Herkese merhaba. Çok güzel bir duyuru ile geldim.
Sizlere En Beşiktaş'ın Çocukları Sever serisinin 3. kitabının Yula olduğunu söylemiştim ama bir değişiklik oldu. Yani 3. kitapta biraz değişikliğe gittim veeee En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever serisinin 3. kitabı olan ON İKİ NUMARA YAYINDA!
Umarım hepiniz çok seversiniz.
Bölüm sonunda görüşmek üzere. Keyifli okumalar!
İkide Aşk- Bölüm Otuz Dört: 'Stoperin eşi de stoperdir.'
Kafamı kapının çok az açtığım aralığından dışarı çıkartırken dışarıya göz attım. Sinsi işler çevirmekte usta olduğumu düşünürdüm. En azından Deniz ile yaptığımız sinsiliklerin, Deniz bizi batırmadığı sürece tabi, hiçbirinde yakalanmamıştık. Gerçi sinsi demek biraz aşırı kaçardı. İnsanların tasvip etmediği şeyler desem daha doğru olurdu galiba.
Bunlardan birisi daha dokuzuncu sınıfken annemlere dışarı çıkacağız diyerek sabahın köründe evden çıkıp Gaziantep'e baklava yemeye kaçmamızdı. Hiçbir yerine bilmediğimiz şehre, iki salak tek başımıza gitmiştik.
Yakalanırsak bahanemiz de hazırdı; baklava yiyeceğimizi söyledik, nerede yiyeceğimizi söylemedik ki.
Ama işin ilginç tarafı yakalanmamıştık ve buna hala zaman zaman şaşırıyorduk.
Ki yakalanmanın ucundan dönmüştük. Babam fotoğraflarıma bakarken Antep'te Deniz'in çektiği bir fotoğrafı görmüş ve oranın neresi olduğunu sormuştu. Bende bilmediğimi, bir arkadaşımızın bizi götürdüğünü söylemiştim. Ve konu böylece kapanmıştı.
Kulağıma dolan ayak sesleri, Dize Yiğit ile anı saatinin sonlanmasını sağlarken kafamı odaya doğru çektim ve kapıyı kapattım. Yan odanın kapısı açılırken nefesimi tuttum. Yan odada Necip abi ve Utku kalıyordu. Yani ikisinden biri dışarı çıkmış olmalıydı. Taha'nın da dışarıda olduğunu düşünürsek... Kesin yakalanacaktı!
Yan odadan yeniden bir kapı sesi geldikten saniyeler sonra kaldığım odanın kapısı tıklatıldı. Hiç beklemeden kapıyı açtım ve Taha'nın kolunu tutup içeri çektim. Kafamı uzatıp koridorun boş olduğuna emin olduktan sonra bedenimi tamamen içeri soktum ve kapıyı kapattım.
Aynı anda bedenim Taha'nın çekmesi ile onu bedeni ile bütünleşirken kollarımı göğsünün üzerine koydum. "Beni odana attın sevgilim..." diye mırıldandı eğlendiği belli olan ses tonuyla. Yüzümde bir gülümseme olurken kaşlarımı havalandırdım. "Öyle mi olmuş?"
Yüzünü eğip dudaklarımın üzerine kısa bir öpücük kondurdu ve hemen geri çekildim. "Öyle oldu." dedi serseri bir surat ifadesi ile. Gülerek başımı iki yana salladığımda, Taha ellerini belimden çekti. Kollarını bacaklarıma sararken, beynim ne olduğunu kavrayamadan bedenimi onun kucağında bulmuştum. Bacaklarım tutunmak için beline sarılırken, kaşlarım çatıldı ve üstten ona ters bakışlar attım. "Taha ya..." diye fısıldadım huysuzca, aynı anda kollarımı boynuna dolamıştım. "Güzelim..." dedi beni asla umursamadan yatağa doğru ilerlerken. Bu adam yüzünden bir gün küt diye ölecektim.
"Tam odadan çıkarken Ersin uyandı." diye mırıldandı Taha beni beni yatağa yatırırken. Gözlerim irice açıldı. Ay yan odadakilerden korkarken Ersin'e mi yakalanmıştık? Bizim şanssızlık şaka gibiydi. "Ee?" dedim Taha yanıma yattığında ona doğru dönerken. İki kişilik yatağı olan bir oda vermeleri benim bu günkü en büyük şansım olmuştu. Onun dışında günümün iyi geçtiği ve içimdeki kötü hissin geçtiği söylenemezdi. "Rüya gördüğünü söyleyip geri uyuttum onu." dedi Taha ciddiyetle konuşurken. Kaşlarım çatılırken gözlerimi kırpıştırarak baktım ona. Ne yapmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİDE AŞK
Romancenot : gerçek bir olaydan esinlenmiştir. Sizce ben; 'yuh ya ne aşkı' dediğim futbolcuya aşık olup, üstüne onunla konuşmak için kuaförü ile iletişime geçmiş miyimdir? "...Tam önümüzde durduklarında, bildiğim sayılı oyunculardan Gökhan İnler'in yanında...