Bölüm sonunda görüşmek üzere. Keyifli okumalar!
İkide Aşk - Bölüm Altı: Aşık
Ellerim bacaklarımı bulurken hafifçe tırnaklarımı geçirdim. Bacaklarım tırnaklarım batmasını hissederken yeniden heyecanlandım. Eğer aşırı gerçekçi bir rüyanın içerisinde değilsem şuan gerçekten de Adana DemirSpor'un stoperi ve 2 numarası Taha Sanuç ile aynı masadaydım.
Hatta kendisi aşırı derecede yakındımda oturuyordu ve sık sık bana bakıyordu.
Üstelik gerçekten tesadüfi bir şekilde karşılaşmış ve ben onu görmek için hiç çabalamamıştım.
İçimdeki heyecanı bastırmak için dudaklarımı yaladım yavaşça. Kalbim biraz daha böyle atmaya devam ederse pat diye öbür tarafa gidecektim.
Peki ya zaten gitmişsem ve yaşadığım her şey Allah'ın bana verdiği bir hediyeyse?
Gözlerimi devirdim içimden. Yani ölmüş olsam gördüğüm rüyada ya da her neyse, bizimkileri görmek istemezdim. Senelerce onlara katlanmıştım zaten. Ölünce beni rahat bıraksınlardı bir zahmet.
"Şimşekler grubunda mısınız?" dedi Ege bakışlarını üzerimizde dolaştırırken. Masaya oturdukları andan beri asla susmadan konuşuyorlardı. Ben başta sadece yanımdaki Taha'ya odaklansam da daha sonradan onlara katılmıştım. Benimle birlikte Taha'da sohbete dahil olmuştu ve masamız oldukça neşeli bir hale bürünmüştü. "Yaman orada." dedi Deniz hızlıca. Yaman onu onaylarcasına kafa salladı. Lisenin ikinci yılından beri Şimşeklerdeydi. Deplasmana giden otobüsten bize sürekli videolar atar ve ortamı birazcık yaşamamızı sağlardı. "Malum şartlardan biz deplasmana falan gidemeyiz." diyerek devam ettiğinde onayladım onu. Şimşekler grubunda olmak, hiç maç kaçırmadan gitmek demekti. Ki buna deplasman maçları da dahildi. Bu ise bizim ailemizin izin vereceği bir şey değildi. Türkiye'de yaşıyorduk çünkü ve bu her şeyi daha kötü yapıyordu. Deplasmana gitmek istesek dayım, eğer boşsa, bizi seve seve götüreceğini söylemişti. Ki önümüzdeki hafta olacak Beşiktaş maçına uçarak gidecektik. Bunun için ailedeki herkese yalvarmamız gerekmişti ve sonunda dayım bize acıyıp kabul etmişti.
İlk kez Vodafone Arena'da maç izleyecektim!
Yüzümde engel olamadığım bir gülümseme oluştu ve ikiye katlanan heyecanımı arttırmak için yeniden derin bir nefes aldım. Vallahi bayılacaktım.
"Ama maçlarda varsınız herhalde?" dedi Ege'nin gözleri bana değerken. Usulca kafamı salladım. "Sezon başladığından beri hiç iç saha maçı kaçırmadık." diyerek cevapladım onu hızlıca. Yüzünde garip bir gülümseme oluşurken onayladı beni yavaşça. Deniz'e göz attığımda, imalı gülümsemesi ve gülümsemesine eşlik eden bakışları ile bana bakıyordu. Ne vardı canım? Hem oldukça eğlenceli bir ortamdı hem de bana Taha'yı görüyordum. Maçlara gitmemizin hiçbir eksisi olmuyordu yani. Fazlaca artısı vardı hatta.
"Hep aynı yerde oturuyorsunuz sanırım?" dedi Taha usulca bana bakarken. Biliyordu çünkü görüyordu. Çünkü sırf Taha'yı yakından görmek için aşağı tarafa bilet alıyor ve olabildiğince kapıların açılmasına yetişip en öne geçiyorduk. "Evet..." dedim mırıldanma gibi çıkan sesimle. Dudaklarımı yaladım hızlıca. "Hep 103'teyiz." diyerek devam ettim sesimi normal bir şekilde çıkartmaya çalışarak. Gülümsedi sakince. Yüzümde aynı şekilde bir gülümseme oluşurken ikimiz de aynı anda önümüze döndük. Yaman ve Efe'nin imalı gülüşünü gördüm o anda. Yaman'ın bakışlarındaki 'seni gidi seni' iması gözümden kaçmazken içimden kahkaha attım ve gözlerimi kaçırdım. Yoksa içimden attığım kahkahayı dışımdan da atardım ve hoş olmazdı.
Ayrıca ben sanırım gerçekten de hayatımdaki bütün şansımı bu konuda kullanmıştım.
Hiç umudum yoktu ama umarım bu böyle devam eder ve sonsuza dek sürerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİDE AŞK
Romancenot : gerçek bir olaydan esinlenmiştir. Sizce ben; 'yuh ya ne aşkı' dediğim futbolcuya aşık olup, üstüne onunla konuşmak için kuaförü ile iletişime geçmiş miyimdir? "...Tam önümüzde durduklarında, bildiğim sayılı oyunculardan Gökhan İnler'in yanında...