BÖLÜM 27┃KORKU

31.5K 1.8K 1.7K
                                    

Sığınak 27. Bölüm • Korku

"Biz kırıldık daha da kırılırız ama katil de bilmiyor öldürdüğünü."

Cemal Süreya


❄️

Kabristandan çıktıktan sonra bir restorana gitmiş, doktorun verdiği listenin dışına çıkmadan yediğim yemekten sonra hiç oyalanmadan yola çıkmıştık. Annemi de ziyaret ettiğime göre burada kalmam için başka sebep kalmamıştı. Bana yaşattıklarından sonra günahının kefaretini bana ödetmeye kalktıktan sonra onun kabrini merak etmiyor ve daha fazla burada kalmak istemiyordum. Zira zihnimde kötü hatıralar bırakan bu şehir bana iyi gelmiyordu.

Yol boyunca başımdaki ağrı, bedenimdeki yorgunlukla devamlı uyukladım. Arada bir sıçrayarak uyandığımda ise Demir'in beni telkin eden sözlerini yarım yamalak hatırlıyordum. Onca yolu ne zaman aştık hangi ara Ankara'ya geldik bilmiyordum ama hatırladığım tek şey Demir beni kucağına aldığında yüzümü sıcak boynuna, yuvama gömüp yatağa yatırmasıydı.

Gözlerimi araladığımda Demir yanımda yoktu. Beynim yavaş yavaş yön duygusunu kazanmaya başladığında ise gözlerimi hasret duyduğum odada gezdirdim. Demir'in odasındaydım.

Bir gün bu yatağı bu denli özleyeceğimi, hasretimi gidermek için yastıkların kokusunu içime çekeceğimi tahmin bile edemezdim. Bu ev benim huzura erdiğim tek menzildi. Pikeyi üzerimden iteleyip geri çekilerek sırtımı yatak başlığına dayadım. Montum üzerimden çıkarılmış fakat kıyafetlerimle uyumuştum.

Parmaklarımı karışmış saçlarımda gezdirdiğimde saç diplerim yaştı ve ince ince sızlıyordu. Gördüğüm kabusların etkisiyle terlemiştim. Dinlenmiş olmama rağmen üzerimde kendini belli eden bir halsizlik vardı fakat buna aldırmadan ayaklarımı aşağı sarkıtıp odadan çıktım ve banyoya ilerledim.

Kısa bir an başım döner gibi olsa da önemsemedim. Tek istediğim şu an kıyafetlerden kurtulmak ve duş alıp bedenime bulaşan acıdan arınmaktı. Banyoya girdiğimde aynanın karşına geçince yanaklarımdaki kızarıklıkların yer yer morardığını fark ettim. Gördüğüm izler geçiciydi fakat ruhumda bıraktıkları izleri nasıl sileceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Daha fazla aynaya bakmayı kesip küvete yaklaştım. İhmal ettiğim bedenime gerekli bakımı yaparken canım yanıyordu ve ben ilk defa bu acıyı hissedip diğerlerini unutmak istiyordum. İşimi halledip sıcak suyu ayarladığımda duş başlığının altına geçtim ve gözenekleri açılan tenimin sızısıyla dişlerimi sıktım. Avucuma koyduğum şampuanı saçlarıma iyice yedirdikten sonra durulanıp vücudumu yıkamaya başladığımda ise Eray'ın dokunduğu tenimin her zerresini, Ulaş'ın öptüğü dudağımı hırsla yıkadım.

Suyun sıcaklığı arttıkça tenim haşlanıyordu fakat ne kadar ovalarsam ovalayım hiç arınmayacakmışım gibime geliyor, içimdeki sıkıntıyı tetikliyordu.

Daha fazla ayakta duramayıp küvetin mermerine oturarak bacaklarımı kendime çekip kollarımı etrafına sardığımda çenemi dizlerimin üzerine yasladım. Üzerimden akan kaynar suya bedenim alışmış çok da fazla hissetmiyordum. Banyonun içerisi nefes almamı zorlaştıracak kadar buhar doluydu ve soluduğum her nefes içimi biraz daha daraltıyordu.

Durdum, aynı pozisyonda dakikalarca durdum. Korku dolu o iki günü aklımdan çıkarıp atmayı ve beynimi işgal eden o görüntülerin beni terk etmesini istiyordum.

Banyo kapısının açılma sesini duyduğumda irkildim fakat tek bir yaşam belirtisi göstermeye kadir olamadım. Uyuşmuş gibiydim.

Belki birkaç saniye sonra tepemde akmakta olan su kesilince, içeriye fıskiyeden kalan su artıklarının sesi dağıldı.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin