Selamlar!
Öncelikle şükür kavuşturana... Geçen haftalar sanki yıllar gibi geldi. Ama sonunda döndüm! Ve oldukça keyifliyim.
Size en hızlısından bir bölüm yazdım ve döndüğümü haber vermek istedim. Eski düzenimi oturtturmak biraz zaman alacak gibi ama halledeceğim. Artık buradayım ve uzun süre ayrılmaya niyetim yok.
Keyifli okumalar!
İkide Aşk - Bölüm On Üç: Falcı
Aşka inanan o insanlardandım. Bir gün aşkın beni de bulacağını, ki bence bulmuştu, ve mükemmel bir ilişki yaşayacağımı düşünürdüm. Aslında sadece düşünmenin yanı sıra bundan oldukça emindim.
Aşka inanmamın aksine ise flört etmeye bayılırdım. Deniz'in de benden eksik kalan yanı yoktu tabi... Farkımız o birinden hoşlanana kadar herkesle flört eder, ben ise sadece hoşlandığım kişiler ile flört ederdim. Tabi bir de benim flört etmeyi bilmeme sorunum vardı.
Ama Taha ile bu durum birden kalkmıştı.
Birbirimize fazla fazla flörtöz bir şekilde yaklaşıyorduk. Ve attığım mesajları gören Deniz ve Yaman önce oldukça şaşırmış, sonra da başarım için tebrik etmişlerdi. Çünkü onlar asla doğru düzgün flört edemeyeceğimi düşünürdü. Hatta beni umutsuz vaka olarak görürlerdi.
Kafamı telefonumdan kaldırdığım anda dikiz aynasından dayımla göz göze geldiğimizde yüzümdeki gülümseme yavaşça soldu. Bu kaçıncı yakalanışım olmuştu acaba? Dayım yola kısa bir bakış attı ve yeniden bana döndü. "Ne yapıyorsun sen telefonda?" diyerek sordu şüpheci sesiyle. Gözleri kısıktı, yüzünde ise sorgulayan bir ifade vardı. Kıskanç bir babanın yanı sıra kıskanç bir dayıya da sahiptim... Ki zaten benim baba yarım dayım sayılırdı. Amcam birkaç tık dolandırıcı olduğu için ondan pek haz etmezdik. O da bize bayılmıyordu ya gerçi. Yüzümde masum olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim. Ne yapıyordum ben telefonda?
Hala Hatay'da olan, fazla yorulmuş ama buna rağmen minnoş minnoş davranan ve takımının üçüncü golünü atmış hayatımın aşkı ile konuşuyordum.
Ama ben bunları dayıma söyleyemezdim. Durduk yere kaza yapmamıza gerek yoktu bence. Peki ben telefonda ne yapardım? Deniz ya da Yaman ile mesajlaşırdım. Ama ikisi de yanımdaydı ve onları öne süremezdim. Ablam bu akşam konsere gitmişti ve bunu hepimiz biliyorduk, onu da söyleyemezdim. Yankı da yanımdaydı... Ben telefonumdan kitap okurdum. Tabi ya!
"Kitap okuyorum dayıcım." dedim hızlı bir şekilde, aklıma gelen ilk şeyi söylerken. Dayımın gözleri biraz daha kısıldı ve bana ters bir bakış attı. "Mesaj yazarak kitap okuyorsun galiba bebeğim." dedi alaylı ses tonuyla. Yüzümdeki gülümseme solarken diğerleri bu halime güldü. "Sen de dayıcım." diyerek mırıldandım abartı bir ifade ile. "Yorum yapıyorum ya..."
Dayım bir şey demediğinde çaktırmadan bir nefes verdim ve yanımda gülen Yaman'a yavaşça vurdum. "Döverim seni." dedim kısık çıkan sesimle. Yaman beni umursamadan gülmeye devam ederken gözlerimi devirdim ve telefonuma döndüm.
O anda Ege ve Deniz'in olduğu gruba mesaj gelmişti. Taha'nın mesajına baktıktan sonra gruba girip mesajlara baktım. Okuduğum mesaj ile gözlerim heyecanla açılırken Deniz'e baktım.
Ege bir falcıdan bahsetmişti ve çok iyi baktığını söylemişti. Olduğu servisteki biri söylemiş ve her şeyi bildiğini anlatmış. Baya her şeyi... Ege'de çok inanıyormuş gibi gidelim demişti. Biz de falsız yapamadığımız için kabul edecektik tabi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİDE AŞK
Romancenot : gerçek bir olaydan esinlenmiştir. Sizce ben; 'yuh ya ne aşkı' dediğim futbolcuya aşık olup, üstüne onunla konuşmak için kuaförü ile iletişime geçmiş miyimdir? "...Tam önümüzde durduklarında, bildiğim sayılı oyunculardan Gökhan İnler'in yanında...