Keyifli okumalar!
İkide Aşk- Bölüm Yirmi Sekiz: Canlı Yayın Faciası
Üzerime geçirdiğim antrenman kıyafetini düzeltirken, gözlerim sık sık yatağın üzerindeki kapüşonluya takılıyordu. Onun nasıl buraya geldiğini az çok tahmin edebiliyordum. Sonuçta ortada Ege ve Efe diye iki kardeş vardı. Hatta kuzenim bile bu işin içinde olabilirdi, o da bu aralar bana güven vermiyordu. Ama nedendi? Bu sorunun cevabını düşünmek beni kalp krizine sürüklemiyor değildi. Çünkü nedeni bağladığım sonuçların hepsinde Taha ile evli, mutlu ve çocuklu oluyorduk.
Ayrıca hiç görmemiş gibi davranıp ceketi burada mı bıraksaydım yoksa ceketi alıp 'Sen bana çok aşıksın değil mi? İtiraf et.' diyerek Taha'yı mı darlasaydım emin olamıyordum.
Çünkü evet ben sana çok aşığım dese, hemen nikah tarihi alıp kendime gelinlik bakmaya başlayabilirdim.
Düşünmeyi bir kenara bırakmaya çalışarak şortun belini biraz daha sıktım ve üzerimdeki kıyafetin uçlarını şortun içine yerleştirdim. Çünkü kıyafet fazlasıyla uzundu ve şortu tamamen kapatıyordu. Yani bir seksen sekiz Taha Sanuç'un antrenman kıyafetleri tabiki de bana kocaman gelmişti. Aramızda kocaman bir otuz beş santim vardı çünkü.
Gözlerim aynadaki yansımama takılırken aklıma gelenle sinsice sırıttım. Beşiktaş'ın bu yılki antrenman kıyafetiydi ve benim bunu Taha'ya geri vermek gibi bir düşüncem yoktu. Üzerimi değiştirdiğim an, bu kıyafeti Taha hiç bana vermemiş gibi davranacak ve üzerine konacaktım.
Hem o da benim ceketimin üzerine konmuştu. Bu işler karşılıklıydı.
Gerçi bende de onun gömleği vardı ama konumuz bu değildi.
"Taha." diye seslendim dışarı doğru. Bir yandan da ellerim ile saçlarımı tarıyordum. Onunda hasta olmadan üzerini değiştirmesi lazımdı çünkü hava gittikçe soğuyordu. Ve içlerinden birisi bizim yüzümüzden hasta olursa muhtemelen vicdan azabından kahrolurdum. "Gelsene." diyerek yeniden konuştuğumda kapı hiç beklemeden açıldı ve Taha içeri girdi. Bakışları direkt üzerimde gezinirken yüzünde geniş bir gülümseme yer edinmişti. "Bakayım sana." dedi bana doğru yaklaşırken. Karşımda durduğunda ben kıstığım gözlerimle ona bakarken, o sol elimi tuttu ve beni kendi eksenim etrafında dönderdi. Yeniden göz göze geldiğimizde genişçe gülümsedim. "Neyse ki ne giysem çok yakışıyor."
"Bilmez miyim." dedi Taha kısık çıkan sesiyle. Elini elimden hala çekmemiş, hatta sıkışını biraz daha sıkılaştırmıştı. "Her halinle çok güzelsin."
Utandığımı hissederken dudaklarımı birbirine bastırdım ve onun çekim alanından çıktım. "Hadi giyin." dedim elimi de çekerken. "Sonra çıkalım."
Taha gülüşünü bastırmaya çalışarak kafasını salladı ve dolabının önüne geçti. Bakışlarım ondayken, o giyeceği kıyafetleri eline alıp bana döndü. Gözlerimiz birbirine değdiğinde kaşlarını havalandırdı ve çapkın bir ifade ile sırıttı. "Kalmak istiyorsan kalabilirsin tabi." dedi eğlenen sesiyle konuşurken. Utancım aniden daha çok artarken, bir an kalsam mı diye düşünmemiş değildim. "Ben hiç rahatsız olmam." diyerek devam etti Taha. Elleri antrenman formasının ucunu bulup, ben daha ne olduğunu anlamadan çıkarttığında sahte bir sinirle baktım ona. Gözlerim çıplak bedenine kaymak için dirense de onları onun gözlerinde tutmaya çalışıyordum. "Çıkacaktım." diye homurdandım arkamı dönüp kapıya yürürken. Çıkmayı aklımın ucuna bile getirmediğimi bilmesine gerek yoktu tabi. "Sende karşımda soyunmaya ne meraklıymışsın."
"Tek amacım seni kendinden mahrum etmemekti yavrum." dedi Taha arkamdan alaylı sesiyle. Onu umursamamaya çalışarak odadan çıktım ve kapıyı kapattım. Sırtımı kapının yanındaki duvara yasladığım an, sağ elim hızlıca atan kalbimin üzerine gitti ve sakinleşmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİDE AŞK
Storie d'amorenot : gerçek bir olaydan esinlenmiştir. Sizce ben; 'yuh ya ne aşkı' dediğim futbolcuya aşık olup, üstüne onunla konuşmak için kuaförü ile iletişime geçmiş miyimdir? "...Tam önümüzde durduklarında, bildiğim sayılı oyunculardan Gökhan İnler'in yanında...