Bölüm Yirmi Altı

4K 196 10
                                    

Keyifli okumalar!

İkide Aşk- Bölüm Yirmi Altı: Maziye Dönüşler ve Geleceğe Adımlar

"Kim çıkıyor?" diye mırıldandım kısık gözlerim yardımcı hakemin kaldırdığı tabeladayken. Gözlüklerimi almayı unuttuğumu fark etmiştim ancak bu fark ediş çok geç olmuştu. Tüm maçı kısık ve az gören gözler ile izlemiştim bu yüzden. Adana'da bunu zaten sık yaşadığım için alışık olsam da, Beşiktaş maçında bunu yaşamak bir tık canımı sıkmamış değildi. "Neco." dedi Deniz mırıldanarak. Gözlerini irice açtı ve bana döndü. "Taha giriyor!"

Kaşlarım havalanırken içimdeki heyecan kendini belli etmişti. Ellerim titremeye başladığında sıkıca Deniz'in kolunu tuttum ve 75'ince dakikada ilk maçına giren Taha'ya baktım kısık gözlerle. Kendimi çocuğunu izleyen gururlu bir anne gibi hissetmiştim bir an. 

"Bu anı yaşamak için çok beklemiştim." diye mırıldandım gözlerim Taha'nın üzerindeyken. Transferini açıklasalar da, onu formayla ya da antrenmanda görsem de Beşiktaş'ın oyuncusu olması bana birkaç tık hayal geliyordu. Çünkü ben bunu o kadar çok hayal etmiş ve kafamın içinde o kadar çok kurmuştum ki... Şimdi ise gerçekti. 

Deniz kolunu omzuma attı ve kısa bir an sardı beni. "Biliyorum tabi." dedi yüzündeki geniş gülümsemesi ile. "Geçen sezon her maçta..." diyerek devam etti ve cümlesi bitmeden duraksadı. "Hatta ne her maçı? Her an, 'Taha bizde olsa çok güzel olmaz mı Deniz?' cümlesini duydum senden."

Yüzümde alaylı bir gülümseme oluşurken kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Sende; 'Başkan bize vermez. Elinde başka stoper yok.' diyordun, değil mi?" dediğimde gözlerini devirdi. Efe ikimizin arasına kafasını uzatarak girdi o anda. "Kanka hiçbirimiz çekim yasası kadına dönüşmeni beklemiyorduk." dedi eğlenen sesiyle. "Sen olmasaydın başkan yine satmazdı yani."

Dediği şey hoşuma giderken kıkırdadım. "O zaman transfer parası istiyorum. Maç çıkışı Ahmet başkanla görüşelim." dediğimde güldüler. Gülerek başımı iki yana salladım ve maça döndüm. 

Hakem maçın bitiş düdüğünü çaldığında küfür mırıldanarak kıstığım gözlerim ile ona baktım. "Bu şerefsizin katletmediği maçımız kaldı mı ya?" dedim sinirli çıkan sesimle. İçimdeki şeytan sahaya atlayıp adamın üzerine uçan tekme ile gitmem gerektiğini söylese de futbol tarihine geçmek istemediğim için kendimi tutuyordum. "Adam ağzımıza sıçıyor, kimse de bir şey demiyor." dedi Deniz beni onaylarken. Kaşlarım havalanırken iç çektim yavaşça. "Sergen hocam susmamıştı..." diye mırıldandım. Deniz'in bakışı bana dönerken, göz göze geldiğimiz anda yeniden iç çektik. "O başkaydı..."

Deniz kafasını sallayıp yavaşça onayladı beni. "Canım hocam..." dedi iç çekercesine konuşurken. İkimizde kısa bir an sessiz kalırken, Ege tarafından dürtüldüm. Ona döndüğümde yüzündeki imalı bir gülümsemesi ile karşılaştım. "Ne oldu?" diye mırıldandım gözlerim dikilirken. Gözleri ile sahayı gösterdiğinde bakışları ile sahayı işaret etti. Bakışlarım sahaya döndüğünde birkaç metre ötedeki Taha'yı gördüm. Yanında Kerem ile durmuş ve bana bakıyordu. Kalp ritmimim hızlandığını hissederken, midem kasılmaya başlamıştı. Eli ile telefon işareti yaptı ve beni gösterdi. Ardından iki parmağını havaya kaldırıp gösterdi. Kaşlarım çatılırken arka cebime koyduğum telefonumu çıkarttım. Taha koşar adımlarla tünele ilerlemeye başlamıştı bile.

"Şair burada ne demek istiyor?" dedim Ege'ye dönerken. Ege sinsice gülümsedi. "İki dakika sonra telefonuna bak." dedi Ege, Efe ve Deniz aynı anda. Kaşlarım biraz daha çatılırken üçüne ters bakışlar attım. Bu grubun tek beyni olmayanı ben miydim anasını satayım?

Telefonumun ekranı açıldığında ekranda Taha'nın numarası belirdi. Mesajına bakmadan önce numarasını kaydettim ve mesaja baktım. Gördüğüm mesaj ile yüzümde geniş bir gülümseme oluşurken, Ege kafasını uzatıp telefonuma baktı. "Kabul et hemen." dedi alttan alttan belimi dürterken. "Ne demiş?" diyerek aynı anda konuştu Deniz ve Ege. Stadın yavaş yavaş boşalmasını fırsat bilmişler ve fotoğraf çekilmeye başlamışlardı. "Kahve içelim diyor."

İKİDE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin