Bölüm sınır geçince gelecektir. Küçük bir alıntı bırakıyorum.
"Öpmüyorsan öpme ya" dedi bağırarak. Gerçekten bütün apartman duyacak şekilde bağırdı.
"Ben beni öpecek başka Yüzbaşı bulurum" dedi ve salondan çıkıp odaya yürümeye başladı. Düşmesin diye adım adım takip ediyordum "Burası kimin odası ya" dedi sinirle.
"Senin odan" dedim. Benim odam onun da odası sayılıyordu sonuçta.
"Kafamı karıştırıyorsun" diye tekrar bağırdı.
"Didem" dedim sakince. Bu sefer dinlerse sessizce yatağa girip uyumasını sağlayacaktım yoksa ya bağırıyor ya da öpeceğim diyordu.
Öpsün ama ayılınca zaten ayılınca bu durumları tek tek hatırlatacaktım.
"Efendim Yüzbaşım" dedi başını hafif eğip "Ay pardon Yüzbaşım dedim ama artık Yüzbaşım değilsin öpemediğim yüzbaşıya yüzbaşım demem" dedi.
"Didemim-" dedim ama sözüm kesti.
"Sen beni beğenmiyorsun" dedi.
"Ne alaka şimdi?"
"Beğenmezsen beğenme, beğenen çok. Öptürmezsen öptürme, öpmemi isteyenler çok"
"Kimmiş onlar?" dedim sinirle. Sonunda beni delirtmeye başarmıştı.
"Liste vereyim mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİPER
ChickLitTesadüfler birbirlerinin kaderine yazılı olan iki insanı birleştirmişti. Şırnak'ta görev yapan Yüzbaşı Bora Koçal, Ankara'da okuyan Psikoloji öğrencisi Didem Serdan. Eli boğazlı üstümün kenarlarında dolaştı " Boğazlı giyinmeni sevmiyorum" "Neden?"...