Keyifli okumalar!
İkide Aşk - Bölüm Üç: Rüya
Bir Hafta Sonra
Hayatımın on sekiz yılı, aslında oldukça normaldi. Klasik Adanalı bir ailede doğmuş ve büyümüştüm. Tabi bir Adanalı aile ne kadar klasik olabilirse... Annem ve babamın dillere destan bir aşk hikayesi yoktu. Hatta tamamen yanlışlıkla evlenmişlerdi: Ne annem ne de babam evlenmek istiyormuş, bekar olarak hallerinden memnunmuş. Babam, babaannemin gösterdiği her kadına bakmadan reddediyormuş. Annem ise haber yollayan görücüleri asla kabul etmiyormuş. İkisinin ortak akrabaları, annemle babamın yakışacağını düşünmüş ve babaanneme gitmiş. Daha sonra anneannem konuyu açmış ve annem tamamen dalgasında 'gelsinler çikolata yeriz en azından' demiş. Anneannem ise annemin dalga geçtiğini anlamamış ve onunda istediğin düşünmüş,
Sonuç olarak evlenmişler.
Ailemin ikinci çocuğuydum, benden küçük bir erkek kardeşim ve bir ablam vardı. Genel olarak şiddet dolu ilişkimiz olsa da, seviyordum onları. Bazen... Şaka bir yana, ciddi anlamda onlar her şeyimdi. Erkek kardeşim Yankı ile aramızda iki yaş vardı, o yüzden abla kardeşten çok arkadaş gibiydik. Ablam ise benim her şeyimdi. Uzun zaman birlikte vakit geçirdiğimizde birbirimizden nefret ediyormuşuz gibi kavga eder, birkaç saat sonra ise hiçbir şey olmamış gibi konuşurduk. Ablam Yaren benim ilk ve muhtemelen asla aramın bozulmayacağı tek arkadaşımdı.
"Abla?" dedi Yankı yanıma gelip uzanırken. Onun yanında küçücük kalmıştım. İki yaş büyük olmama rağmen, insanlar genellikle bizi abi- kardeş zannediyordu. Yankı ise bu durumdan oldukça memnundu. "Efendim bebeğim?" dedim onu kolumun altına alıp saçlarına bir öpücük kondururken. Seviyordum bu çocuğu. "Biriyle konuşmaya başladım." dedi telefonu açıp gözüme gözüme sokarken. Telefonu elinden alıp açtığı fotoğrafa baktım. Kaşlarım havalandı. "Bu kız sana nasıl baktı lan?"
"Niye bakmasın oğlum?" dedi telefonunu elimden çekip doğrulurken. Dik bakışları üzerimde geziniyordu. "Senin aksine herkes yakışıklı olduğumu biliyor." diyerek devam etti, gözlerini devirirken. Kıkırdadım. "Tamam tamam." dedim gülüşlermim bitince. "Senin okuldan mı?"
"Evet. Alt sınıflardan." dediğinde sahte bir ciddiyetle kaşlarımı çatım. "At hırsızı." dedim sahte bir ciddiyetle. "Çelmesinize olum gencecik kızların aklını."
"Senin saçmalama saatlerin başlamış anlaşılan." dedi yanımdan kalkarken. Kıkırdadım ve ona öpücük attım. Gözlerini devirip odadan çıkmak için hareketlendi. Kapıdan çıktıktan birkaç saniye sonra kapıdan kafasını uzattı. "Haber vermedi mi kuaför?" dedi meraklı sesiyle. Yüzüm düşerken kafamı iki yana salladım. "Biliyordum zaten böyle olacağını." diyerek mırıldandım. "Sıkma canını." dediğinde kafa salladım. Yankı odadan yeniden çıkarken yatağıma biraz daha yayıldım.
Yankı koyu bir Adana Demir taraftarıydı. Maçları hiç kaçırmazdı, Şimşekler Grubundaydı zaten. Kuaför meselesini ona anlattığımda Yaman ile benzer bir konuşma yaşamıştık. Neden kuaförü takip ettiğimi, Adana Demirli bile olmadığımı söylemişti.
Adana Demirli olmama gerek yoktu. Ben Beşiktaşlıydım. Birde Taha Sanuç sporlu.
Telefonumu açıp Taha'nın hesabına girdim. Sayfada bir hareket yoktu. Derin bir nefes aldım ve telefonun ekranını kapatıp göbeğimin üzerine koydum. Kuaförün attığı mesajdan sonra bir deplasman maçı olmuştu. Ama kuaförden bir haber gelmemişti. Adam muhtemelen bana üzülüp, öyle cevap vermişti. Sonra ise umursamamış ve unutup yoluna bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİDE AŞK
Romancenot : gerçek bir olaydan esinlenmiştir. Sizce ben; 'yuh ya ne aşkı' dediğim futbolcuya aşık olup, üstüne onunla konuşmak için kuaförü ile iletişime geçmiş miyimdir? "...Tam önümüzde durduklarında, bildiğim sayılı oyunculardan Gökhan İnler'in yanında...