burçin'in sevgisini kazanmıştı. Burçin ona fazlasıyla değer veriyordu ve karşısındaki bu adam kardeşini yine kırıp dağıtmayı başarmıştı.

Bir daha parçalarını dahi bir araya getirmeyecekti, bundan haberi var mıydı Demir'in?

Yeniden hızlandırdığı adımlarını kesmeden yumruk olan elleriyle Demir'in yanına doğru ilerlemeye başladı. Ta ki beline sarılan kollar onu durdurana kadar.

"Bırak beni." dedi, ağlamaktan çatallaşan sesiyle. "Sadece konuşacağım, bırak."

Onur, sevgilisinin saçlarına burnunu gömdü ve derin bir nefes çekti içine. "Şimdi değil sevgilim." diye fısıldadı. "İnan bana ne yeri, ne de zamanı."

Çaresizce kıpırdanarak kollarının arasından kurtulmaya çalıştı Burçin. Fakat Onur, onu sıkıca kavramıştı. "Tam zamanı!" Sesinin yükseldiğini fark etse de bu onu durdurmadı. "İki çift lafım var şuna, bırak dedim!"

Demir, sabit bir noktaya odaklanmış, konuşulanları duymuyordu bile. Aklı, fikri ve parçalanan yüreği içerde kalmıştı. Tek istediği onunla ilgili küçücük bir haberdi. Lanet olsun, o da gelmemişti hâlâ.

"Yapma güzelim, görmüyor musun ne kadar dağıldığını? Ne kadar acı çekiyor?" Durup dudaklarını yaladı. "İnan bana etini kesseler umurunda olmaz, üzerine gitme otur hadi."

Burçin, hırsla başını çevirip, cam gibi parlayan gözlerini sevgilisinin gözlerinin içine sertçe dikti. Onur, onun gözlerinde öfkeden çok üzüntü görüyordu.

"Ona her şey müstahak, o kıza yapmadığını bırakmadı. Şimdi pişman mı olmuş?"

Dirseğini Onur'un göğsüne bastırıp kendini ayırmaya çalıştı. "Eğer beni bırakmazsan ona söyleyeceklerimi bağıra bağıra söylerim!" Kendini sakin olmaya zorlayarak gözlerini sıkıca yumup tekrar açtı. "Son kez söylüyorum Onur, bırak!"

Onur'un bakışları, her şeyden bihaber olan Demir'e, ardından başını olumsuz anlamda sallayan Savaş'a kaydı. Elinin altındaki kadını durdurmanın şu an için imkânı yoktu, farkındaydı. Zaten Demir'in de Burçin'e karşı olumsuz bir hareket sergileyeceğinden şüpheliydi. Zira arkadaşı, yaşamsal fonksiyonları onu terk etmiş gibi duruyordu.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin