11. Bölüm

134 25 1
                                    

-11.bölüm-

BADE-

Kafamı nereye çevirsem hep ondan ve ona ait olan şeylerle karşılaşıyordum. Serap'ı peşime takmış,adım adım ne yaptığımı izlettirirken bile kendimi Serap'ın göz hapsinde değil de onun gözlerinde görüyordum. Nefesi her yerdeydi. Nereye adım atmaya kalksam muhakkak karşıma birileri çıkıyor ve sorguya çekiliyordum.

Serap'ın ve Doruk'un göz hapsinden kaçabilmek için verdiğim uğraşlar boşa gidince,istemeden de olsa gardımı düşürdüm ve teslim oldum. Doruk,her ne kadar şirin biri gibi gözükse de beni sinirlendiriyor ve ağlatıyordu. Üç seneden sonra beni ağlatmayı başardığı için ona bir madalya takmayı düşünüyordum ama bu aralar bu imkansız gibi görünüyordu.

Söylediklerim ve söylemeye çalıştığım herşey yanlış anlaşılıyor yada ben anlayamıyordum. Doruk,tam bir saate yakın bir süredir lenslerimi gözlerimden çıkarttırarak gözlerime bakıyor ve anlamlı anlamlı gülümsüyordu.

Doruk "Hadi söyle."dediğinde gülümsedi. Ona bakarak "Neyi?"dediğimde Doruk "dediklerimi"dedi.

Başımı salladım. Kulağıma gelen isimle dudaklarımın arasından çıkan ismin alakası yoktu ama bunu isteyerek de yapmıyordum...

Doruk "Nimet!"

Ben "Minnet!"

Doruk "Nimet kızım Minnet değil!"

Ben "Minnet!" dedim kaşlarımı çatarak. Gülmemek için kendisini zor tutuyordu biliyordum. Dudaklarını dişleyerek elleri ile saçlarını karıştırdı ve bana bakarak "Kivi!"dedi.

Ben "Kibi."

Doruk "Kiviiii"

Ben "Kibiiii"

Doruk "Kiviiii"

Ben "Kiviii." dediğimde gülümseyerek başını salladı ve avucumun içine bıraktığı kiviye bakarak "Kıllı patates."dedi.

Anlamamıştım. Gerçekten anlamamıştım. Gözlerim sulanarak ona baktığımda "Neden benimle bu kadar çok uğraşıyorsun?"diye sordum. Hiçbir şey söylemedi. Omuz silkti ve önündeki notlara bakmaya başladı. Kendisine soru sorulmasından hoşlanmıyordu anlamıştım ama ben soruları ve sorunları olan biriydim. Onun yanında hem üşüyüp hem ısınıyordum ve bu tüm dengemi bozuyordu.

Ben "Sınıfa gidiyorum."diyerek ayağa kalkmaya çalıştığım sırada bileğimi yakaladı ve "Hangi sabunu kullanıyorsun."dedi. Kaşlarımı çattım ve "Bilmiyorum. Dikkat etmiyorum öyle şeylere"dediğimde gözlerini kıstı ve bana yaklaşarak "Pril? ABC? Cif?" dedi. Gözlerimi kısarak ona baktım ve bileğimi ellerinden kurtarmak adına ileri geri çekiştirerek "Sen neyle şişiyorsun?"diye sordum.

Bir an şaşırıp bana baktığında "Anlamadım?"dedi gözlerini kırpıştırarak.

Elimi kurtarmaya çalışarak ona baktım ve sinsi bir gülümsemeyle-bunun da ne demek olduğunu bilmiyordum- "Aygaz? İpragaz? Hangisi?"dedim. Elleri bileğimden kayarken bana delici bir bakış attı . Arkasına yaslanarak "Vay vay vay. Laf da koyarmış."dediğinde gülümsüyordu.

Elimle saçlarımı topladım ve "Ben gidebilir miyim artık? Lütfen..."dedim. Sesim,gereğinden yorgun çıkmıştı. Bana bakarak "Tamam,elbette gidebilirsin."dedi. Ayağa kalkıp,teşekkür ettiğimde birden durdum ve ona bakarak "Neden?"diye sordum.

Bana bakarak "Ne neden?"dedi.
 
"Neden onca insanın içinde ben? Niye?"

Gülümsedi. Ama bu diğerlerinden farklı bir gülümsemeydi. Anlamı olan ama benim asla anlayamayacağım türden bir gülümseme. Ayağa kalktı ve kolumu tutarak büktü. Ona bakmaya fırsatım olmadan çoktan koluma girmiş,benimle birlikte yürümeye başlamıştı.

Sınıfımın önüne geldiğimde ona baktım ve içimi çekerek "Cevabın için teşekkür ederim."dedim. Onu anlamıyordum ama yanında olmak bana iyi geliyordu. İçeri adım atıp,sınıfa gireceğim sırada arkamdan "O kadar siyahın içinde bir kırmızı.."dedi sakin bir ses tonu ile...

Ona dönüp baktığımda ilk defa bana dikkatle baktığını gördüm. Bu bakış evinde parti verdiğinde onunla aynı yatakta uyuduğum zamankinin aynısıydı. Uyandığımda da bana böyle bakmıştı. Hem korkarak hem de utanarak geri adım attım ve ellerimi önümde birleştirerek başımı eğip selam verdim. Bu halime gülümseyerek "Burası Fransa değil. Ve sen de düşes değilsin."dedi ve "Ama ben her ne olursa olsun her zaman bir prensim."dedi ve göz kırparak "9/B adam olun!"diyerek yoluna devam etti.

*****

-SERAP-

Bizim sınıfın önünde Volkanlarla beraber çember oluşturmuş kahkahalarla konuşurken kızın tekinin "Serap Şahin!"diye cırlamasıyla yerimden sıçramıştım. Volkan,kaşlarını çatarak "Sen dur."dediğinde ona bakarak "Sakin ol oğlum. Burası benim mekanım. Bana racon kesecek adam daha doğmadı."dediğimde gülümseyerek yüzüme baktı bebe. Yavrum ya. İşin sonunda seni benzetecek olmasam gerçekten yiyip bitirilecek cinstendin.

Bukle bukle olan saçlarımı savurarak öne çıktığımda benden uzun olan kıza baktım ve "Söyle hayatım."dedim.

"Kes!"dediğinde işaret parmağını göğsüme göğsüme vurdu ve "Doruk'un etrafında dolaşma cüce!"diye tısladı.

Önce göğsümdeki  parmağına sonra da bana cüce diyen dudaklarına baktım ve gözlerimi kısarak "Sevgilin kaşarsa ben ne yapayım kızım?"dediğimde sesimi olabildiğince kısık ve yerinde tutmaya çalışıyordum.Senem "Ne oluyor?"diyerek yanıma geldiğinde "Hiç,arkadaş sevgilisini kıskanmış da aşk dilenmeye gelmiş."dedim.

Adının Rengin olduğunu öğrendiğimde bana doğru bir adım daha attı ve "Bana bak kızım. Senin b*kunu çıkartırım,ölünü bile bulamazlar. Doruk'tan uzak duracaksın!"dediğinde "Çek şu parmağını lan!"diye bağırdım koridorun ortasında.

Rengin "Senin ağzına s*çarım!"diyerek üzerime atlamaya kalktığı sırada Ezgi ve Melis onu tuttu ve "Kızın dediğini yap cüce!"dediler.

Ben "cüce sizin ananızdır lan!"dedim ve kalabalıktan çıkarak "Bak,rengin misin her ne haltsan! Doruk,senin değil! Hiç olmadı da! Onu benden kıskanacağına git bütün okulun kızlarına söyle bunu! Doruk,orta malı kızım! Kimse ona hükmedemez!" dediğimde ciyak ciyak bağırıyordu mal!

Ben "Kes!"diyerek sesimi yükselttiğimde bana baktı ve ona bakarak "Bana bir daha el kol hareketi yapacak olursan ve cüce dersen eğer anandan emdiğin sütü burnundan fitil fitil getiririm! Beni anladın mı?"dedim ve arkadaşlarına bakarak "Hadi ikileyin!"dedim.

Ama Ezgi,öne geçerek "Bak kızım... Bu okul bizden sorulur"diyince Senemin önüme geçmesi ile neye uğradığımı şaşırdım. Ellerini beline koymuş,sulukule çingeneleri gibi "Kızı duydunuz! İkileyin! bir şeyi de iki kere söyletmeyin!"dediğinde burun buruna geldiler.

Ezgi "Seninle hesaplaşacağız."dediğinde Senem "İstediğin yerde."dedi başını eğerek.

Koridorun başından "Esmer!"diyen Poyraz'ı görmesi ile gülümsemesi daha bir genişleyen Senem , Ezgi'ye bakarak "Beni zorlama şeker. Seni eritip yok ederim."dedi ve masum bir edayla Poyraz'ın yanına koştu.

Poyraz "Ne yapıyorsunuz yine?"dediğinde kız aynen şunları söyledi :

Senem "Ezgi ve arkadaşları gelip,Serap'a saldırdılar."dediğinde Poyrazın yüz ifadesi görülmeye değerdi. Bu ikisinin arasında bir çekim vardı ama adı neydi bilemiyordum. Volkan,elini omzuma atıp "İyi misin?"diye sorduğunda gülümseyerek "elbette şekerim."dedim ve Senem'in yanına doğru yürümeye başladım.

Doruk "Ne olmuş ya? Yine ne kaçırdım abi?"dedi meraklı karılar gibi.

Senem "Rengin,buraya geldi ve Serap'a Doruk'tan uzak dur."dedi diyince beyefendinin tüyleri kabardı ve gülerek "sen ne dedin kız Frodo?"dedi saçlarımı karıştırarak.

Tırnaklarıma bakarak "Önemsiz birkaç şey işte. Senin kaşar olduğunu ve orta malı olduğunu ve kimsenin sana hükmedemeyeceğini söyledim." dediğimde bu sefer gülen ben, mal gibi kalan Doruk olmuştu.

Poyraz "Oyum sana."

Anıl "Kraliçem sensin!"

Doruk"Laaaaaaaannnnnnnnnnnnnnnnnnnnn!"

Senem bana baktı ve "Serap! Kaçççççççççççççççççççççççççççççç!" dedi elimden tutup kıkırdaya kıkırdaya koşarken...

-bölüm sonu-

SERSERİ AŞIK (ESMER SERİSİ -2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin