7. Bölüm

145 29 0
                                    

-7.bölüm-

Okuldan sonra eve gitmek için bahçeye indiğimde Didem’i basketbol sahasında basket oynarken buldum. Şehremini de oturduğu için bir sürü sporcu arkadaşının olduğunu ve ablasıyla kalan boş zamanlarında basketbol oynadığını söylemişti. Uzun boyu ve yamuk yürüyen ayakları tam bir basketbolcuyu andırıyordu.

Islık çalarak elimi havaya kaldırdım ve “Ben gidiyorum!”dedim. Nefes nefese durup yanıma geldiğinde eliyle alnını sildi ve “Nereye?”diye sordu. Gülümseyerek “şapşal! Gün bitti! Eve gidiyorum. Yarın görüşürüz.”dedim ve arkamı döndüm.

Arkamdan bağırarak “Dikkatli git.”dediğinde “Tamam kocacığım.”dedim.

Didem “Hayvansın!”

Serap “Aşkımsın!”dedim okulun kapısından çıkıp yokuşa doğru yürümeye başlarken. Kulaklığımı kulağıma takıp,bu yıl ülkemize güzellik yarışması için gelecek olan Shakira’nın ‘Whenever whereever’ şarkısını dinlemeye başladım. Parmaklarımı şıklatarak yokuşu tırmanmaya başladığımda gözüme ilişen markete doğru yönlendirdim adımlarımı ve kapıyı açıp kendime bir sürü çikolata almak içeri daldım.

****

Genç kız daha ne kadar oynayacaktı bilmiyordu ama ablasını bekleyeceğine söz vermişti ve o gelene kadar buradan bir yere ayrılamazdı. Basketbol topunu ard ardına potadan içeriye soktuğunda erkek basket takımı sahaya girdi ve hep bir ağızdan küfürlü konuşmaya başladı. Dikkatinin dağılmaması için kulak tıkaçlarını kulaklarına geçiren genç kız topunun elinden kayıp onların tarafına geçmesi ile duraksadı.

“Alabilir miyim?”diye sorduğunda çocuklar birbirlerine bakıp gülümsediler. “Top diyorum!”dediğinde tek kaşını havaya kaldırdı ve elini uzattı.

Çocuklardan biri “Neden olmasın?”dediğinde Didem “İşimi zorlaştırma çocuk!”diye tısladı.  Çocuk tam ağzını açmış ona cevap verecekken düdük sesi duyuldu ve “Tamam kızlar yerlerinize geçin.”dedi Haydar Hoca merdivenlerden aşağı inip sahaya girerek. Didem,zafer kazanmış bir edayla gülümseyerek kızaran çocuğa baktığında “Top,sende kalsın şekerim.”dedi ve saçlarını savurup arkasını döndü.

Çocuk “ben senin.”dediğinde Haydar Hoca “Burak! Yerine!”diye bağırdı ve Didem’i kolundan tutarak “Kız takımına girmeyi düşünür müsün Didem?”diye sordu. Genç kız,çantasını toplayarak hoca’ya baktı ve “Bilmiyorum hocam.”dedi.

Haydar hoca “iki hazırlık sınıfının da kızları basketbolda oldukça iyi ki sen onlardan bir adım daha öndesin.”dediğinde Didem “Diğer hazırlık sınıfındakilerden hoşlanmıyorum. Özellikle de Nergis denen o kızdan. Benim bildiğim takım kaptanlığı seçimle olur. Yani ortada fol yok yumurta yok,kız sınıfa gelip ben takım kaptanıyım dedi. Hal böyle olunca ben de oynamamaya karar verdim.”dedi Haydar Hoca’ya bakarak.

Haydar Hoca “Herhangi bir kulübe bağlı mısın peki?”diye sorduğunda Didem “Darüşşafakadan teklif geldi ama bilmiyorum hocam,babamla konuşmadık daha.”dedi gülümseyerek ve ekledi “Neyse,benim şimdi gitmem gerekiyor ablama bakmam gerek.”dediğinde Haydar Hoca “İyi de Duygu az önce Emre’lerle çıktı.”dedi.

Didem “emin misiniz? Bana bekle dedi.”dediğinde sinirle gözlerini yumdu “tamam hocam iyi akşamlar”diyerek okula girdi hızla. Söylene söylene sınıfların olduğu kata geldiğinde elini yüzünü yıkamak için lavaboya girdi. Çantasını kapının koluna asarak musluğu açtığında saçlarını lavaboya soktu ve “Uyuz ya uyuz! Madem gideceksin beni ne diye bekletiyorsun adi!”diye tısladığında arkasından gelen sesle kaşını musluğa vurdu ve acı içinde inledi.

Hızla arkasını döndüğünde “Senin burada ne işin var?”diye bağırdı acıyla. Genç çocuk,kendisine bakarak “Şey aslında burası erkekler tuvaleti.” dediğinde parmağı ile kapının üzerinde yazan yazıyı gösterdi. Didem,önce kapıya bakıp duruşunu değiştirdiğinde çocuğa döndü ve “Şey,ben ö-özür dilerim. Görmemişim,çok sinirliydim ve…” dedi ama çocuk ondan önce davranıp “İyi misin? Kaşın açılmış gibi duruyor?”dedi eliyle kaşına dokunurken.

Yanakları kızaran Didem,kendisini çocuktan geri çekerek aynaya döndüğünde kaşına baktı ve “O kadar da kötü değil.”dedi. Çocuk “Pansuman gerekmediğine emin misin?”diye sorduğunda Didem bakışlarını kaşından çekip çocuğun yüzüne odakladı ve “eminim.”diyerek başını salladı. Ellerini iki yanına bıraktı ve “Gitsem iyi olacak.”diyerek çantasını eline aldı.

Çanta,kapının koluna takılınca sinirle çekiştirmeye başlayan Didem ,çocuğun kendisine gülümsemesini görmemeye çalıştı ve gözlerini kapatarak “Tamam,itiraf ediyorum rezil bir durumdayım. Allah’ım ölmek istiyorum.”diyerek omuzlarını düşürdüğünde çocuk yanına geldi ve elinin üzerinden çantasının kolunu kurtararak “İşte çantan.”dedi ve kapıyı açarak kızla beraber dışarı çıktılar. Didem,hala ağrıyan kaşını ovalamaya devam ediyordu. Çantasını çocuğun elinden alıp,omzuna attığında “Çok üzgünüm ve çok teşekkür ederim.”diyerek arkasını döndü ve yürümeye başladı.

Çocuk arkasından “Ben Ebu Bekir bu arada.”dediğinde gülümseyerek ona döndü ve “Memnun oldum. Ben de Didem.”diyerek elini salladı ve tekrardan arkasını dönerek çıkışa doğru yürümeye başladı.

Okuldan çıktığında yanakları al al olmuştu ve terden sırılsıklam olmuştu. Ne kadar da heyecanlandım diye düşündüğünde Ebu Bekir onun okuldan kaçar gibi yürüyüşünü gülümseyerek izliyordu. Omzuna konan elle arkasına döndüğünde “İnsan tuvalette melek görür mü lan?”dediğinde Özkan gülümsedi ve “Kim?”dedi.

Ebu Bekir “Adı Didemmiş.”dediğinde gülümsedi ve kahkahalarla sınıfa giren arkadaşlarına bakarak “Bunlar ne halt yiyor yine?”dedi kaşlarını çatarak.

Oğuzhan “İkinci sınıflardan Nihan diye bir kız Volkan’a teklif etti. Haha,çok komikti lan.”dediğinde Bade oturduğu yerden ayağa kalktı ve “Komik olan ne?”dedi.

Oğuz han “Sen burada mıydın?”dediğinde Özkan “Beraber çıkacağız”dedi. Volkan ,kahkahalarla sınıfa girdiğinde EbuBekir’e baktı ve “Neyin var?”dedi. Özkan “Melek görmüş.”dediğinde Ebu Bekir “Aman ne komik! Salak!”dedi.

Ali “Kanatlı mıydı bari?”

Ebubekir “Kesin be!”

Oğuz han “Anlatsana”dediğinde EbuBekir “Önce bana baktı,sonra tam şuramda”dedi eliyle kalbini göstererek “Birşeyler kıpırdamaya başladı. Böcekler uçuşmaya başladı”dediğinde Özkan ve Bade kahkahalarla gülmeye başladı. Volkan ağzını kapayarak gülmeye başladığında kahkahasının arasından “Böcek mi? Benim bildiğim kelebekler uçuşmaz mıydı oğlum?”dediğinde Ebu Bekir “Aç şeyinle dalga geç piç!”diye tısladı ve çantasını boynundan geçirerek sınıftan çıktı. Bade ise Volkan ve Ali’ye bakarak “Siz ne yapıyorsunuz?”diye sordu. Ali “Benim dörtgözlü bir sevgilim var.”dediğinde Bade kaşlarını çattı.

Ayşegül’ün çok tatlı olduğunu biliyordu ama Ali’nin ona böyle hitap etmesi kaşlarını çatmasına neden olmuştu.

Volkan ise “Nihan diye bir kızla çıkıyorum şimdilik!”demiş ve ardından gülerek diğerleri ile sınıftan uzaklaşmıştı. Ağır adımlarla merdivenlerden aşağıya inerken onun sesini duyan genç kız hemen Özkan’ın tarafına geçerek “Yanında yürüyebilir miyim?”diye sordu.

Özkan “Elbette.”diyerek kızı sağına aldığında Doruk ağzında çilekli lolipop şekeri önlerine çıktı ve “Ne haber şekerim?”dedi şekeri ağzından çıkarıp Özkan ile Bade’ye bakarak.

Bade,rahatsız olmuş bir halde olduğu yere sinerken Ebu Bekir Badenin belinden tuttu ve onu
çekiştirerek Doruk’un önünden geçip yürümeye başladılar. Genç kız okuldan dışarı çıktığında kendisini oldukça halsiz hissediyordu.

Yokuşu çıktıkları zaman boyunca hiç konuşmayan Bade titremeye başlamıştı. Özkan ondaki değişimi fark edip kaşlarını çattığında Bade iyi olduğunu söyleyerek onlardan ayrılmış ve Çapa’ya doğru yürümeye başlamıştı. Tıp Fakültesinin önüne gelip dizlerinin üzerine düştüğünde güçlükle kaldırıma oturdu ve dizlerini kendisine çekti. Başını dirseklerine koyarak gözlerini kapadığında aklına gelen imgelerle savaşmayı bıraktı ve üç senenin ardından yeniden ağlamaya başladı.

Hıçkırarak ve omuzları sarsılarak ağlamaya devam ettiğinde önüne düşen gölge ile afalladı ve usulca başını kaldırdı. Doruk Pehlivan; içini çekerek yanına oturmuş karşıya bakıyordu. Titreyen sesi ile “Ben sana ne yaptım?”dediğinde Doruk ona baktı ve elindeki çakmakla şekeri yakarak yere attı.

Bade,hıçkırarak başını yere eğdiğinde Doruk yeniden ona baktı ve gülümseyerek elini kızın çıplak dizlerine koydu ve “Aslında ben de tam olarak aynı şeyi sana söyleyecektim.”dedi.

Bade “Ne?”

Doruk omuz silkerek kendisine baktı ve ilk defa ama ilk defa gülümsemeyen bir yüzle kendisine bakarak “Kimsin sen?”dedi.

Bade,zihninin gerisinde canlanan çok kısa ama canını yakacak bir görüntüyle başını ellerinin arasına alıp yeniden ağlamaya başladığında “Bilmiyorum…”dedi ve ondan kaçmaya çalışarak “Uzak dur benden.”dedi.

Doruk ayağa kalkıp elini tuttuğunda onu kendisine yaklaştırdı ve kucağına alarak “Bunu istemek için çok geç kaldın kızıl.”dedi ve önüne bakarak karşıya ,Bade’nin evine doğru yol almaya başladı.

***

-SERAP-

Eve geldiğimde beni bir sürpriz bekliyordu. Kapıdan içeriye girdiğim an anlamıştım ne olduğunu. Odama giden yolu takip edip,kapımın önüne geldiğimde halamı eşyalarımın başında ve kendimi “Senin burada ne işin var?!”diye bağırırken buldum.

Kaşlarımı çatmış ona bakarken çalan telefonum işlerin daha da karışacağını söylüyordu. Teyzem “ben geldim.”yazan bir mesaj atmış ve beni beklediğini anlatan bir arama yapıyordu. Ellerimi yumruk yapıp kaşlarımı daha da çattım ve “Hazırsan başlayalım.”diyerek kapıyı kapadım.

SERSERİ AŞIK (ESMER SERİSİ -2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin