Ian başını iki yana sallayarak yerde yatan Robert'e baktı. Tam dört, dört iri yarı koca adam şu çam yarmasını tutabilmek için mücadele vermişti adamın saçını sakalını kesebilmek mümkün değildi. Müdahale edememişlerdi. Ian hiç istemese de sonunda adamı bayıltmak zorunda kalmıştı. Uşaklar işini bitirdiğinde tuttukları adamı bırakıp doğruldular.
"Siktiğimin herifi!" Connor kolunun tersiyle yüzünü sildi.
"Sen bu çam yarmasını kardeşinle evlendirme ye kararlı mısın, Sinclair?" Noah nefes nefese doğruldu.
"Sen nasıl ki bu pislikle Caledonia'yı evlendirdiysen o da aynını Pekâlâ yapar..." Connor adamı ayağıyla dürttü.
Ian Connor'a sırıttı. "Seni de gördük Connor... Bir aya kardeşin bir McLeod ile evlenecek unutma!"
"O kararı veren ben değil Liamh McAodha gücün yetiyorsa karşısında dur bakalım" Genç adam dudaklarını kemirdi.
Ian yerde yatan herifin yüzüne baktı. Bu hali ile ziyadesiyle insana benziyordu. Üstelik yakışıklı bir yüzü de vardı. Ne diye bunca çileyi çektirmişti bilmiyordu. Mücadele etmekten bitkin düşen kollarını ovalayıp yerde oturmaya devam eden Douglas kalkması için işaret etti.
"Yürü Douglas, bu herif kalkmadan gidelim şuradan"
"Ölmüş olmasın beyim?"
"Keşke..." Ian dilini şaklattı
Noah eğilip adamın nabzını kontrol etti. "Yok, öküz gibi uyuyor"
"İyi."Connor çizmesine yapışan sakallardan kurtulmak için ayağını yere sürttü. " Defolup gidelim artık şuradan ve mümkünse bir daha beni şu herifle yan yana getirmeyin"
"Ne o McAodha başa çıkamadın diye sinirlerin mi bozuldu?" Ian kapıdan çıkarken güldü.
"Sinirleri bozulması gereken biri varsa o da sensin Sinclair."
Ian yumruğunu Connor'a gösterdi. "Hadi ben bununla yapamadığımı" Genç adam kafasını işaret etti "bununla hallederim de sen neyapardın hiç bilmiyorum"
Noah adama güldü. Sinclair uyuz pisliğin tekiydi lakin zaman geçtikçe sevmeye başlamıştı onu. Connor da ona takılmaktan hoşlandığına göre belliki Ian'ı kabullenmeye başlamıştı.
"Ben gidip yatıyorum. Yarın uzun bir gün olacağa benziyor.""İyi geceler Noah." Connor Fenix'e baktı. Fionadan adamın Callie'e nasıl iyi dileklerde bulunduğunu işitmişti. Tüyler ürpertici hareketleri vardı bu herifin Caledonia gibi bir uslanmazın neden ona bağlandığının tek açıklaması tuhaf bakışları ve hareketleri olmalıydı. "İyi geceler Sinclair." Connor Ian'a doğru gidip ellerini suratına doğru uzattı. Adam küfredince kahkaha atıp başını iki yana salladı ve Noah'ı koltuğunun altına sıkıştırıp odasına yöneldi.
Ian sırıttı. Bu deli oğlanları sevmeye başlamıştı. Ardında yerde yatan Roberte bakıp kaşlarını çattı ve kale içindeki son turlamasını yapmak üzere harekete geçti.
---
Callie hala düşündükçe gülüyordu. Jennanın öfkeyle yaptığı ufak bir benzetmeye bu denli takılı kalması oldukça komikti. Odasının kapısı açıldığında yerinde doğrulup kocasının paralanan üzerine baktı ve ayağa kalkkıp yanına gitti.
"Ne oldu Ian? Bu halin ne?"
"Ayı derisi yüzdük." Ian gülümseyerek karısının yüzünü avuçları arasına aldı ve onu öptü. "Şu senin bimbirdelikden hala var mı Caledoniam?"
"Gel otur." Callie kocasını kolundan çekeleyip kanepeye oturttu. "Artık surat asma Ian. Jenna bir şekilde kararını vermiş görünüyor."
Ian önündeki sehpayı yerdeki halıyı ve şömineyi bir müddet inceledi. "Robert gevşek, yaygaracı, pis herifin teki..." Callie kendisine "tüm bunlardan bize ne" der gibi baktığında "Evet biliyorum, bunlar karşı çıkmak için bahane değil ve yine biliyorum ki bu evlilik nereden bakarsam bakayım bizim aleyhimize lakin..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYDİ.. (M)
Historical FictionRobert Mcdonald boşvermiş bir adamdı. Hayatında en son tamamen ayık olduğu gün ne zamandı hafızasını zorlasa dahi hatırlayamıyordu çünkü geçmişi anımsamak için yine ayık olmak gerekiyordu. Yanlış, adamın bedeninde vuku bulmuştu. Gelinini kendi yatağ...