Herkese merhaba, uzun zamandan sonra burada olmak bana çok tuhaf hissettiriyor. Ama bir yandan da inanılmaz mutluyum. Onları yeniden yazmak, hatırlamak bana iyi geldi. Ve Beşiktaşlı Taha'yı iki yıl sonunda canlı görmek.
2022'nin Mart ayında başladığımız hikaye, 2024'ün Eylül ayında farklı bir noktaya geldi. Talha'yı görmüş olmanın vesilesi ile, üzerinden bir süre geçmiş olsa da, ikinci yaşımız da kutlu olsun!
Ben yazarken çok keyif aldım ve çok iyi hissettim. Umarım aynısı sizin için de olur. Sizi çok seviyorum, keyifli okumalar!
İKİDE AŞK- İKİNCİ YIL ÖZEL BÖLÜM
YILLAR SONRA
Deniziko: Naptın lan? (00:49)
Deniziko: Konuşamadık bugün benimki yine çılgın gününde uyanmıştı. (00:49)
Deniziko: Bizim damat da gelmiş, hasret gideriyorsunuzdur. (00:49)
Deniziko: Ama bende seni özledim aşkım. (00:49)
Deniziko: Nasılsın? (00:49)
Dize Sanuç: Hamileyim. (00:50)
2
Ruh eşi deyimi, kendimi bildim bileli inandığım bir gerçeklikti. Birgün hep ruh eşime kavuşacağımı ve ondan sonra yürüyeceğim her yolu onunla yürüyeceğimi düşünmüştüm. Çünkü bazı yollar yalnız yürünmezdi, bende kendi yolumu yalnız yürümeyeceğimi biliyordum. Aslında bilmekten de öte, bundan çok emindim.
Sonra bir gün, sıcak bir Adana Ağustos'unda bir adam görmüştüm. Daha yirmili yaşlarında, oldukça genç ve başarılı bir adamdı. Gözlerim bir kez o adama takılmıştı, bir daha da asla çekememiştim.
Başta bana çok uzak ve birçok noktada imkansız olan o adamı, soğuk bir günde tanımıştım. Belki de hayatımın ve gençliğimin en güzel günüydü. Her şeyin başlangıcıydı. En çok da sonun... O adamı görmüştüm, tanımıştım ve sevmiştim. Bir daha bırakamayacak, hatta ondan ayrı bir hayat düşünemeyecek kadar çok sevmiştim.
Ama hiçbir şeyi tek taraflı yapmamış, sevdiğim kadar sevilmiştim de.
Yani sıcak bir Ağustos günü, aslında yürüdüğüm yolda beni yalnız bırakmayacak bir adamı tanımıştım ben. Herkesin iki numarası, beni asla yalnız bırakmamış ve hayatımın aşkı olmuştu.
Aslında hayatım olmuştu desem daha doğru olurdu galiba.
Şimdi ise belki hikayenin başladığı yerde değildim ancak hikayemizin devam ettiği en güzel noktadaydım, yeniden.
"Yenge durumlar nasıl?"
Duyduğum sesle bakışlarımı geniş kapıdan alıp, hemen yanımdaki çocuğa çevirdim. Heyecanlı bir ifade ile bana bakıyor, beş dakikada bir yaptığı gibi nasıl olduğumu sormaya devam ediyordu. Dudaklarımdaki gülümseme biraz daha genişlerken ufakça omzuna dokundum. "Merak etme canım..." diye mırıldandım yavaşça. "İyiyim, hala bir sorun yok."
"Aman yenge..." dedi arkadan başka biri gülerken. "Bir şey olacak diye aklımız çıkıyor. Abimizin emaneti sayılırsın sen."
"Aşk olsun..." Aniden çıkan abartı dolu ifadem, bir anda herkesin susmasına ve şaşkınlıkla bana bakmasına neden olmuştu. Aldırmadım ve onlara bakmaya devam ettim. Kirpiklerimi usulca kırpıştırdım. "Sadece abinizin emaneti miyim ben? Hani bir tanecik sosyal medya prensesinizdim? Hani ablanızdım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİDE AŞK
Romancenot : gerçek bir olaydan esinlenmiştir. Sizce ben; 'yuh ya ne aşkı' dediğim futbolcuya aşık olup, üstüne onunla konuşmak için kuaförü ile iletişime geçmiş miyimdir? "...Tam önümüzde durduklarında, bildiğim sayılı oyunculardan Gökhan İnler'in yanında...