9. Bölüm

142 23 0
                                    

-9.bölüm-

Serap! Uyan yavrum hadi!"

"Öf ya! Bir git başımdan! Gitmeyeceğim bugün okula!"

"Serap dedim!"

Allah'ım sesi o kadar işveli geliyordu ki bu kadın hakkında bazen yanlış fantazilere kapılabiliyordum. Başımı yastığımdan kaldırıp altına soktum ve yorganımın içine girerek,daha da gömüldüm yatağa. Ancak,tepeme gelip o hoş kokusuyla hayvan gibi yorganımı üstümden,yastığımı başımdan çekip alması ile bütün şartellerim atıverdi.

"Teyzenle kalıyor olman sana okula gitmeme hakkını vermiyor pire torbası!"diye çıkıştığında sıktığım dişlerimin arasından "S*ktir git kadın!"diye tısladım. Gülerek ki bu gülmesi hiç hayra alamet olmuyordu,tepemdeki yerini aldı ve en nefret ettiğim şeyi yaptı.

"Saçlarımı sevmeye başladı!"

Beni!

Ellerimin üzerine kalkmaya çalışarak,debelenmeye başladım ve "Kedi yavrusu muyum ben ya? Sokakta buldun da şefkate mi ihtiyacım olduğunu düşünüyorsun kadın! Çekil üzerimden!" dedim.

Teyzem,kahkaha atarak saçlarımla oynamaya devam ederken hızlıca yattığım yerden doğruldum ve yataktan aşağı düşerek "Seninde yatıracağın yatağın da! Lan bir kere izin verin bu kızın uyumaya,uyuyup büyümeye ihtiyacı var diye düşünün be! Yok,ama neredeeeeee!"diye ciyak ciyak bağırdığımda odanın kapısı açıldı ve içeriye teyzemin Latin Boyfriend'i girdi.

"Hola Marco!" dediğimde bana yandan bir bakış attı. Teyzeme dönüp "Bende gözü var. Sen git fırından ekmek al ben de işi bitireyim"dediğimde teyzem yastığımı kafama fırlatıp "Pire torbası!"dedi.

"Sensin pire torbası!"diye bağırdığımda teyzem elindeki alyansı gösterdi ve "Evleneceğiz yavrum."diyerek çenemi tutup salladı. odadan çıkarken "Sen de müstakbek latin kocacığında pire torbasısınız,umarım evlendikten sonra bir sürü sıçanlarınız olur!"diye bağırıp dil çıkardıktan sonra arkamı dönüp aynaya baktım ve çığlığı koyverdim.

"Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!"

Teyzem'in koşturarak yanıma gelmesi bir oldu.

Teyzem "Ne oldu?"

Ben "Yüzümün haline bak!" diye bağırdığımda yüzündeki endişenin yerini rahatlama hissi almıştı. Ona dönerek "Görmüyor musun?"diye söylendiğimde "Abartılacak birşey değil."dedi ve odadan çıktı. Aynadaki aksime bakarken "Mezar kaçkınlarına benziyorum Allah'ım."dedim ve havlumu alarak banyoya girdim.

****

Banyodan çıkıp odaya geri döndüğümde dün akşam çantamın içine tıkıştırdığım, okul formalarımı elime aldım ve hızlı hızlı giyinmeye başladım. Aklım binbir türlü soru ve sorunla doluyken bugün okulda ne halt edecektim bilmiyordum. Aynanın karşısına geçip,saçlarımı kuruttum ve iki yandan kılçık şeklinde örerek tam ortada tel tokalarla tutturup ortasına kırmızı bir taç taktım. Tamam,hanım hanımcık olmayabilirdim ama paçoz da değildim yani!

Koyu bir Galatasaraylı olaraktan ve güzel Allah'ım beni özene bezene yaratıp,tü tü maşaallah dedirtecek cinsten bir hatun oluşumdan kırmıızı bana çok yakışıyordu. Tüm bu şebekliklerimi bir kenara bırakıp,ellerimi masanın üzerine koydum ve "Sen!"dedim gözlerimi kısarak.

"Evet sen! Zombiye benzeyen suratınla bir yere gidemezsin!"dedim ve İstanbul'a gelmeden önce yurtta Avonculuk yapan kızlardan satın aldığım makyaj malzemelerini dışarı çıkardım. Tenime uygun olan fondoteni elime alıp,kapağını açtım ve yüzüme sürüştürmeye başladım. İtiraf ediyorum b*k gibi kokuyordu ama güzelliğinde bu b*klar sayesinde olduğunu düşünürsek eğer,bu uğurda yapılan her şey helaldir yavrularım.

"Serap Şahin! Eğer,o küçük çıkık kıçını kaldırıp ,bu sofraya oturmazsan! Seni bir güzel tekmelerim beni anladın mı?"diye bağıran Teyzeme "Geliyorum!"dedim ve çantamı alıp odadan çıktım. Mutfakta camın önüne koyduğu küçük masada kendime ayrılan yere oturduğumda Marco ile göz göze geldik ve gülümseyerek "Men's brother?" dedim. Bana bakıp gülümsedi ve "Yeah! It is." dedi.

Teyzeme dönerek "Seni everirken bana da kardeşini alsak ya. Yalnız şimdiden söyleyeyim benim için ağda yaptırmalı."dediğimde teyzem dediklerimi müstakbel enişteme izah etti. Adam,başını arkaya atıp kahkahalarla gülmeye başladığında elimdeki ballı ekmeği yere düşürdüm ve teyzeme dönerek "Kendimi Tarkan'ın yeni albümü için erkeksi pozlar verdiği çekim alanında hissettim he. Kuzu kuzu yavrum."dediğimde teyzem çeneme vurdu ve açıkta kalan ağzımın içine düşürdüğüm ekmeği tıkayarak "Yut yavrum."dedi.

Ağzımdaki lokmaya aldırmadan "Vabi şen bulmuşsun yutacak adamı konuşuyon anasını satayım."dedim ve saatime baktım. Çantamı boynumdan geçirerek teyzemi öptüüğümde cebinden iki ellilik çıkardı ve "Al bakalım"dedi.

Ben "Gerek yok."dediğimde "Al dedim"diyerek cebime tıkıştırdı ve durulan yüzüme bakarak "Erkenden evde ol olur mu? Makarna salatası yapar,pizza söyleriz."diyerekten beni yanaklarımdan öptü ve kapıdan çıkarken arkamdan baktı. Sokağın başına gelmiş,caddeye çıktığımda bugün gayet sakin olmaya söz verdim. Çünkü içimde bir yerlerde hala patlamamış olan bir volkan vardı ve ben onunla ne yapacağımı bilmiyordum.

-OKUL-

Demir kapı kapanmadan son anda kendimi atabilmiştim içeriye. Bekir olacak bekçi demir kapıyı sanki içeride kraliyet ailesi yaşıyormuşda biri onlara zarar verecek manasında korur gibi beş dakika erken kapıyordu. Sıranın dağılması ile derin bir nefes alan ben,büstün oraya çıkarak küçük taşın üzerinde elindeki süt kutusuyla küçük bir kız çocuğunu andıran Nefes'e doğru yürümeye başladım.

Tam o sırada kızlarda gülüşerek içerden çıkıp onun yanına geldiğinde "Günaydın."dedim en neşeli sesimle. Didem bana bakıp "Neredesin hayatım? Öldüm meraktan."diyince Senem ve Ayşegül birbirlerine bakıp gülümsemişlerdi.

Didem'e bakarak "Gece olanları ne çabuk unuttun hayvan."dediğimde Didem "Her atışım isabetliydi değil mi?"dedi. Senem "Oha ya."dediğinde Ayşegül gülme krizine girmişti. Nefes ise herkesden kendisini soyutlamış öylece karşıya bakıyordu. Kafamı birazcık yana eğip "Günaydın Nefesciğim."dediğinde yeşil gözlerini bana çevirdi. Kısa bir an yüzüme baktıktan sonra yeniden önüne döndüğünde Senem'e bakıp "Nesi var?"diye sordum.

Senem "Ezgi ile atışmışlar dün akşam. Poyraz'la dışarı çıkmak istemiş o da 'ağabeyim benimle kalacak!'diye tutturunca Ezgi'nin üzerine yürümüş ve hem Ezgi ile hem de Poyraz ile tartışmış."dedi.

Nefes'e yeniden baktığımda "Üzülme kızım."dedim onu neşelendirmeye çalışarak ama hata yaptığımın çok sonra farkına vardım. Nefes,bana dönüp o an önüne kim çıksa yerle bir edecekmiş gibi bakan gözlerle beni tepeden aşağıya süzdüğünde yüzünde eğreti bir gülümseme belirdi ve "Neden ağladın?"diye sordu.

Sözcüklerim ilk defa ağzıma tıkılmıştı. Kendimi ilk defa yenilmiş hissediyordum. Nefes,ayağa kalkıp tam önümde durduğunda bana "Sende kimsin?"bakışı attı. O anda onu hem dövmek hem de sımsıkı sarılmak istedim. Yüzü bembeyazdı... Aslında onun yüzü hep beyazdı ama bu seferki farklıydı. Sinirle ellerimi yumruk yapıp ona doğru bir adım attığımda Senem de gerildi ve önüme geçerek onu da arkasına alarak "Yavaş kızım."dedi.

Sinirle bakışlarımı üzerinde gezdirdim ikisinin de ve derin bir nefes alıp "Seni affediyorum Nefes."dedim. Ama buna o kadar boş baktı ki saçından tutup ağzını burnunu kırasım geldi. Elindeki süt kutusunu yerde durmakta olan çöp kutusuna atıp bana baktı ve "Sen beni affedemezsin. Çünkü,sen bile neye kızgın olduğunu bilmiyorsun."dediğinde apışıp kaldım.

Ne oluyordu lan? Bu kız nasıl oluyor da bana bunları söylüyordu? Hayır,hangi ara bir şeyler anlatmıştım ki! Anlatmamıştım! Eee,o halde?

Senem ve diğerlerini sınıfa göndererek karşımda durdu ve bana bakarak "Kendini fazla ön plana çıkarıyorsun."dedi.

Ben "Bundan sana ne?" dediğimde güldü. Sinirle "Yoksa kıskanıyor musun?"diye sordum. Bu sefer ki gülümsemesi daha bir belirgindi. Güzel kızdı allahı var. Beni bile ikiye katlardı ama o soğuk duruşu yok mu,o halinden tiksiniyordum işte!

Nefes "Ben..."dedi işaret parmağını göğsüme dayayarak "Her zaman herkesten bir adım önde oldum. Soğuk tavrım seni üzmesin."dediğinde sesindeki meydan okuma ve şefkat beni hem sersemletmiş hem de duygulandırmıştı.

Ben "Neden böylesin?"

Nefes "Sen neden böylesin?"

Ben "Aynı şey değil."

Nefes "Gözyaşının tarifi olmaz. Ağlamak ağlamaktır! Önüne sadece sıfatlar koyarız o kadar."dediğinde güldüm. Gerçekten gülmüştüm ama. Elini tutarak "Bazen,canımı yakanların canını yaktığım için pişman oluyor ve üzülüyorum."dediğimde Nefes " Niye oluyorsun? İntikam,intikamdır. Bu dünyada ve öbür dünyada herşey karşılıklıdır bunu sakın unutma."dediğinde arkamızdan şen şakrak bir ses duyduk. Doruk beni görünce her ne kadar "Yine mi sen?"bakışı atsa da gülümseyerek önüme baktım. Nefes "Serap diyor ki intikam aldığım zaman kötü oluyor ve üzülüyorum. Sen ne diyorsun?"diye sorduğunda Doruk'a baktım.

Bembeyaz dişleri ,gamzeli yanakları ile oynaşırken "Ne mi diyorum?"diye söylendi gülen bir yüzle. Sonra bana baktı ve "İzle frodo!"dedikten sonra gidip camın kenarında yeni gelen çocuklarla gülerek birşeyler konuşmakta olan Bade'nin saçını tutup çekti ve onun bağırışlarına aldırmayarak yanımıza geldi.

İçini çekerek "İntikam almak,zevk almakla eş değerdir. Haz verir insana. Tabi içinde kan olmadığı sürece. Ha,diyorsan bana yapılanlar ağır,onun da kolayı var. Kişiyi en derin yarasından vuracaksın ki sana yaptıkları neymiş anlasın. Kimse ikinci bir şansı hal etmez."dedi ve bizi sınıfa iteleyerek kapıyı arkamızdan kapadı.

Nefes ile birbirimize bakıp "Doruk Pehlivan."dediğimizde ikimizde güldük. Ve o an Nefes'te birşey fark ettim. O soğuk görünen ama yüzeyin altında sıcacık bir kalbe sahip olan biriydi. dili ne kadar sivri olursa olsun bu sadece kendisini korumak için geliştirdiği bir silahtı. Bu yüzden ağladığımı anlamıştı. Çünkü o da acı çekiyordu ve her ne kadar acılarımız farklı olsa da onun dediği gibi "Acı,acıydı!"

*****

Ders arasında ağrıyan karnım için lavaboya gitmiştim. Musluğu açıp ellerimi yıkamaya başladığım vakit,kulağıma gelen sesle kafamı o yana çevirdim ve "Hey!"diye seslendim. Kızın teki,ağlamaktan kızarmış gözlerle bana bakıp "Ben iyiyim."dediğinde "Belli oluyor"dedim.

Cebimden çıkardığım kağıt mendilli ona uzatıp "Al"dedim ve "Neyin var?"diye sordum.

"Adım Nihan."dedi önce sonra devam etti.

"İkinci sınıfım ben ve bir çocuktan hoşlandım. Arkadaşlarım yapma dediyse de dinlemedim ve yeni gelenlerden birine teklif ettim. O da,daha yirmi dört saat olmadan az önce gülerek benden ayrıldığını söyledi. Alay etti benle ya!"diye zırıl zırıl ağlamaya başladığında elimle omzuna dokundum ve "Üzülme ya."dedim durumuna üzülerek. Lan elime bir verseler anasından emdiği sütü burnundan getirirdim şerefsizin!

Kızı,arkamda bırakıp sınıfa geçtiğimde sırama oturur oturmaz teneffüs zili çaldı. Kızlara,kantine gidiyorum diyip kendime şekerli bir şeyler aldıktan sonra ön bahçeye çıktım ve demirliklere oturarak elimdekileri yemeye başladım.

Okulun demirlerinde oturmuş yumiyumlarımı yerken adının Nihan olduğunu bildiğim kız bizim Nefes'le aynı anda okula giriş yapan dede korkutlu çocukla yani Volkanla konuştuğunu gördüm. Kız resmen ağlayarak yalvarıyordu. Volkan'ın yanındaki Ali ve Oğuzhan ise gülme krizlerine giriyorlardı.

Volkan sürekli "ya abi bir durun kız benden hoşlanıyor. rahat bırakın"diye söylendiğinde Nihan "neden ayrılıyorsun ki benden?"dedi ağlayarak. ayrılmak mı? yuh?! Kız,söylediğinde bir tarafım inanmamıştı ama  kulaklarım artık onlardaydı. Volkanın söyledikleri o kadar sinirime dokunmuştu ki..

Bu çocuğu elimde hamur yapıp piçliğine ortada bırakmak şart olmuştu. Nihan,ağlayarak okulun çıkış kapısına doğru koşmaya başladığında giydiğim eteği bir kat kıvırıp bacak bacak üstüne attım ve sanki onun olduğu tarafta biri varmış gibi elimdeki yumiyumu kafasına fırlattım.

Gülen yüzü çatık kaşlarla söndüğünde,bakışları yüzüme odaklandı. Sinsi bir şekilde gülümsedim.

"Gel bakalım SERSERİ! Sen mi daha iyisin yoksa ben mi?"

-bölüm sonu-

SERSERİ AŞIK (ESMER SERİSİ -2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin