Keyifli okumalar!
Bölüm sonuna bakmayı unutmayın.
İkide Aşk - Bölüm Bir: Maç
"Kızım." dedim kuzenime oldukça ciddi bakışlar atarken. Bir yandan da elimdeki telefonu gözüne gözüne sokuyordum. "Bu adam tam bir bebek." diyerek ciddiyetle devam ettim. Dışarıdan bizi gören bir insan, benim çok çok önemli bir şey anlattığımı düşünebilirdi. Ki bence öyleydi. Ama karşımdaki kuzenim, beni asla ciddiye almıyordu. "Aşığım diyorum neden anlamıyorsun Deniz?"
"Herkese aşıksın sen." dedi Deniz telefonumu alıp ekranı kapattıktan sonra masanın üzerine bırakırken. Gözlerimi devirdim. Herkese aşıkmışım falan filan. Ama bu sefer farklıydı. "Ama en çok ona aşığım." diyerek hızlı bir şekilde savunmamı yaptım. Gayet haklıydım bence. "At hırsızı gibi davranmayı keser misin?"
Omuz silktim ve sırtımı sandalyeye yasladım. Maçın üzerinden iki hafta geçmişti. Bol Taha'lı iki hafta... Nedenini anlamadığım bir şekilde adam beni fazlaca etkilemiş ve günlerimi onunla ilgili bir şeyler yaparken harcamıştım. Fotoğraflarına uzun uzun bakmak ise bunların en büyük örneğiydi.
Bugün ise Deniz ile dershanemize kayıt yaptırdıktan sonra Adana sıcağında bayılmamak için bir kafeye geçmiştik. Aslında annemleri de davet etmiştik. O kadar dershaneye yazdırdınız bir kahve ısmarlayalım, demiştik ama onlar bize göz devirip eve gitmeyi tercih etmişti.
Önümdeki soğuk kahveden büyük bir yudum aldıktan sonra masanın üzerindeki telefonumu elime aldım. Ekranı açtıktan sonra gördüğüm bildirim ile yüzümde kocaman bir gülümseme yer edindi. Taha stori atmıştı. Gülümseyerek mesaj kısmına basıp parmaklarımı ekranda gezdirmeye başladım ve son iki haftadır attığım mesajlara benzer mesajlar yazmaya başladım.
dizeyigit: maşallah aşkıma
dizeyigit: seni yesem keşke
Fotoğrafa biraz daha baktım. Antrenmandan bir fotoğraftı. Taha elleri havada, muhtemelen bir şeyler anlatıyordu. Karşısında ise tanımadığım başka bir futbolcu vardı. Elini Taha'nın omzuna koymuştu. İç çektim. Bazen sadece bir el olmak istersin... Hafta sonu maç vardı. Fenerbahçe Adana'ya geliyordu. Biz ise tabi ki o maçta olacaktık. Benim amacım daha çok Taha'yı görmekti gerçi ama. Deniz dışında kimsenin bunu bilmesine gerek yoktu.
Telefonumu masanın üzerine bırakıp kahvemi elime aldım. Pipeti kahve bardağının içinde çevirirken benimle ilgilenmeyen kuzenime alttan bakışlar attım. "Deniz?" dedim harfleri uzatarak. Deniz bakışlarını telefonundan çekip gözlerime bakarken. Yüzümde masum olduğunu düşündüğüm bir gülümseme vardı. "Birde cidden Taha'ya aşık oluyormuşum." diyerek devam ettim. Kendi kendime kıkırdadım sonra. Taha'ya aşık olsam ömrümün sonuna kadar kendimle dalga geçerdim galiba.
"Yılın enayisi olursun muhtemelen." dedi gülüşüme eşlik ederken. Kafa salladım usulca. "On yıl bunun muhabbetini yapardık." dedim eğlenerek. Genel olarak her olaya bu tepkiyi veriyorduk. Ama böyle bir şey olsa, on yıl değil ölene kadar bunun muhabbetini yapardık. "Ay Dize!" dedi Deniz birden ciddiyetle. "Sakın öyle bir şey yapma." diyerek hızlıca devam etti. "Kızım çok kötü olur. Vallahi belimiz doğrulmaz. Her gün ağlarız."
"Yok be o kadar salak değilim." diyerek gözlerimi devirdim. O kadar salak değildim yani. Evet vardı biraz salaklık, ama çıtayı o kadar çıkartmazdım. "Hem bu sene dershaneye odaklanmamız lazım. Önümüzdeki sene bu aylarda üniversitemiz hakkında konuşmak için." dedim ciddiyetle. Kafa salladı usulca. On ikinci sınıfta dershaneye gitmemiş, yazın kendimiz çalışmaya başlamıştık. Kasım ayına kadar düzenli ilerlerken, kasım ayında okul sınavları yüzünden çalışmayı kesmiş sonrasında ise toplayamamıştık. Daha sonra da lise hayatımızın son yılını eğlenerek geçirmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİDE AŞK
Romantiknot : gerçek bir olaydan esinlenmiştir. Sizce ben; 'yuh ya ne aşkı' dediğim futbolcuya aşık olup, üstüne onunla konuşmak için kuaförü ile iletişime geçmiş miyimdir? "...Tam önümüzde durduklarında, bildiğim sayılı oyunculardan Gökhan İnler'in yanında...