Bugün dersim yoktu. Tüm gün evde dinlenmeyi düşünüyordum. Telefonum çalmaya başladı.
Bora arıyordu. Hemde görüntülü. Bir an elim ayağım birbirine girdi. Aynanın önüne geçtim. Saçımı düzelttim. Bir yandan da üstüme ne giysem diye düşünürken makyaj yapıyordum.
Ev hali ile açamazdım.
Telefon susmuştu. Hazırlanınca ben ona dönerdim.
Hazır olduğuma emin olduktan sonra bende geri görüntülü aradım.
" Telefon sessizdeydi duymamışım kusura bakma"
Yalanını seveyim didem daha mantıklısını bulamadın mı diye kendi kendime söyledim.
"Seni görmek istedim. Habersiz arayan bendim asıl sen kusura bakma" dedi.
Ben senin naifliğini yerim ama Yüzbaşı
"Sorun değil. Ne yapıyorsun?"
"Bugün kısa bir boşluğum var. Seninle değerlendirmek istedim. Sen ne yapıyorsun?"
"Bugün boş günüm hiç bir şey yapmamayı planlıyorum bende" dedim gülerek.
Evin zili çalınca Bora'ya "Bir dakika bekler misin?" diyerek kapıyı açmaya gittim.
"Didem Serdan siz misiniz?"
"Evet" dediğimde adam kargoyu uzattı "Teşekkür ederim"
"İyi günler"
Bu kargonun günlerdir yolunu gözlüyordum. Ekranda değildim ve makas arıyordum "Sevdiğim gelmiş" dedim
"Sevdiğimden mi, sevdiğim mi? Bende mi bağlantı koptu, yanlış mı anlıyorum" diye sordu. O arada ben kargoyu açıyordum.
Uzun zamandır kitabın çıkmasını istediğim ön siparişten almıştım. Kurguyu ayrı karakterleri ayrı seviyordum.
Kitabı çıkardım ve Bora' ya gösterdim.
"Şu güzelliğe bakar mısın?"
"Sevdiğim gelmiş dediğin kitabın mıydı?"
"Evet" dedim "Ben bu kitaba, karaktere aşık olmayayım da ne yapayım? " dedim.
Bora "Ne yapman, kime aşık olman gerektiğini söylerdim de yine 'ne münasebet' diye engellemenden korkuyorum" demişti içinden içinden konuşmuştu bazı kelimeleri anlayamamıştım.
"Ne dedin?" diye tekrar sordum. O sırada kitabın içini açmış inceliyordum.
"Beni unuttun" dedi sitem edermişcesine.
"Adını gördüm bak nasıl dikkat kesildim. Canım karakterim ya"
Kitap karakterlerine aşkımı saatlerce anlatabilirdim.
"Kitabı sormadım say Didem"
Kitabı kenarı bıraktım "Artık konuşmalarımıza dahil olacaklar. Çünkü bugün kitabı okumaya başlayacağım ve kitaba olan sevgimi birine anlatmam lazım ve ben seni seçtim Yüzbaşım"
O sırada aklıma sevdiğim yazarın kitabından alıntısı gelmişti.
Bora sanki düşüncelerimi biliyormuşçasına " 'Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.' demiş Sabahattin Ali ne güzel demiş" diye eklemişti.
Aklımızdan aynı alıntı geçmişti.
"Canım Aliye, Ruhum Filiz" dedim.
"Okudun mu?"
"Okudum çok severim" dedim. İçime aynı alıntıda rastlaşmamızın mutluluğu düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİPER
ChickLitTesadüfler birbirlerinin kaderine yazılı olan iki insanı birleştirmişti. Şırnak'ta görev yapan Yüzbaşı Bora Koçal, Ankara'da okuyan Psikoloji öğrencisi Didem Serdan. Eli boğazlı üstümün kenarlarında dolaştı " Boğazlı giyinmeni sevmiyorum" "Neden?"...