Bölüm Yirmi Dört

3.8K 201 16
                                    

Keyifli okumalar!

İkide Aşk- Bölüm Yirmi Dört: İlk Temas

"Gülüyor ama bu sürekli." dedim şikayet edercesine Kerem'e dönerken. Suratıma yerleştirdiğim o huysuz ifadelerimden biri vardı. Huysuzdum çünkü Taha'nın yüzünde sürekli bir gülümseme vardı. Huysuzdum çünkü ona kızgın olduğum için o gülüşü karşısında rahatça izleyemiyordum. Kerem, daha önce bu anı yaşamamışız gibi eğlendiğini çekinmeden belli ederek ve Taha'ya döndü. "Abi gülmesene sende." dedi ciddi olmaya çalışır bir şekilde. Kaşlarım biraz daha çatılırken sırtımı sandalyeye yasladım. "Kabul etmiyorum." dedim başımı şiddetle iki yana sallarken. Bu ikilinin arkadaş olması burada beni fazlaca zora sokuyordu. "Hakem daha adil biri olmalı."

"Alındım ama Dize." dedi Kerem bana doğru dönerken. Yüzündeki saçma ifadeye gözlerimi devirdim. Gerçekten bizimle bu kadar eğlenmesi hiç adil değildi. Bulunduğum yerden her ne kadar şikayetçiymiş numarası yapsam da, gerçekten keyifliydim aslında. Tam karşımda Taha vardı. Suratında gülümsemesi asla eksik olmayan Taha... Bu zaten beni yeterince etkilerken, gözlerime gözlerime bakması her şeyi daha da çıkmaza sokuyordu. Evet... Hayvan gibi etkileniyordum ve bu yüzden daha da sinirleniyordum. Bu adam yüzünden akıl hastası olacaktım neredeyse.

İkimizin ortasına Kerem oturmuştu. Hakem olmak için oturmuştu ama hakemlik yaptığı pek söylenemezdi. Bana daha çok benim bu halimi film izlermişçesine izleyip keyif oluyormuş gibiydi çünkü. 

"Tamam gülmüyorum." dedi Taha dudaklarını birbirine bastırırken. Gözlerim kısılırken bakışlarımı onun suratına diktim. Gülmemeye çalışma eylemine devam ederken, bakışlarım Kerem'e döndü. "Bir daha gülerse hükmen mağlup sayılsın." diyerek konuştum hızlıca. Kerem'in kaşları havalanırken Taha'dan itiraz nidaları yükseldi. "Kabul etmiyorum." dedi başını şiddetle iki yana sallarken. "Karşımda sen otururken gülmeden durmam imkansız." diyerek devam ettiğinde kaşlarımı çattım. "Üzerimdeki etkini bilmiyorsun sanki."

Gözlerim aniden irice açılırken, Kerem'e döndüm. İmalı bir gülümseme ile baktı suratıma. Haberi vardı... Sorduğu o sorulardan bunu anlamalıydım zaten. Bakışlarım yeniden Taha'yı bulduğunda masada ona doğru eğildim. "Döverim seni." diye mırıldandım hızlıca. Taha'nın yüzünde çapkın bir gülümseme yer ederken yavaşça ve zevk alıyormuşçasına kafasını salladı. "Olur."

Sinirle saçlarımı omzumdan geriye attım ve Kerem'e döndüm. "Tamam." dedi Kerem aramıza girmek istercesine. Birazdan Taha'nın üzerine atlayacağımı düşünmüş olabilirdi. Haklı bir düşünce olurdu aslında. "Kardeşim bir daha gülersen Dize kazanıyor." diyerek devam ettiğinde Taha'nın yüzündeki gülümseme solarken derin bir nefes aldı ve sırtını sandalyeye yasladı. Onun aniden değişen bu ifadesine gülmemek için tuttum kendimi. Bakalım ne kadar zaman böyle kalacaktı? Kerem bana döndü bu sefer. "Hazır mısın?"

Oturduğum yerde dikleştim ve kafa salladım. Tabiki de hazır değildim! Kendime güveniyormuş pozu kessem de Taha cidden iyi oynamıştı. Ayrıca Kerem bana hala güven vermiyordu. Kesin Taha kazanacaktı. Kazanmaması için ona güzel bir şeyler söyleyip kafasını mı karıştırsaydım acaba? Kafasına kalem de atabilirdim gerçi. Hem daha kolay olurdu.

"İlk kategori..." dedi Kerem telefonunda bir şeyler yaparken. "Ege bölgesi yemekleri." diyerek devam ettiğinde kaşlarım çatıldı. Gerçekten başka bir şey bulamamış mıydı? 

"Cidden mi?" dedi Taha Kerem'e ciddi bakışlar atarken. Kerem omuz silkti. "Aklıma başka bir şey gelmedi." diye mırıldandı kendini savunurcasına. "Hakem olmak çok zor iş, siz anlamazsınız."

Onları umursamadan yemek isimlerini düşünmeye başladım. Bence bu kategoride ikimizin de bilgisi sıfırdı. Çünkü Taha Karadeniz bölgesinde doğmuştu, ben ise Akdeniz. İkimizde Ege'ye uzaktık bence.

İKİDE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin