Bölüm öncesi biraz konuşalım...
Ben elimden geldiği şekilde, en hızlı biçimde yazıp her bölümü bekletmeden yazıyorum. Ki kendimi yazarken en mutlu, en güvende hissettiğim kurgum şu an bu kitap. Bazı yorumlar ve mesajlar geliyor, bölüm araları uzun diye. Diğer kurgularım için istediğiniz eleştiriyi yapabilirsiniz bu konuda ama bu kitabım için olanları kabul etmiyorum. İki günde on iki bin kelimelik toplam iki bölüm geldi.
Diğer konu yorumlar. Bölüm atma sebeplerimden biri. Biraz daha dikkat ederseniz beni çok mutlu edersiniz.
Ve kitap başından beri en rahatsız olduğum konu Lale'ye edilen hakaretler. Onu geçtim, yazdığım konu akışına, ki Gök onları hiç kolay şekilde affetmedi her şey olması gerektiği gibi oldu, bile laf edenleriniz olmuş. Arkadaşlar, Lale Gök'ün annesi. Bu bir kurgu olabilir ama annesini silmesini nasıl beklersiniz? Şahsen Gök verilebilecek en normal tepkiyi verdi ve sınırlarını çizdi.
Eleştirilere her zaman açığım ama gerçekten bazıları heves kırıyor.
Neyse, finale şurada kalmış birkaç bölüm, kalp kırmaya gerek yok. Umarım seversiniz.
İyi okumalar.
Nazlı-Ataman çifti
Gök-Poyraz
.
.
.
16 Kasım 2003
Kışa güneş açtıran sevinçlerin yasları beter olurmuş.
Tenini ısıtmayan gün ışıkları yüzünde gezinirken pencerenin önündeki koltukta gerindi yavaşça. Koca karnı yüzünden hareket etmesi oldukça zorlaşmıştı. Evde tek durmak da ayrı olarak canını sıkıyordu.
Eşi işteydi, şirketleri büyüyordu ve canla başla çalışıyordu. Bu hengamede eşini yalnız bıraksa da kadın bunu önemsemiyordu.
Biliyordu çünkü, her şey o ve oğlu içindi.
Gülümsemesi yüzünde yayıldı. Elini karnına yaklaştırdı ve oğlunun hareketlerini hissetti. Zaten iki gündür çok hareketliydi. Uykusunda bile hissedebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü
Teen FictionGök Dalaman. Yüksek anksiyete ve epilepsinin mahvettiği hayatında, yeni umutlar ve yeni deneyimlerle hiç tatmadığı bir şefkati tadacaktı. Baba şefkatini. Bazen, kan bağının önemi olmadığını anlardı insanlar ve hayat bunu Gök'e acı tatlı bir yolda ö...