-Bölüm 5-
-BADE-
Bugün okuldaki ilk günümdü fakat içeriye girdiğim andan beridir hissettiğim o yanma hissi yerini yavaş yavaş tanıdıklığa bırakıyordu. Yeni sınıfımda,yeni insanlarla yaşadığım karşılaşmalar beni her ne kadar heyecanlandırsa da dış görünüşümün de onları heyecanlandırdığının farkındaydım.
Lenslerimi takmayarak tepkilerini ölçmek istemiş ve yerinde bir karar vermiştim. Dünya üzerinde benim gözlerim kadar iri mavi gözleri olan birini daha tanımıyordum.
Kendimi beğenmişlik duygusundan sıyrılıp,kantine doğru yürümeye başladığım sırada Serap denen kızın; sınıfta söylediği şey aklıma geldi. Her zaman ki gibi yanlış anlamış ve saçma sapan birşey söylemiştim. O kahkahalarla gülerken ben sinirden kriz geçirmek üzereydim.
Kantine gelip masalardan birine oturduğumda "Selam!"diyen çocuğa baktım. O da benim gibi yeni gelenlerdendi.
Gülümseyerek "Oturabilir miyim?"diye sordu. Başımı salladım ve "Tabi."dedim. Elini uzatıp "Ben Özkan."dedi. Gülümseyerek "Ne? Soyadın yok mu?"dediğimde O da güldü ve "Tabi ya! Soyadım. Ben Özkan... Özkan Tunagil."dediğinde ikimizde gülümsedik ve birbirimize baktık bir süre.
Birkaç dakika sonra yanımıza elinde çay tepsiisi ile gelenlere bakıp önüme döndüğümde içlerinden biri "Sen o sarışın kıza sen kapat diyen kız değil misin?"dedi. Ona dönerek "Bazen öyle aptallıklarım oluyor."dedim. Güldü ve "Sevdim bunu sen kapat."dedi ve elini uzatarak "Ben Volkan."dedi.
"Memnun oldum."diyerek ellerini sıktım. Hafif kumral tenli,çekik gözlüydü. Onu incelediğimi fark etmiş olacak ki "Babam Uygur Türklerinden."dedi.
Masada bulunan diğer çocuklardan biri "Evet onu Uygurlardan kaçırmışlar."dedi. Bana baktı ve "ah,ben de ali."dedi.
Özkan "Beyler! Soy isimlerinizi de söyleyin please!"dediğinde gerçek bir kahkaha attım.
Volkan elini kalbinin üzerine koydu ve "Ben Volkan Kuş. 1.70 boyunda,Genç FB'liler klubünde lisanslı olarak futbol oynamaktayım. Kızlardan çok hoşlanırım ama mümkünse sarışın yada esmer olsun. Kızıllar ilgimi çekmiyor "dediğinde ikimizde güldük. "Ben de ALi YIlmaz."dedi bir diğeri. O da en az Volkan ve Özkan kadar boylu posluydu. Ama gözleri daha felfecirdi. Daha sonradan aramıza katılanlara baktığımda onlarda "Ben Oğuzhan,memnun oldum."
"Ben de."
"Ben de Ebu Bekir."dedi diğeri zayıf ve uzun boyluydu. "Ben de Cüneyt."dedi diğeri ama diğerlerinden daha mesafeliydi. Özkan'a dönerek "Siz ikiniz kardeş misiniz?"diye sordum. Özkan gülümsedi ve "Hayır,ama çocukluğumuzdan beri birlikteyiz o yüzden birbirimize biraz benziyor olabiliriz."dediğinde Volkan'ın kafasına vurdu gülerek.
Volkan "Onu evlatlık aldım."
Özkan "Tabi."
Volkan "Ne? Ben ciddiyim. İnan bana Bade onu evlatlık almasaydım kötü yola düşecekti."
Oğuzhan "Evet,belki konsomatris bile olurdu."
Volkan "Hey! Şapşal! Kötü yola düşmenin içinde o da var. Mantıklı ol biraz adamım ya."
Ebu Bekir "Sen bunlara bakma. Zamane gençleri."dediğinde Özkan kahkaha atmaya başladı ve "Evet bu da bizim dedemiz oluyor."dedi kahkahasının arasından.
Sonra birden durdum ve "Neden buraya geldiniz ki?"diye sordum. Herkes birden Özkan'a baktı. Özkan bana bakarak "Nefes,geldi diye"dedi.
"Sevgilin mi?"diye sorduğumda Özkan "Yo,hayır. Bu da nereden çıktı sadece o olmadığı zamanlar okul eksik kalacaktı ve biz de geldik."dedi "ama sanırım abisi bizden hoşlanmadı."dedi.
Ben "Abisi?"
Volkan "Doruk."
Ben "Doruk?"
Volkan "Okulun megapiçi." dedi.
Oğuzhan açmasından büyük bir parça kopararak "Mega mega piçi."
Cüneyt "Piç işte neyi üsteliyorsunuz?"dediğinde anlamayan gözlerle onlara baktım.Özkan "Ya aslında iyi biri gibi ama işte burası onun çöplüğğü olduğu için..."
Oğuzhan "Bizi kıskanıyor."
Özkan "Çeneni kapat!"
Volkan "Ozzy haklı abi. Adam kendisinden daha yakışıklı adamları bir arada görünce kedi gibi kabardı." dedi gülerek.
Ben "Doruk mu? Bence bu kadar üzerinde düşünmeyin. Yani onu tanımyorum ama bence o kadar da kötü değildir."dedim önümdeki çay bardağına bakarak. Oğuzhan "Sen neden özel bir okuldan buraya geldin?"diye sorduğunda ona baktım ve "Bilmiyorum. Yani buraya gelmek aslında planlarımın arasında yoktu. Sanki daha önceden ayarlanmış gibiydi ve ben de neden olmasın dedim ve geldim "dedim ona bakarak.
Volkan "Zor olmalı. Yani Fransa'da okuduktan sonra böyle bir yerde okumak."
Ben "Henüz okumaya başlamadım."dedim çenemi dikleştirerek. Özkan bana bakarak "Yeni gelmemize ve yeni güçlü arkadaşlığımıza."diyerek çay bardağını havaya kaldırdı. Gülümseyerek ona baktım ve bardağımı elime alarak "Hoş gelmemize."diyerek bardakları birbirine tokuşturduk.
****
SERAP
"Bence Doruk Senem'i öldürecek!"dedim tırnaklarımı törpüleyerek. Nefes,bana döndü ve "Öyle birşey yapamaz!"diyerek sıradan atladı. Okulun ilk günü olmasına rağmen ağrlığını ortaya koymuştu kız. Didem ile pek iyi anlaşamamış ve biraz atışmışlardı.
Sınıftan çıktığında "Nereye?"diye sordum.
Nefes "geliyorum."diyerek Dorukun Senemi attığı sınıfa doğru gittiğini biliyordum. peşinden giderek söylenenleri duymaya çalıştığımızda kapı büyük bir şiddetle açıldı oradan geçen yeni kız yani Bade karşı duvara fırladığında Senem ile aynı anda çığlık attılar. Senem,başına koşup iyi mi değil mi diye baktığında ben Nefese baktım.
Ben "iyi misin?"diye sorduğumda yüzünü buruşturdu ve "Bu da kim?"diye sordu. Gülerek "Önemi var mı?"dedim. Sanki hortlak görmüş gibi oradan uzaklaşırken ona baktım ve tekrardan önüme döndüğümde Huriye hoca'nın "tatlım sakın bayılma."dediğini duydum.
Sonra Doruk çıktı sınıftan ve o heybetli duruşu ile kızın önünde eğilerek bileğini ellerinin arasına aldı ve şunları söyledi.
"Kapının arkasında durup bizi izleyeceğine içeri gelip kucağıma otursaydın güzelim!"dedi kızın canını yaktığını umursamadan. BAde "Bileğim..."diye inlediğinde Doruk "Ne? Ağlıyor musun?"dediğinde kızın sinirlerinin tepesine çıktığını görebiliyordum. Kıpkırmızı olmuştu ve duyduğu acıdan dolayı ağlamak istediğine emindim. Senem,Doruk'u itekleyerek "Defol Doruk!"diye bağırdığında Doruk bir Senem'e bir de BAde'ye baktı ve "Çok tuhaf kokuyorsun!"diyerek ayağa kalktı.
Bu ne demekti şimdi? Koku ne alakaydı abi?
Bade,acı içinde "ben iyiyim."diye debelendiğinde Doruk "Biri şunu gözümün önünden kaldırsın,çöplüğe yada bir mezarlığa atabilirsiniz. Göz zevkimi bozuyor!"dedi ve yanımdan rüzgar gibi geçip gitti.
Bade ise Poyraz'ın kucağında revire doğru götürülüyordu.
Ne olmuştu şimdi? Doruk,sanki ondan etkilenmiş gibi çekmişti elini kızın bileğinden... Peşinden gitmeli miydim bilmiyordum ama tam adım atmıştım ki Didem'in çağırması ile tüm planlarım suya düşüvermişti.
Hay ben böyle işin! "Geliyorum kocacığım!"diyerek peşinden gittim ve sınıfın kapısını kapatarak içeri girdim.
****
Koşuyor... Koşuyor... Koşuyordu içindeki isyankar ses... Ne olmuştu? Orada o kızın bileğini tuttuğunda neden onu tanıyormuş hissine kapılmıştı? Sinirle kaşlarını çatarak taş duvara bakıyordu şimdi. Sanki duvar ortadan ikiye ayrılacak da o kısa anın şifresini ona çözecekmiş gibi geliyordu.
"Farklı değil mi?"dedi bir ses arkasından. Gülümseyerek arkasını döndüğünde "Kim o kız ?"dedi Nefes'e.
Nefes "Bilmiyorum."dediğinde en az Doruk kadar tedirgindi. Doruk "Babam mı sağladı onun buraya gelmesini?"
Nefes "Bilmiyorum"dediğinde Doruk arkasını döndü ve "O kızda tanıdık olan birşey var Nefes. Tuhaf ama var."
Nefes "Bize ait birşey var."dedi.
Doruk ona baktı ve "Hissettin mi?"dedi ve yeniden arkasını döndü. "Bunun anlamı ne? Neden onu tanıyormuş gibi hissediyorum."diye sorduğunda Nefes sustu ve arkasını Doruk'a dönerek sırtını ona yasladı.
Anıl,uzaktan onları izlediğinde Poyraz ve Senem yanına geldi. Poyraz "neler oluyor?"dediğinde Senem "Doruk,yeni kızdan etkilendi."dedi. Poyraz "YA sen?"diye sorduğunda Senem "Bize benziyor."dedi.
Üçü birlikte Nefes ve Doruk'un yanına yürüdüğünde çemberi yeniden kurdular. Poyraz ,kardeşlerine bakarak gülümsediğinde Doruk "O kız benim!"dedi. Poyraz "Emin misin?" dediğinde Doruk gülümsedi ve "Biraz uğraşma,üzerine biraz doruk tozu ve mükemmel karışımla işlem tamamlanır."dedi ve Poyraz'a göz kırptı.
Anıl "Piç!"
Doruk "Yürü be!"
Poyraz "Kesin sesinizi!"
Nefes ve Senem "Bence üçünüzde susunnnnn!"
-bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ AŞIK (ESMER SERİSİ -2)
Teen FictionBiz imrenilendik... Parmakla gösterilen ve çoğu zaman nefret edilen ve ettirendik... Biz aileydik... Biz birdik... Birimiz leb diyorsa diğerimiz lebi diyendik... Sorun olduğunda neden diye sormayan hemen geliyorum diyendik... Ağladığında ağlama deme...