55.BÖLÜM

13.7K 1K 79
                                    

1.5 Milyon olmuşuz teşekkür ederim ❤

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın 😘

Keyifli okumalar


"Bora aslında olaylar-" konuşacakken sözüm kesildi.

"Planlar zaten yapılmış. Daha konuşmaya gerek yok, tamam Didem" dedi ama tamam olmadığını biliyordum.

Konuşmamı istemedi. Bir şey demedim, o da demedi. Nefes sesleri ile devam eden bir konuşmanın sonunda telefonu ben kapattım. 

Onunla sessizliğe de varım ama dargınlığın verdiği sessizliği kaldıramazdım. Ben kapatmasam o kapatmazdı. En azında bu yükü ondan aldım.

Staj konusu aramızda hiç açılmamıştı çünkü  yalnız olduğumuz durumlarda bile hep bir olayın içerisindeydik. Ayşen olayı, Emrelerin karakola düşmesi veya sadece olumsuz durumlar değil olumlu, güzel anlarda bile konunun buraya geleceği bir durum olmamıştı. Ben ise o yanımdayken dünyadan bağımı koparmıştım. Aklıma gelmemişti. 

Planlar yapıldı, evet ama o zamanlar Bora yoktu. Ben ise 'planlarım da ve geleceğimde sen varsın Bora' derken yalan söylemiyordum. O yokken yapılan planları zor durumda kalacağımı bile bile değiştirmeye çabaladım. 

Çabalamak, bir yol bulmaya çalışmak çok değerliydi. Peki çabaların boşa çıkması? 

Hevesle çabaladığınız durumun sonunda elinizde bir hiçin olması ağırdı. O çabanın amacı değerlinizse alınan olumsuz sonucunu açıklamak daha da zordu. Tam olarak da olanlar buydu. Olumlu sonuca varılmamış bir çaba beni ne kadar yıktıysa onu da yıkardı. 

Staj olayının geçtiği bu ciddi dönemde ve benim Şırnak'a gittiğim günlerden sonra çabalamaya başlamıştım. Şırnak'ta olan bir kaç klinik ile konuşmalar yapmıştım, CV yollamıştım. 

Dört yerden olumlu dönüş almıştım. 

Konu şartlara geldiğinde ise okulun belirlediği şartlarla kurumun belirlediği şartlar uyuşmadı. Bulunmam gereken günler,  psikoloğun her gün kurumda olmaması gibi uyuşmazlıklar olumlu dönüşleri yok etmişti. 

Tüm şartları karşılayan bir diğer yerde ise ilk görüşme olumlu geçmişti ikinci görüşmede ise başka başvuran olduğu için 3,60 ve üstü ortalamaya sahip öğrenciler gibi bir şart koyulmuştu ve benim ortalamam 3,59'du. Saatlerce ağlamak istedim. 

Sonuç olarak olmadı. 

Çabalamak değerliydi ama sonuca varmayınca  değeri de kalmıyordu. 

Çabamın karşılığını alsaydım da almasaydım da üzülecektim. Gidemedim ve Bora ile aramızdaki mesafeler kapanmadı, gidebilme durumumda ise babam ile yaptığımız planları atıyor olacaktım.  Bir şekilde dengeyi bulmaya çalışacaktım ama zaten olmadı. 

O da haklıydı ama bende haklıydım.  Şartları uyuşturamadım, ortalamamı yetiremedim yapamadım. Sana gelmek istedim ama gelemedim diyemedim. 

"Abla" sesinden sonra yüzüme fırlatılan yastık ile sarsıldım. Yastık yüzümden düştü ve boş bakışlarım Tunahan'a döndü. "Yarım saattir sesleniyorum. Telefonumu geri alabilir miyim?" dedi sonra durdu ve "Senin gözlerin niye kıpkırmızı?" 

Sesi duymayacak kadar mı iç dünyama çekilmiştim.

Telefonunu uzattım. "Az önce iyiydin abla, kavga falan mı ettiniz?"

SİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin