BÖLÜM 48┃GİTME

29.7K 1.8K 2.3K
                                    


Sınır 1400 oy, 2000 yorum güzellerim 🖤

Sığınak Bölüm 48 • Gitme

Şaşkınlığım dalga dalga yayılırken Demir, üstündeki afallamış ifadeyi atıp yuvasından fırlayan bir ok gibi yanımıza ulaştı. Mert'in kafa attığı adam yerden kalkmış, başını sağa sola yatırırken ağzı ve burnu kan içinde kalmıştı. Diğer adam ise Mert'in yüzüne yumruğunu bir kez daha geçirmişti. Etrafımız kalabalıklaşırken kimse müdahale etmiyor sadece izlemekle yetiniyorlardı.

Gözlerim, elinin tersiyle ağzından ki kanı silen adamın silahını kavramasıyla beraber kocaman açıldı. Daha silahı doğrultmamıştı ki Demir'in adamın eline geçirdiği tekme ile silah yeri boyladı. "Yavaş." diye konuştu Demir. "Şeytan doldurur, aslanım."

Gözlerim fal taşı gibi açılmış Demir'in adamın suratına attığı yumrukları sayamıyordum. Adam neye uğradığını şaşırmış gibi ardı ardına Demir'in yumruklarından nasibini alırken, diğer adam da aynı şekilde Mert'e saldırıyordu.

Demir, yere düşen adamı bırakıp arkasını döndüğü sırada Mert'i bırakan diğer adam Demir'in boşluğundan faydalanıp yumruğunu sertçe Demir'in yüzüne geçirdi. Aynı anda bir çığlık kopmuştu dudaklarımdan. O kısacık an Demir'i sadece yavaşlatmış olsa da kendini anında toparladı ve başını sağa sola yatırdıktan sonra kurulmuş bir robot gibi adama yumruklarını geçirmeye başladı. Nefesimi tutmuş bir vaziyette olan biteni izlerken, bakışlarım hemen yanlarına kaydığında, Mert'in burnundan ve ağzından akan kanları o an görebildim. Etrafımız git gide kalabalıklaşırken birileri ambulansı ve polisi aramaktan bahsediyordu fakat sesler kadınların çığlıklarıyla birlikte kulağıma uğultu olarak geliyordu. Ellerimi ağzıma kapamış dehşet içinde olanları izliyordum.

Demir, adamı yere serdiğinde, doğrulaya çalışan diğer adamın yanına varıp iki yakasından kavradığı gibi ayağa kaldırıldı ve yüzüne aşağılayıcı bir ifadeyle baktı. "Kimin köpekliğini yapıyorsan onunla da görüşeceğiz!" dedi, hızlı soluklarını alıp verirken. "Bir daha buraya bu şekilde gelecek olursanız sizi bu cafenin önüne gömerim!" Harflerin üzerine basa basa kelimelerini tamamladığında Adam, hızla başını aşağı yukarı sallamaya başladı. Demir ise başını ona doğru eğerek kulağını yaklaştırmıştı. "Duymadım?" dedi ürkütücü bir görünüm sergileyerek.

"A-anladım."

"Aferin." Adama kafasını gömmesiyle birlikte, adam acı bir şekilde inleyerek tekrar yeri boyladı. "Şimdi siktir olup gidin buradan!"

Adamlar gerisin geri neye uğradıklarını şaşırmış bir vaziyette kalkıp giderken, Mert elemanlardan birine bir şeyler söylemiş, direktifi alan eleman ise birkaç çalışana daha el işareti yapıp kalabalığı sakinleştirerek ortalığı dağıtmaya başlamışlardı.

Elim sıcacık bir avucun içine alındığında dikkatim dağıldı ve tedirgin bakışlarım yeniden Demir'i buldu. Kollarım anında boynuna kenetlediği an ise Demir'in kolları belime dolanmış beni sakinleştirmeye çalışır gibi sıkıca sarılmıştı. "Çok korktum." diye fısıldadım, ağlamaklı bir şekilde çenem titrerken. "İyi ki geldin, Demir."

"Şiştt." Yatıştırıcı elleri sırtımda dolanırken burnunu saçlarımda hissettim. "Ben hep sana gelirim, yeter ki sen benden gitme." diye konuştu kısık bir sesle. "

"Burnum kırıldı galiba."

Mert'in sesini duyduğumda, Demir'in boynuna yasladığım yüzümü geriye çekip sandalyelerden birine yerleşen Mert'e baktım. Başını geriye atmış, masanın üzerinden aldığı bir peçeteyi burnuna bastırıyordu.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin