Bölüm Yedi

5.9K 209 18
                                    

İkide Aşk - Bölüm Yedi: Beyaz Yalanlar

Titreyen ellerim ile bildirimi kabul etmemin üzerinden dakikalar geçmişti. Bu yıllar gibi geçen dakikalar içinde ise yaptığım tek şey telefonumu karşıma alıp hiç gözlerimi ayırmadan ve hatta kırpmadan telefonumu izlemekti. Kalp atışlarım hala çok hızlıydı ve titreyen ellerim bana hiç yardımcı olmuyordu. Üstelik bazen kendimi bayılacak gibi hissediyordum. Ama annemlere bayılma sebebimi açıklayamayacağım için kendimi tutuyordum.

Yani babamın karşısına geçip 'Aşık olduğum futbolcu bana istek attı, bende dayanamadım. Fazla heyecandan bayılmışım.' diyemezdim. Dersem de muhtemelen babamın bakışları yüzünden tekrar bayılır, babam da hazır ben baygınken beni evin yolunu bulamayacağım bir yere atardı. Sonuç olarak evsiz ve ailesiz kalırdım. Hiç hoş olmazdı...

"Vallahi gerçek." dedi Deniz hala oldukça şaşkın çıkan sesiyle.Elli beşinci kez benim hesabıma girip takipçilerimi yeniden bakmıştı muhtemelen. Hesabımı aktif olarak kullansam da tanımadığım kimseyi eklemiyor ve takipçi kirliliğini engelliyordum. Bu yüzden çok fazla takipçim yoktu. Şimdi ise aşırı az ve öz olan takipçilerim arasına bir yenisi daha eklenmişti: Aylardır takip edip mesajlar yazdığım, uğruna maç kaçırmadan stadlarda süründüğüm ve görmek için her şeyi yapatığım insan... Taha Sanuç!

Aylar önceki Beşiktaş hazırlık maçına giderken bana; karşı takımın oyuncusunu çok beğeneceksin, hatta gereğinden fazla beğenecek ve onunla görüşmek için kuaförü ile iletişime geçeceksin ve görüşeceksiniz, maçlarda sık sık göz göze geleceksiniz ve hatta kafede karşılaşacaksınız, üstelik o futbolcunun en yakın arkadaşının erkek kardeşi senin dershaneden arkadaşın olacak dese o insanı senaristliğe yönlendirir ve hayal gücünü orada kullanması gerektiğini söylerdim.

Çünkü imkansızdı!

Tek kelime ile; imkansız.

Bugün, tam şuanda, oturduğum sandalyede bunların hepsini yaşamış bir şekilde oturuyordum. Birkaç saat önce, onun yanından ayrılmıştım. Üstelik ayrılırken aşırı samimi ve tatlı bir sarılma gerçekleştirmiştik! Birkaç dakika önce de isteğini kabul etmiştim.

Evren şu aralar işini gücünü bırakmış benimle ilgileniyor olmalıydı. Bunların başka hiçbir açıklaması yoktu çünkü. Tabi birde annemin ve yengemin; Taha'dan her an 'damadınız' diye bahsettiğimde 'amin' demeleri vardı.

Yaptığım manifestlerin ortama giriş şekli...

Kendi kendime kıkırdadım. Harbiden çocuğu her şekilde ve her yerden kendime çekmiştim. Ama iyi ki de çekmiştim.

"Dize?" dedi Deniz birden korku dolu ses tonu ile. İrkilerek ona döndüm. Neden birden konuşuyordu? İnsan haber verirdi! "Kapalı ekrana bakıp gülmen beni ürkütmedi değil..." diyerek devam etti gözlerini kısıp dudaklarını büzerken. Dudaklarımı yaladım ve gülümsedim. "Bir şeyler düşünüyordum."

"Çoktan aşık olmuş olma olasılığın yüzde kaç?" diyerek yeniden konuştu kuzenim. Bana olan inancı gözlerimi doldurmuştu. "Aşık olsam anlardık herhalde." diye gözlerimi devirdim. Aşkın nasıl hissettirdiğini bilmesem de, anlardım herhalde. "Salaksın sen." dedi Deniz bana bayık bir ifade ile bakarken. "Anlamazsın."

"Harika bir kuzensin." diyerek mırıldandım yüzümü buruştururken. Deniz beni umursamadan telefonunun ekranında parmaklarını gezdirmeye devam etti. Onu umursamadım ve sandalyeye sırtımı yasladım. "Anlardım ya..." dedim yeniden konuşarak. Salak değilimdir herhalde... "Ne bileyim insan aşık olunca her zaman hissettiği duyguları hissetmez sanırım. Hisleri, her şeye bakışı daha farklı olur."

"Kalbini asla susturamaz." dedi Deniz hızlı bir mırıldanma ile. Ben ve kalbim hızlıca onayladık onu. Kalbim asla susmadığı için bu durumu biliyordu. Bende onu asla susturamadığım için oldukça aşinaydım bu duruma. "Stresli ya da kötü hissettiği zaman, onu gördüğünde o an her şey çok daha güzel olur." diyerek devam etti. Yüzünde ufak bir tebessüm oluşmuştu. "Bazen yan yana oturup sadece ders çalışmak bile dünyanın en güzel aktivitesi gibi gelir."

İKİDE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin