19

33.8K 2.5K 394
                                    


Ben babamla hiç film izlememiştim. Bu duygunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden, içimde bir yerlerde Baran'a karşı yine bir kıskançlık duygusu belirmişti.

O da annesiyle izledi mi acaba, Gök?

İçimdeki sesin değindiği noktayla yutkundum. Haklıydı.

O da, en az benim kadar eksik kalmıştı. Bazı insanlar, bazı insanları gözlerinden tanıyabilirdi.

Baran'ın gözlerinde, benimkine benzer bir yara vardı.

"Mısır?" Birkan beyin fısıltıyla bana seslenmesinin ardından filme dalmış bakışlarımı ona döndürdüm.

"Ne?" Dedim ben de fısıldayarak. Başıyla kucağımda duran mısır kovasını gösterdi.

"Mısır ye, hadi." Dedi tekrar . "Dalgındın? İyi değilsen eğer çıkabiliriz."

"Yok, iyiyim." Dedim utanıp başımı yana eğerken. Kovadan mısır aldım bir tane. "Yiyorum."

Tekrardan filme döndüm. Üçümüz de pür dikkat filme odaklanmıştık. Arada bir Birkan beyin yüzüme baktığını, iyi olup olmadığımı kontrol ettiğini görüyordum.

Film araya girene kadar bir daha konuşmadık.

Heyecanla filmi izlerken birden araya girmesiyle dudaklarımı büktüm. En heyecanlı yerindeydi.

Birkan bey ve Baran'ın da oldukları yerlerde dikleştiklerini gördüm.

"Biraz hava alalım." Dedi Baran olduğu yerde esneyerek. "Bacaklarım uyuştu."

"Lavaboya gideceğim ben." Dedim ayağa kalkarak. Tuvaletim gelmişti.

Birkan bey de ayağa kalktı. "Gidelim o halde." Dedi. Yana kayarak önce benim merdivenlerden geçmemi sağladı. Baran da geldiğinde sırasıyla salondan çıktık. Karşıdaki lavaboya ilerledim.

"Gelirim şimdi." Dedim mırıldanarak. Birkan bey başını salladı ve elini uzattı. "Çantanı ver istersen."

Çantamı çıkarıp ona uzattım. Baran'ın uzun boyundan ötürü sanırım, gerçekten bacakları uyuşmuş olacak ki koridorda turluyordu. Göz göze gelince gülümsedi ve başını eğdi.

Ufak bir tebessüm edip lavabonun kapısını araladım. Hemen ardımdan bir kadın daha girmişti.

Kabinlere girdim. Gün içinde çok su içmiştim. Bundan dolayı biraz rahatsızdım. İşimi hallettikten sonra çıktım . Ellerimi yıkarken yanda, benden hemen önce giren kadın da ellerini yıkıyordu. Boynumu kaşıyıp saçlarımı geriye attırdım.

Montumun fermuarlarıyla oynaya oynaya , kulpa çok değmemeye çalışarak kapıyı açtım. Birkan beyin duvara yaslanıp karşısındaki oğlunu gülümseyerek dinlediğini gördüm.

Baran gülümsedi bir an söylediğine, sonra morali bozuldu ve başını öne eğerek ensesini ovdu. Birkan bey anlayışla baktı oğluna ve elini uzatıp saçlarını okşadı.

Bir an onları rahatsız etmek istemedim ancak film başlamak üzereydi. Yanlarına giderken tuvaletin kapısı açıldı.

"Hanımefendi." Dedi arkamdan biri. Bana dediğini düşünmediğim için devam ettim onlara doğru yürümeye, ancak kadın bu kez "küçük kız?" Dedi tekrar bağırarak.

Durup arkama döndüm. Bu sırada kadın yanıma doğru geldi birkaç büyük adımla.

O konuşamadan Birkan bey yanımda bitti ve kadına sorgular gözlerle baktı.

"Bir sorun mu var hanımefendi?" Dedi sorgular bir tonda. Kadın gülümsedi ve ceketinin cebinden bir kolye çıkardı.

"Kızınız az önce lavaboda düşürdü." Dedi sevecen bir sesle. Nefesimi tuttum sözleriyle.

GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin