Bora'nın Anlatımı
Sabah kahvaltı için çocuklarla sözleşmiştik. Bir kenarda oturmuştum ben yokken Didem'in attığı mesajları okuyordum.
Her yerden engellenmiştim. Kendi hattımdan ona ulaşamıyordum.
"Erdinç telefonunu ver" diye seslendim. Telefonu uzattı ve konuşmasına devam ediyordu. Didem'in numarasını yazdım.
0522: Didem (iletildi)
0522: Ben Bora (iletildi)
0522: Açıklama yapmama izin ver (iletilmedi)
Saniyesinde engel yemiştim. Yapma be güzelim.
Mesajları, numarayı sildim Erdinç'e telefonunu geri uzattım.
"Bekir telefonunu versene" dedim. Aramayı denedim ama olmadı. Ahmet olayı yüzünden sinirli olduğu için demek ki önceden engellenmişti
Bekir'e de telefonunu uzattım. "Yusuf telefonunu versene"
Telefonu uzattı "Hayırdır sırayla telefon istiyorsun?"
"Birine ulaşmam lazım" dedim. Numarayı yazdım. Arama tuşuna bastıktan sonra balkona çıktım.
"Alo" diye sakin sesi kulağıma doldu. Onunla konuşmayı ne kadar özlediğimi fark ettim.
"Didem" dedim gerisini getiremedim.
"Bana bak eğer bir daha rahatsız edersen şikayet ederim seni duydun mu?"
"Bir kere dinlesen bak o mesajlar doğru değildi"
Çok geçti telefon yüzüme kapatılmıştı.
İşim çok zor olacaktı.
Israr etmezsem onu kaybederdim. Düzgün bir açıklamam bile yoktu. Hata yapmıştım.
İçeri geri döndüm. Yusuf'a telefonunu uzattım.
"Caner telefonunu versene" dedim."Dakikası 10 dolar, kaç dakika alacağını söyle parayı nakit ver telefonumu ödünç vereyim."
"Parasını verdikten sonra o nasıl ödünç vermek olacak?"
Telefonu uzattı "Neyse arkadaşımsın diye izin veriyorum"
"Sabır" diyerekten telefonu aldım. Kendi telefonumuda aldım. Didem'in mesajlarına cevap vermiştim ama engellediği için gitmiyordu.
Didem: Günaydın (06.30)
Didem: Saati görüyor musun?
Didem: Kendi isteğimle bu saatte kalktım
Didem: İnanabiliyor musun?
Siz: Saate şaşkınlıkla baktım. Nasıl sinirli olduğunu tahmin bile edemiyorum
&
Didem: Bora
Didem: Bak şimdi aklıma ne takıldı?
Didem: Ahmet'e ne oldu?
Didem: Çok merak ettim ya
Siz: Söylerim tabii ama hala benimle konuşmak istersen
Didem: Şimdi burada olsan bu konuyu açtım diye söylenirdin ama bak bu sefer laf söylemedim
Didem: Yani söylerdim ama burada yoksun sonra başına yine kakarım.
Siz: Eğer seninle tekrar konuşabilmemi sağlayacaksa konunun başımın üstünde yeri var
&
Didem: Düşündükçe çıkmaza girdiğim bir konu aklıma düştü
Didem: Sana bir şey olsa ben nasıl haberdar olacağım
Didem: Olmasın tabi Allah Korusun
Didem: Gelip seninle ilgili iletişim kurabileceğim numara ver geri dön ya
Didem: Off ya 😪
Siz: Hala istediğinden emin değilim.
&
Didem: Kendin yaz yaz karşılık alama tuhaf oldum
Didem: Bu konuşmaya sen lazımsın
Siz: Bu konuşmaya biz lazımız
&
Didem: Okula gitmem lazım
Didem:Modum iyi bugün giderken güzelce hazırlanayım bari
Didem: Modum düşük halimde güzel, hep güzelim, bu güzellik başa bela
Siz: Keşke görebilseydim
&
Didem: Vize haftamdı biliyorsun yazmıştım
Didem: Çok şükür bitti
Siz: Umarım hepsi güzel geçmiştir.
Tüm mesajların cevaplarını ekran görüntüsü alarak Caner'in telefonundan yolladım.
Siz: Asıl cevaplarımı sana iletmek istedim
Siz: Bir hata yaptım
Siz: Açıklama izin verirsen ( iletilmedi)
Yine saniyesinde engel yemiştim. Sinirle telefonu balkon duvarına fırlattım. Kapı açıldı ve Caner geldi.
"Lan ben sana telefonumu kır diye mi verdim?" diye eğilerek yerden parçalanmış telefonunu aldı.
Ayağı kalktım ve gitmek için kapıya yönlendim.
"Nereye?" diye bağırdı Caner.
"Sana telefon kendimede yeni bir hat almaya gidiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİPER
ChickLitTesadüfler birbirlerinin kaderine yazılı olan iki insanı birleştirmişti. Şırnak'ta görev yapan Yüzbaşı Bora Koçal, Ankara'da okuyan Psikoloji öğrencisi Didem Serdan. Eli boğazlı üstümün kenarlarında dolaştı " Boğazlı giyinmeni sevmiyorum" "Neden?"...