Kapıyı gülümseyerek açtım çünkü Bora'nın geleceği ihtimaline odaklanmıştım.
Yanılmıştım.
Kapıda karşımda duran kişi Ayşen'di. Yüzümdeki gülümseme silindi.
"Gelebilir miyim Didem?" dedi gözleri kıpkırmızı bir haldeydi. Sesi de boğuk çıkmıştı.
"Geç" diyerekten kapıdan çekildim. Derdi ne bilmiyordum ama hem dün yaşananlara hem de şu an yıkılmış bir şekilde durmasına üzüldüğüm için içeriye almıştım.
Onun benimle derdi olabilirdi ama benim onunla derdim yoktu.
Salona geçtiğinde "Bir şey içmek ister misin?" diye sordum. Sık nefes alıp veriyordu. Bir de yanımda bir şey olmasını istemezdim. Misafirperverde insandım.
"Su alabilir miyim?" dediğinde mutfağa geçtim ve büyük bardaklardan birine su doldurup salona geçtim.
Suyu ona uzattıktan sonra sağındaki tekli koltuğa oturdum. Suyundan bir yudum aldı ve gözlerimin içine baktı. Bir kaç dakika sessiz kaldı.
"Ben özür dilerim" dedi.
"Ne için?" dedim. Bir özür diliyorsa ve samimi ise hatasını da açıklaması gerektiğini düşünüyordum.
"Ben önceden nişanlıydım" dedi ve sertçe yutkundu "Onun ailesi ile çok şeyler yaşadım. Sonradan gelen kişi yüzünden dışlandım, bir çok laflar yedim. Aynı durumları yaşamak istemedim ve sana çıkıştım. Yanlıştı ama yapmak istedim. Aynı şeyleri yaşamaktan korktum"
Bana sonradan mı geldi diyordu?
Odaklanmam gerekenin dışına çıkıyordum ama bir kere sinir olmuştum.
"O evden kimsenin seni dışlayacağını düşünmüyorum. Sen o kadar gözünü kapamıştın ki öyle bir şey olsa bile benim izin vermeyeceğimi anlamadın" ikimizde kadındık birbirimize destek olabilirdik veya iki erkek kardeşin sevgilileriydik bizim de bağımız olabilirdi kendi koparmayı tercih etmişti.
"O kadar korkuma odaklandım ki kişiliğini görmezden geldim" duygularını anlayabilmesi aslında kendi için güzel bir adımdı.
"Seninle kavga etmekten kaçmaya çalışırken iyice olay çıkardın Ayşen" dedim. O gün cidden sonuna kadar üstüme gelmeye çalışmıştı.
"Eskiden abla diyordun. Birinin gözünde saygınlığını yitirmek çok ağır bir durummuş"
"Bunu sen yaptın"
"Biliyorum düzeltmek istiyorum hem de-" konuşmaya devam etmedi veya edemedi de diyebilirdik.
"Hem de ne?"
"Çok kötüyüm ve en yakınlarımdan darbe yedim. Aileme dün mutlu görüntüsü çizdim onlarda üzülmesin diye konuşamıyorum. "
Konuşuyorum diye olay çıkaran kadın benimle konuşmaya gelmişti.
"Rahatsızlık vermiyorumdur umarım" diye ekledi.
"Sorun yok anlatmak istiyorsan saygım var" dedim. Rahatsızlık konusu biraz tereddütlü durumdu ama bunu yüzüne söylemekte istemedim. Düşene bir kez daha vurmak istemedim.
"Dün olanları biliyor musun?" dedi Ayşen.
"Gerginlik olduğunu duydum" dedim.
"Ben nişanlımla buluşmadım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİPER
ChickLitTesadüfler birbirlerinin kaderine yazılı olan iki insanı birleştirmişti. Şırnak'ta görev yapan Yüzbaşı Bora Koçal, Ankara'da okuyan Psikoloji öğrencisi Didem Serdan. Eli boğazlı üstümün kenarlarında dolaştı " Boğazlı giyinmeni sevmiyorum" "Neden?"...