-20.bölüm-
Birinden hoşlandığınız zaman aklınız sürekli onunla meşgul olur. O aklınıza her geldiğinde aptalca güler sürekli mutluluk tabloları çizersiniz. Yanındaylen nasıl hissedeceğinizi,ellerinizin sinirden nasıl buz keseceğini ya da dizlerinizin bağının nasıl çözüleceğini düşünür durur ve daha çok heyecanlanmaya başlarsınız...
Volkan ile birlikte Şehremini parkta onun isteği ile el ele yürürken aklımdan geçen tek düşünce buydu. Kendime bile itiraf etmekten korktuğum o hissin ağında öyle bir sallanıyordum ki bu şapşalın yanındayken hissettiklerimi göz ardı ediyordum. Hafif jöleyle şekillendirdiği kahve karamel rengi saçları gözlerinin üzerine bana bile yakışmayan birkaç tutam perçemle düşerken gözleri hiç olmadığı kadar parlıyordu.
Aklım senin için derken kalbim başka söylüyordu. Elimi tutan eli daha da sıkılaşıp derin bir çekti ve bana bakarak "Bugün ne yapmak istersin?"diye sordu. Beklemediğim bu soru karşısında ağzımı açıp ona mal gibi bakmaktan başka birşey yapamadım. Başını başka yöne çevirip gülümsediğinde bir kez daha içini çekti ve elimi bırakıp elini omzuna attı ve beni de kendisine çekerek yürümeye başladı.
"Anlaşılan Şahin kuş uçuyor."dediğinde dudaklarımı ısırdım. Aptalın önde gideniydim ben. O kahkahalarla gülmeye devam ederken ben kaşlarımı çatmış ona bakıyordum. "Seni susturabilen tek insan ben olduğum için seviniyorum"dediğinde homurdanmaya benzer sesler çıkardım.
kahkahası giderek artarken "Bu kadar komik olan ne?"diye sordum.
Dudaklarını büzüp,düşünürmüş gibi yaptı ve "Hiç."dedi omuz silkerek. Gözlüklerini takıp,soğuk havadan korunmak için atkısını iyice sıktığında aklımdan onu o atkıyla boğabileceğimi geçirdim. Ama bu bile onu susturmamıştı. Bana bakarak "Beni bununla mı susturmayı düşşünüyorsun yoksa?"diye sorduğunda ağzım açık ona baktım ve "Bir taraflarında radar falan mı var senin? Düşündüklerimi nasıl oluyor da anlayabiliyorsun?"diyerek onu ittiğimde büyük sesli bir kahkaha attı ve bana doğru eğilerek "Çünkü senden hoşlanıyorum Şahin!"dedi gözlüklerinin ardından bana bakan kahve gözleriyle...
İçimi çekerek elimi eldivenimden çıkardım ve "Beni seven tek sen değilsin."diyerek arkamı döndüm ve açıkta bıraktığım sarı saçlarımı kırbaç gibi savurarak yürümeye başladım.
Bir koşuda yanıma gelip,beni kolumdan tuttu ve karların içinde sarsarak "Artık benden başkası hoşlanamaz!"dedi sert bir dille.
Omuz silkerek ona baktım ve "Bu kadar çok mu hoşlanıyorsun benden?"diye sordum dudaklarımı uzatarak. Kaşlarını kaldırıp,gözlüklerini gözünden çıkarıp yere attı. Merakla ona bakarken "Ne yapıyorsun?"diye sordum.
O ise bana gülümsüyor diğer yandan üzerindekileri çıkarmaya devam ediyordu. Okulun yokuşuna ne ara geldiğimizi bile bilmiyordum!
"Ne yapıyorsun sen?!" diye bağırdığında çıplak elleri ile belime saldırdı ve beni kendisine çekerek "Seni hem öpmek hem de dövmek istiyorum!"dedi. Bembeyaz dişleri yırtıcı bir hayvanın en güçlü silahı gibi parlarken yutkundum ve kıkırdadım.
"Korktun mu?"diye sorduğunda beremi başımdan çıkarıp yere attım ve "Ben kimseden korkmam!"dedim.
Gözleri gözlerime kilitlenmiş arada sırada dudaklarıma kayarken ona en şirin yüz ifademle baktım. Başını yana eğip eliyle yüzüme yapışan saçlarımı çektiğinde "Buna piişman olacaksın Anka Kuş!"diye bağırdım ve onu yere ittim. Ayaklarımla yerdeki karlara vurup kalkmasını önlerken etrafında kızılderililer gibi diareler çizerek dans etmeye başladım.
Mahalle sakinleri sesimden rahatsız olmuş olacak ki bir teyze camını açıp "Sizi gidi terbiyesizler sizi! Anneniz babanız yok mu sizin?"diye bağırınca elimde yuvarladığım kar topu ile kalakaldım.
Ne yapıyorduk ki bu teyze bize öyle demişti? Volkan,merakla bana bakarken aklımdan geçenleri tahmin etmiş gibi dile getirdi ve daha o 'Serap hayır' diyemeden ben elimdeki kar topunu kadının camına doğru fırlattım ama camdan gelen çatlama sesi ile olduğum yerde kalakaldım.
Teyze,öyle bir bağırıyordu bütün sokak inliyor ve oklavasını alıp peşimden koşacağını söyleyip duruyorduç Volkan,ayağa kalkmış deli gibi gülen beni susturmaya çalışırken o da benimle birlikte gülüyor ve tüm çabaları boşa gidiyordu.
"Sus be kadın! Torunun falan yok mu? Git onları sev!"dediğimde teyze camı kapatıp içeriye girdi ve rahatllamış olarak nefes alıp verdiğimde dış kapı açıldı ve elinde oklava ile dışarı çıktı. Volkan "Olamaz!"diye söylenirken ben "Kaç!"diye bağırdım ve yokuştan aşağıya doğru kah koşarak ama daha çok kayarak popo üstü kaçmaya başladık. Kahkahalarımız her yeri inletirken ben "Daha önce peşimden koşan onca insan olmuştu ama böylesini ilk defa görüyorum. Demek aşk dedikleri şey buymuş. Yazık teyzeme ya."dediğimde Volkan beni kendine çekti ve dizlerini kırarak aşağıya doğru kayışımızı hızlandırdı.
Sonunda Doy Doy büfenin önünde durduğumuzda dönerci Tolga abiyi görmemizle mahcup olduk. Elindeli bıçakla bize bakan Tolga ağabey "Hayırdır gençler? bu soğukta burada ne işiniz var?"dediğinde dudaklarımı büzüp başımı önüme eğdim. Volkan ise "Sıcak birşeyler var mı Tolga ağabey?"diye sordu.
Tolga ağabey bize bakıp "Hadi gelin,yeni çay demledim. Serseriler sizi!"diyerek bizi içeriye aldığında önümüze konan çay bardağına ellerimi koyup ısıtmaya çalıştım. Tolga abi birkaç dakika sonra yanımıza geldiğinde gülümseyerek Volkan'a birşeyler söyledi ve Volkan'ın verdiği cevap üzerine benim bütün neşemin kaçıp gitmesi bir oldu.
Tolga "Senin şu Nihan denen kızla yaşadığın olayı bilmeyen kalmamış oğlum?"dediğinde Volkan yan gözle bana baktı ve göz kırparak Tolga Abiye baktı.
Volkan "Kendisi kaşındı k*şar."dediğinde yüzümün aldığı şekli az çok tahmin edebiliyordum. Tolga ağabey "Ee siz yalnız mısınız? Ebu Bekir ile Didem'i de çağırsaydınız?"diye sorduğunda Volkan "Onlar gelmezlerdi ki."dedi.
Daha Nihan'ın olayını anlatışını hazmedemezken bir de üzerine söylediklerini zor dinlemiştim.
Tolga "Neden?"
Çayından bir yudum alan Volkan uzanıp elimi tuttu ve gülümseyerek "Onlar çıkmıyor çünkü. Didem,Ebu'nun teklifinin kabul etmedi."dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Bana Volkan ile nasihatler veren kız,benim sırdaşım,kardeşim yerine koyduğum insan bana yalan mı söylüyordu? Cebimden telefonumu çıkartıp mesaj oluştur bölümüne girdim ve sinirle cümleleri yazmaya başladım.
"Bana yalan söyledin kızım! Geçmiş olsun şimdiden!"diyerek bana merakla bakmakta olan Volkan'a bakmaya başladım. Kaşar ha? Sen görürsün hak etmeyi göt kafalı!
-bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ AŞIK (ESMER SERİSİ -2)
Teen FictionBiz imrenilendik... Parmakla gösterilen ve çoğu zaman nefret edilen ve ettirendik... Biz aileydik... Biz birdik... Birimiz leb diyorsa diğerimiz lebi diyendik... Sorun olduğunda neden diye sormayan hemen geliyorum diyendik... Ağladığında ağlama deme...