Herkese merhaba güzel çiçeklerim! Nasılınız? Umarım çok çok iyisinizdir.
7 Eylül'de birinci yaşımıza girdik!!
O güne özel bir bölüm gelecekti ama Adana'da sıcağında çok kötü bir şekilde hasta olduğum için bölüm yazıp atamadım. Ama bugün buradayım, Talha Sanuç'un resmi olarak açıklandığı tarihte.
Ama önce ufak tefek bir konuşma yapacağım: İkide Aşk, benim Mayıs sonu haziran başı yazdığım bir kitaptı. O zamanlar tam anlamıyla yayınlama planım yoktu, yayınlayacak olsam bile bunun için doğru zamanı bekliyordum. Bu doğru zaman ise, Talha ve Beşiktaş'ın buluştuğu anda olacağını hissediyordum. Ama o zamanlar Talha'nın Beşiktaş'a gelmesi pek olasılıktı değildi. Gerçi son ana kadar da değildi ama... Tabi ben her zaman geleceğinden çok emindim. Her neyse! O zamanlarda, kuzenim ile sürekli Talha ve Beşiktaş durumunu konuşuyorduk ve kuzenim bize asla gelemeyeceğini, yerine iyi bir yedeği olmadığını ve ADS başkanının bizden asla hoşlanmadığını söylüyordu. Tabi bunlar benim umursadığım şeyler değildi. Çünkü Talha'nın, Beşiktaşlı Talha olacağından çok emindim.
Durumlar böyleydi ve ben İkide Aşk'ı yazmaya devam ettim.
2022'nin Eylül ayında, Talha ve Beşiktaş etkileşimi yaklaştıkça ben daha fazla dayanamadım ve kitabı 7 Eylül'de yayınladım. 8 Eylül'de ise Talha İstanbul'a geldi ve transfer gerçekleşti. Ve tam 9 Eylül'de Beşiktaş Talha'yı açıkladı. Yani evet, kitabı yayınlamak için çok doğru bir zamanı seçmişim.
VE BİZ ARTIK BİR YAŞINDAYIZ!
Duygusal bir anne gibiyim şu anda. Bu kadar zamanda yanımda olduğunuz, bu kitabın satırlarında benimle buluştuğunuz için hepinize çok teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum. İyi ki varsınız!
İkide Aşk- Özel Bölüm
"Bu adam tam bir bebek." diye mırıldandım aşk dolu çıkan sesimle. Elimdeki telefonu kuzenimin gözüne gözüne sokuyordum bir yandan da. Deniz ise beni asla ciddiye almıyor ve eli ile göbeğini sevmeye devam ediyordu. Bu an bana dejavu yaşıyormuş hissi uyandırırken umursamadım. "Aşığım diyorum, neden anlamıyorsun Deniz?"
"Senelerdir senden aynı şeyi duyuyorum zaten Dize!" dedi homurdanma gibi çıkan sesiyle. Telefonumun ekranını kapatıp masanın üzerine koydum ve gözlerimi kırpıştırarak baktım ona. Bu ifademe kıyamazdı. En azından öyle umuyordum. "Kızdın mı bana?" dedim kaşlarımı havalandırıp ona masum bir ifade ile bakarken. Kızmadığından emin olmam lazımdı. Çünkü kızması demek, benim felaketim demekti. "Bebişin adını hala ben koyacağım dimi? Bir değişiklik yok?"
Deniz göbeğinin yani karnındaki bebeğinin üzerinden elini çekti ve ters bir bakış fırlattı bana. Yüzümdeki gülümseme biraz daha büyüdüğünde gözlerini devirmeyi ihmal etmemişti. Şu aralar bizden çok hoşlanmıyordu. "Biraz daha başımı şişirmeye devam edersen değil bebeğin adını koymak, yüzünü bile göremezsin."
Kaşlarım dehşet içinde havalanırken ağlamaklı bakışlar attım ona. "Acımasız bir insansın Deno." diye mırıldandım bol ajitasyonlu sesimle. "Kalbimi kırdın."
Deniz umursamazca omuz silkerken, Yaman yanımıza geldi ve sandalyenin birini çekip oturdu. Saçlarını özenle yapmış, üzerindeki takım elbiseyi kırıştırmamak için saatlerdir büyük bir dikkat içindeydi. Her zamanki gibi oldukça karizmatik gözüküyordu... Yüzündeki ifadeyi bulduğunda yavaşça kısıldılar. Alaycı ifadesi sinirimi bozacağını belli ederken ters bir bakış attım ona. Kesinlikle karizmatik değildi! Şerefsizin tekiydi, keşke ablam dövseydi onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİDE AŞK
Romancenot : gerçek bir olaydan esinlenmiştir. Sizce ben; 'yuh ya ne aşkı' dediğim futbolcuya aşık olup, üstüne onunla konuşmak için kuaförü ile iletişime geçmiş miyimdir? "...Tam önümüzde durduklarında, bildiğim sayılı oyunculardan Gökhan İnler'in yanında...