BORA'NIN ANLATIMI
Cevap vermedi. Cevap vermesini de beklemiyordum. Kırgın olduğunu ve güvenini kaybettiğimi biliyordum.
Geri kazanırdım.
Ben Didem'i kaybedemezdim. Günlerdir bunu tekrar ediyordum ama kaybedemezdim.
Canım acıyor dediği her yeri öptüm, sevdim. Acısını alabilmek mümkün olabilseydi alırdım.
"Konuşmak ister misin?" diye sordum. Uyandığından beri hiçbir şey yaşamamış gibi davrandığını öğrenmiştim.
Beni bekliyordu biliyordum.
"Bilmem" derken dudakları büzülmüştü ve ağladı ağlayacaktı.
Nefes alırken canı yanıyordu. Ağlaması ile daha da kötü olabilirdi. Bu konuşmayı şimdilik ertelememiz gerekiyordu.
"Biraz zaman geçsin o zaman anlatırsın olur mu?" derken saçlarını sevdim. Gözlerini açıp kapatarak beni onayladı.
Saat en son gecenin dördüydü ve benim gelmem ile uyanmıştı "Uyumak ister misin?" diye sordum.
Başıyla onayladı.
Maskesini çıkardı ve hızlıca "Işığı kapatma, gideceksen de Gizem'i çağır" dedi.
Korkuyordu. Bu korkunun onda kalmasına izin veremezdim. Aşması ve unutması gerekiyordu. Bunu da çözerdik. Her şeyi düzeltecektim "Sen ışık açıkken uyuyamazsın. Ben buradayım istersen kapatabiliriz" dedim.
"Buradasın?" dedi onaylamak istercesine.
"Buradayım"
"Tamam kapat" dediğinde ayağa kalktım. Işığa dokunduğum an "Gitme" dedi.
"Gitmem"
"Gidersen ışığı aç öyle git"
"Gitmem güzelim" yanına yaklaşmıştım ve maskesini yavaşça taktım. Ellerini canını acıtmayacak şekilde avcumun içine aldım "Seni asla bırakmam" derken bir elimle yavaşça saçlarını sevdim.
Sokak lambalarından vuran hafif ışık sayesinde doya doya yüzünü izleme fırsatı buldum. Yanımdaydı ve buna binlerce kez şükrettim.
&
Hastaneden üç gün sonra çıkmıştık. Gizem'in evine gelmiştik. Bayağı kalabalıktık ve Didem'in dinlenmesi gerekiyordu.
"Biz kalabalık etmeyelim kalkalım Didem dinlesin de" diye Emre'yi dürttüm. İlk defa sessiz bir şekilde kabul ederek dediğimi yaptı.
Herkesle birlikte kalktığım an Didem'in kaşları çatıldı galiba kabullenmeme şaşırıyordu. Kabullenmiş gibi mi duruyordum demek ki amacıma ulaştım.
Dışarı çıktığımız an evin anahtarlarını abime uzattım "Otele gidecektik" dedi.
"Anahtarı verdim. İstediğinizi yapın" dedim. İstedikleri yere gidebilirlerdi. Arkamı döndüğümde Emre karşıma çıktı. Yanından geçmeden önce severcesine omzunu sıktım ve "Sen hariç, sen eve gidiyorsun" dedim.
Sorunlu bir evlat ama sorunlu bir abi değil.
"Tamam abi" dedi.
Tek odağım, tek ilgilenmek isteğim kişi Didem'di. Çok geçmeden odasının ışığı yanmıştı.
Siz: Tek misin güzelim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİPER
Chick-LitTesadüfler birbirlerinin kaderine yazılı olan iki insanı birleştirmişti. Şırnak'ta görev yapan Yüzbaşı Bora Koçal, Ankara'da okuyan Psikoloji öğrencisi Didem Serdan. Eli boğazlı üstümün kenarlarında dolaştı " Boğazlı giyinmeni sevmiyorum" "Neden?"...