"Serap!" diye bağırıyordu annem yine yırtık dondan çıkmış gibi. Oflayarak üzerimi giyinip,odamdan çıktım ve oturma odasına doğru yürümeye başladım. İçeriye girdiğimde sofrada çayları bardaklara dolduran anneme baktım ve "Ne oldu? Hayır,kıyamet kopuyor da benim mi haberim yok?" dediğimde annemin ev terliği uçan süpürge misali son hızla bana doğru geldi.
Yana kaçarak anneme baktığımda saçlarımı düzelttim ve sinirle "Sen bu saçları,şekle sokabilmek için ne kadar uğraştığımı biliyor musun kadın?!" diye bağırdığımda anneciğim gözlerini devirerek başını salladı.
İlkokul ve ortaokulu Kayseri'de yatılı okuduktan sonra liseyi evimde okuyacak olma fikri beni heyecanlandırıyordu. Sofraya geçip oturduğumda gayet mutlu bir şekilde gülümsedim ve "Ağabeyim yok mu?" diye sordum.
"Okula gitti." Diyen anneme bakıp "Yakında Fakülteden mezun olacak. Ne diye gidiyor ki?" diye sorduğumda annem "Okul önemlidir Serap!"dedi her zamanki anneler her şeyi bilir edasıyla.
Gözlerimi devirerek, ağzıma aldığım zeytinimi çekirdeği ile yutup, üzerine çayımı içtim. Ağzımdaki lokmayı tamamen yuttuğumda "Benim de bugün yeni okulumdaki ilk günüm!" dedim heyecanımı bastırmaya çalışarak.
Annem, yatılı olmayan bir okula gitmemden memnun değildi. Çünkü ben tam bir baş belasıydım. Kayseri de kaldığım süre boyunca üç tane yurt değiştirmiş ve bunlardan ikisinde yangın çıkarmıştım. Zavallı Fem sakinleri... benim bir suçum yoktu gerçi hepsi o abla bozuntularının suçuydu ama yine de yaptığımdan çok pişman olup,yurdu yaktığımı gidip itiraf etmiştim. Bir nevi hatamı telafi etmeye çalıştım işte. Ve onlarda liseyi İstanbul'da okumam gerektiğini söyleyerek beni buraya göndermişlerdi. Ve bu sevgili dostlarım kısacası "Allah'ından bul Serap!"demekti.
Annem söylediğim şeye karşılık olarak " Biliyorum,seni ben bırakacağım." Dediğinde içimdeki şeytan,tilki,koyun,ne kadar hayvan varsa hepsi kafamın içine doluştu ve hep bir ağızdan öyle bir bağırmaya başladılar ki yedi cihan sarsıldı.
Ben "Ne? Şaka mı yapıyorsun anne?!"
Annem "Hayır, gayet ciddiyim kızım." Dediğinde sesindeki buz gibi ifade beni sinir etmeye yetmişti.
Sinirle kahkaha atarak "Haha, ben bebek miyim? Allah aşkına anne, bana bir bak! Büyüdüm ben!"dedim.
Ukala bir tavırla " Sana göre elbette büyüksün."dedi.
Gözlerimi kapatıp, derin derin nefesler alıp verdim ve anneme bakarak "Anne! Bana bak! Tamam mı? Bana bir bak! Bak, göğüslerim var. Sivrisinek ısırığı gibiler ama varlar. Hem boyumda uzun!"
Umursamaz bir tavırla "1.50" dedi.
Kaşlarımı çatarak "Ne? 1.50'lik kızlar adamdan sayılmıyor mu? Anne, lütfen. Bak, hem koltuk altlarımda kıllar da var!" dediğimde annem çıldırmış gibi bana baktı ve pes edercesine "Pekala, kendin git. Ama eğer olurda ağlayacak olursan..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ AŞIK (ESMER SERİSİ -2)
Teen FictionBiz imrenilendik... Parmakla gösterilen ve çoğu zaman nefret edilen ve ettirendik... Biz aileydik... Biz birdik... Birimiz leb diyorsa diğerimiz lebi diyendik... Sorun olduğunda neden diye sormayan hemen geliyorum diyendik... Ağladığında ağlama deme...