BÖLÜM 39┃PİŞMANLIK

26.5K 2.1K 1.4K
                                    


Sığınak 39. Bölüm • Pişmanlık

❄️

Yalçın bu kadarını beklemediği için adamların varlıklarını hazmetmeye çalışıyordu. Kendisine dimdik bakan kapkara gözlere belirgin bir öfkeyle baktı ve dişlerini sıktığını belli edecek şekilde yanak derisi dalgalandı.

Yaman ise anlamsız bir ifade takınarak Sezgin'in alay dolu cevabından sonra bakışlarını Yalçın'a yöneltti. Bakışlarıyla bile onu umursamadığı açıkça belliydi. "Çok merak ettim doğrusu beni ihmal edecek kadar önemli ne işin var?" diye sordu, cilası soyulmuş, yüzü tozla kaplı ahşap masanın üzerindeki kalemlikten bir kalem alıp, parmaklarının arasında çevirmeye başladığında. "Daha yağlı bir kapı mı buldun kendine?"

Adamın umursamaz hâli Yalçın'ın dişlerini sıkmasına neden oldu. Karşısında ki adamın ne kadar manyak bir herif olduğunu biliyordu. Fakat bu işi kolaylıkla çözüp yağlı kapıdan yararlanmak varken, adamı bok yoluna göndermek akılsızlık olurdu. Zaten Demir yetmezmiş gibi bir de onunla uğraşmak en son istediği şeydi.

Misafir sanki kendisiymiş gibi sabırla ilerledi ve Yaman'ın işaret ettiği siyah deri koltuğa oturdu. Hiç istifini bozmamıştı fakat şakağındaki bir damarın belirginleştiği gözle görülüyordu.

"Senin iş kolay, halledeceğim." dedi sakinliğini korumaya çalışarak. "Ama şimdi olmaz."

Elini kolunu sallayarak içeriye girmiş olması yetmiyormuş gibi birde hesap veriyor olması öfkeyle, dişlerini sıkarak, gözlerini yumup açmasına neden oldu. Güvenliği bile sağlamaktan aciz olan dışarıdaki adamlara, ne halt etmeye para yediriyordu acaba!

"Ne demek olmaz?" Yaman, sahte bir şekilde gücenmiş gibi sesler çıkardı. "Ben onca işimi bırakıp geleyim sen bana olmaz de, ayıp olmuyor mu?"

Sezgin yasladığı yerde kolları göğsünde kavuşmuş öylece duruyordu. Bıkkın bir nefes aldı. "Sanki işlerinin başında duruyormuş gibi!" dedi ağzının içinden homurdanarak. Sessizce konuşmuş olması, diğerlerinin duymasına engel olmamıştı.

Yaman kınayıcı bir bakış attı Sezgin'e fakat bir şey söylemedi.

"Ne?" dedi Sezgin üstüne giderek, sanki sohbet ediyorlarmış gibi. "Tüm işleri üstüme yıktın, şununla bile ben uğraşmak zorunda kaldım."

Şu derken Yalçın'ı iğrenç bir ucube gibi göstermişti. Kelimelerinin ardından dudaklarını birbirine bastırdı. Bu kadar kasmasaydı kendini, kahkaha bile atabilirdi şu an.

Bezgin bir ifadeyle baktı Yaman, cevap vermeden başını iki yana sallayarak önüne döndü.

Kapının girişinde, hazır kıta bekliyor gibi görünen iki adam, karşılarındaki heriflerin kafayı yediğine kesinlikle emindi artık. Öyle ki, Yalçın denilen psikopatın önünde böyle davranmalarının başka bir açıklaması olamazdı.

Yalçın karşısındaki iki adama çatılmış kaşlarla bakarken, bu kadar rahat olmaları onu iyice çileden çıkarttı. Fazladan gelecek üç beş kuruş için daha fazla bu adamın kahrını çekeceğini düşünüyorsa yanılıyordu. Zaten sabrı da tükenme sınırlarını çoktan asmıştı.

"Tadımı kaçırıyorsun Yaman efendi?" dedi uyaran bir sesle. Öfkeden burun delikleri gerilerek, şişkince açılıyordu. "Adamını da al git. Daha sonra halledeceğim dedim sana." Dişlerini sıkıp iki adamına usulca baktı ve gözlerini tekrar Yaman'a çevirdi. "Yoksa tatsız şeyler olacak."

Yalçın'ın ağzından kelimelerinin ardında yatanı görmek zor değildi. Ancak Yaman bu tehdidin üzerinde bile durmadı. Bunalmış bir ifade takınarak Sezgin'e çevirdi bakışlarını. "Burası fazla mı havasız?"

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin