Merdivenlerden inen Bora'yı görmemle iyice sinirlerim bozuldu.
Yanımıza doğru yaklaşırken yüz ifadesini çözememiştim.
"Abiciğim hoş geldin" dedim.
"Ne 'ciğim' dedin sen?" dediğinde ses desibeli biraz yüksek çıkmıştı ama bir kal gelmiş gibi de duruyordu.
"Abiciğim" diye tekrar ettim.
Eliyle yüzünü sıvazladı ve aradan sadece "Tövbe estağfurullah" dediğini duydum.
Güneş kendince cıvıl cıvıl sandığı ama cırtlak çıkan sesiyle "Yüzbaşım Günaydın" dedi.
Yüzbaşım?
Benim Yüzbaşı'ma dedi o ben yanlış duymadım.
"Günaydın Güneş"
Güneş? Hanımı nerede?
Nerede resmiyet?
Ne bu samimiyet?
"Güneş de yardım etmen ve sonradan beraber takılacağınız için gelmiş." dedim. Araya dan diye giriş yaptım.
Güneş bunu dememe şaşırmıştı ama Bora'nın yüz ifadesini çözememiştim.
"Ne münasebet Güneş hanım"
Bora benim cümlemi çalıyordu.
"Benim sevdiğim kadın var. Takılmak kelimesi falan hiç hoş değil. Yardıma ihtiyacınız var diye konuştuk gerisi olamaz"
Gel alnından öpeyim yiğidim diyeceğim ama başka kırgınlıklarımda var.
"Kız kardeşin yanlış anlamış olabilir Bora'cığım ben bir konuda takıldım yardıma ihtiyacım var dedim dimi Gülnur?"
"Hayır" dedim. Çevir çevir yer miyim ben bunları?
Bora ne yapacağını şaşırmış gibi yapıyordu.
"Ben artık size yardımcı olamayacağım ama yardım edecek birini sizi yönlendireceğim" o sırada merdivenlerden inen Emre'yi gören Bora'nın yüzü bir anda güldü "Emre bugün size yardımcı olur" diye kardeşini gösterdi.
"Aa Emre sen de mi buradaydın hoş geldin" diye sarıldı.
Emre ile de tanışıyordu. Ne güzel...
"Hoş buldum Güneşciğim Nasılsın?" diye sarılmasına karşılık verdi.
'ciğim' dedi yanlış duymadım. Eski arkadaşım Emre.
"Sen yardımcı olursun Emre" dedi Bora kısa kesip kaçmak istiyor gibiydi.
"Tabii yardımcı olurum."
"Olur, olur kendisi arkadaş edinmeye bayılır" dedim göz devirerek.
"Gülnur abileri ile atışmadan duramıyor" dedi Güneş samimiyetten uzak gülümsemeyle.
Ben Ahmet, Esin veya Gülnur değilim.
"Gülnur mu? Didem o abimin kız arkadaşı" dedi.
Bora'nın kız arkadaşı olduğumdan benim haberim var mı acaba?
"Anladım" dedi Güneş sönen mutluluğuyla.
Ama ben anladığından şüpheliyim.
"Biz gidelim abi " dedi eski arkadaşım Emre ortamın gerginliğini bir nebze olsun sezebilmiş gibi duruyordu.
"Görüşmek üzere Didem, yine iletişim de kalalım Yüzbaşım"
Yine sahiplik eki kullandı.
"Emre bugün halleder siz hiç sıkıntı yapmayın"
Yaparsa yapar seni ne ilgilendirir Bora?
"Görüşürüz Güneşciğim" dedim.
Giden ikili ile sertçe Bora'ya baktım.
"Sen ilgilenseydin keşke şimdi uzak kaldın. Bu arada çok iyi bir insanmış beni de abisi ile tanıştıracak. Dörtlü takılırız artık."
"Abisi ve sen?" dedi gülerek ama neşeden uzak tehditvari.
"Evet, Akraba oluruz işte çünkü böyle giderse yakında bizden hiç bir şey olmayacak."
"Didem" dedi gür bir sesle "Şöyle deme sinirim bozuluyor"
"Bozulsun Bora bozulsun. Benim sinirim bozuldu senin de sinirin bozulsun."
"Bozuldu yeteri kadar zaten"
"Bir de maşallah o kadar samimisiniz ki Yüzbaşım dedi sana"
"Ne samimiyeti yemin ederim senden ve kız kardeşimden başka samimi olduğum kadın yok olamaz"
"Neyse beni ilgilendirmez"
Aynen Didem say, söv sonra beni ilgilendirmez de hiç ilgilendirmemiş diyerekten içsel çatışmamda araya eklendi.
"Sen git istersen çünkü biz takılacağız diyordu sonra üzülür"
"Ne takılması? Hayır ben senin yanından başka bir yere gitmeyi düşünmüyorum"
"Bir de düşünseydin" dedim ve yüzüne kapıyı kapacaktım. Evin onun olması umurumda mı? Değil.
Kapıyı kapatacağımı fark ettiği için ayağı ile durdurdu ve bir an beni de belimden tutup kendine çekti.
"Galiba barışabilmemiz için kendimi zorla dinletmem gerekecek"
"Zorla?" diye sordum.
Belimde ki ellerini hareket ettirdi ve "Rica ile güzelim hadi konuşalım"
"Konuşmayalım ve sende elini çek"
"Konuşalım ve bende elimi çekmeyeyim."
"Bora" dedim sinirli bir tonda ve elini belimden çekmeye çalıştım.
"Efendim güzelim"
Şu anda dip dibe duruyorduk ve kesinlikle aynı frekansta değildik.
Bölüm sonu.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Bölüm sınırı 300 oy ve 150 yorum
Sonraki bölümde görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİPER
Chick-LitTesadüfler birbirlerinin kaderine yazılı olan iki insanı birleştirmişti. Şırnak'ta görev yapan Yüzbaşı Bora Koçal, Ankara'da okuyan Psikoloji öğrencisi Didem Serdan. Eli boğazlı üstümün kenarlarında dolaştı " Boğazlı giyinmeni sevmiyorum" "Neden?"...