Günün ikinci sürpriz bölümü olsun o zaman keyifli okumalar dilerim.
Yorum ve oylarınızı bekliyorum.
Mesaj bölümünden çıktım.
"Teşekkür mesajı mı attın?" diye sordu.
"Evet" dedim tebessüm ederek.
"İnanmadım" dedi.
"Bilmiyor numarası yapma"
"Neyi? Yemin ederim bilmiyorum. Sadece seni anlattı. Normalde anlatmaz da bir çenesi düştü. Buralara kadar da gelmiş. Yeni yeni huylar edinmiş" dedi gülerekten.
"O zaman boşver" dedim.
Eliyle telefonumu işaret ederek "Bu arada göreve gitti. Mesajını göremez"
O kadar yol sonrası göreve gitmişti. Hiç dinlenmemişti benim yüzümden acele de etmek zorunda kalmıştı. Kalbim sancılanıyor gibi hissettim. Ya bir şey olursa korkusu gelmişti.
"Bir kahve içelim mi?" diye sordu.
"Danışman hocamın yanına uğramam lazım" dedim.
"Uzun sürer mi?"
"On beş dakika falan sürer herhalde"
"Ee ne var onda beklerim ben hem tanışmış oluruz."
"Olur" dedim sonra elimdeki buketi ona uzattım "Bu şimdi sende kalsın okula elimde buketle girmeyeyim" dedim fazlaca dikkat çekmeye gerek yoktu.
Buketi aldı bende okula girdim. Bu dönemin sonunda son sınıf oluyordum ve zorunlu stajım olacaktı. Bazı bilgiler almak için hoca ile konuşacaktım.
&
Bir kafeye gelmiştik. Kısa süren yolculuğumuzdan anladığım şeyler Emre çok konuşkan ve hiperaktif biriydi.
"Nasıl o film serisini izlemezsin Didem" diye sitem etti. Yolda biraz kendinden bahsetmişti. Aynı yaştaydık. Hukuk okuduğundan bahsetmişti sonra radyoda çalan müzikten, müzik zevklerimizi konuşurken bir anda konu filmlere gelmişti.
"Bir ara çok popüler di duydum ama zamanım olmadı."
"İlk işin izliyorsun ve haziranda yeni çıkacak filmine gidiyoruz."
"Tamam izleyeceğim" dedim.
"Bak şimdi ikinci filminde-"
"Sakın spoiler verme sonra izleyemem"
"Abime de izle diye ısrar ettim zamanın yok demişti artık beraber izlerseniz zamanı olur"
"İzlemem ben onla bir şey ne yapıyorsa yapsın" dedim. Affettiğimi belli etmeme gerek yoktu.
"Bir anda gelip bir anda gitmesine şaşırdım. Yani sakıncası yoksa anlatır mısın?"
Nasıl konuşmaya başladığımızı ve yazdığı mesajları anlattım.
"Şimdi ben bir şeyler söylerdim de hem abim hem yüzbaşı başım belaya girer"
"Ben seni korurum" dedim.
"Valla mı aslında ben az önce abimin arabasını sürttüm canıma okuyacak. Bir el atsan"
"Sende yıkılmaya yer arıyormuşsun ya"
"Yengem olacak kadınsın, belli ki kafa dengisin bizden çok iyi best friend olur bak"
"Yenge kısmını silelim de diğerlerine bende tamamım" dedim.
"Bende bir yenge daha var o böyle değil çok sessiz, sakin olmuyor yani böyle arkamda duracak yapıda değil. Sende o havayı sezdim"
"Ben de bir tane daha yenge var derken?" dedim.
Bir bu eksikti moduna gelmiştim.
Bunu da kaldıramazdım.
"Yok yanlış anladın. Bir abim daha var bilmiyor musun?"
"Doğru söylemişti" dedim. Şu an içime su serpildi sözünü çok net anlamıştım.
"Az daha ortalığı karıştırıyordum"
Güldüm "Abinin ve senin kelimelerle, cümlelerle sorununuz var"
Emre Koçal hakkında ilk izlenimleriniz nedir?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİPER
Genç Kız EdebiyatıTesadüfler birbirlerinin kaderine yazılı olan iki insanı birleştirmişti. Şırnak'ta görev yapan Yüzbaşı Bora Koçal, Ankara'da okuyan Psikoloji öğrencisi Didem Serdan. Eli boğazlı üstümün kenarlarında dolaştı " Boğazlı giyinmeni sevmiyorum" "Neden?"...