LEYDİ.. (M)

30#"Te quiero mi amor..."

"Ö-öp be-beni..."

Jenna birkaç kez sakin sakin soluk verip diliyle kuruyan dudaklarını ıslattı. Robertin odadaki loş karanlığın içinde dahi kendisini oldukça gösteren vücuduna, şaşırdığında havaya kaldırdığı ellerine, kendini sıkmaktan patlayacakmışçasına ortaya çıkan damarlarına, hararetle inip kalkan geniş göğsüne birkaç saniyede bir yutkunduğunu oldukça fazla belli eden adem elmasına, yavaş fakat uzun nefesler verdiği aralık dudaklarına ve kendisi gibi derhal kızaran yanaklarının yukarısındaki ona kitlenmiş sert gözlerine baktı. Bir an konuşacak oldu lakin içinden birisi ona sessiz kalmasını fısıldar gibiydi. Sanırım yapması gereken oldukça basitti. Tıpkı Robert gibi teslim olmak ondan bunca zamandır arzu ettiği sevgiyi memnuniyetle kabul etmesi gerekiyordu ve nasıl sevileceğini bilmeyen koca cüssesine sıkıca sarılmak yanında olduğunu hissetmesini sağlamak yapılabilecek en güzel şeymiş gibiydi. Jenna bu kez heyecandan titreyen ellerini yukarı kaldırıp derin bir nefes aldı ve Can sıkıntısından Callie'in onun için yazdığı kağıttan ezberlediği bir iki cümleyi yan yana getirme çabasına girişme cüretinde bulundu. "Yanında olmak istiyorum" olarak yazılan kelimelerin sonuna sevgisini dile getirecek ardından artık aşk anlamına geldiğini bildiği "amor" ile cümlesini bitirecekti. Ona küçük bir jest yapmak sanırım şu durumda oldukça yumuşatacaktı adamı. 

"t-te te qu-iero, te amo mi amor"

(seni istiyorum(yanında olmak istiyorum değil e, bizim Callie...), seni seviyorum aşkım)

"Hıh?" Robert kaşlarını kaldırıp cılız, minik, sorar bir ses çıkarttı. Jenna'nın tatlı telafuzundan yanlış anlamadıysa şayet açık ve net bir şekilde onu istediğini, sevdiğini dahası ona aşkıyla hitap ettiğini duyar gibi olmuştu. Robert kadının kendisine yaklaşıp havaya kaldırdığı ellerine minik avuçlarını yaslayıp kızaran yanakları ile yeniden aynı cümleyi kurmasını dinlediğinde tuttuğu nefesi bir anda salı verdi. 

"te qu-iero mi amor"

"Gel buraya!" Genç adam bir anda ensesinden ve belinden kavradığı kadını kendine çekerek dudaklarının birbirini bulmasına izin verdi. Jenna bu defa ona dudaklarını bastırarak karşılık verdiğinde Robert kalbinin patlamasına izin vermeye kararlıydı. Patlasındı, zaten çok bile dayanmıştı... Elini kadının sırtında boydan boya gezdirip bir müddet onu kendince öpmesine izin verdi. Şu an dudaklarını yalnızca bastırıyor oluşu dahi büyük bir zevkti. 

Genç kadın çok istediği, geceler boyu onun peşini bırakmayan dudaklarına sonunda kavuştuğunda geri çekilmesini engelleyebilmek adına kollarını kocasının boynuna dolayıp parmak uçlarında olabildiğince yükseldi. Robertin elleri yavaşça sırtında gezinmeye başladığında ise bedenini adamın üzerine yıktı çünkü ayaklarının hakimiyetini yitiriyormuş gibiydi. Ne kadar süre öyle kaldıklarını bilmiyordu genç kadın. Dudakları ziyadesiyle ısınmıştı ve o basınç bir şekilde yeterli gelmiyordu artık. Ondan temasını kesmeden hafifçe duraksadı ve o an Robert müthiş bir sıcaklıkla ağzını örttüğünde ne yapıyorsa daha rahat hareket edebilmesi adına başını hafifçe yana yatırdı. Adam dudaklarını geri çektiğinde ise o da aynını yapabilmek adına kendininkileri aralayıp harekete geçti.

Robert son yirmi yılında yüzünü gizlediği için büyük bir memnuniyet içerisindeydi. Hissettiği ilk ve tek kadındı Jenna ve tanrıya şükür son olacaktı. Onu öpmeye doyamayacaktı kendisini öpmesine ise... Tanrım! Koca cüssesinden şu an dumanlar çıkıyor olabilirdi. Kadını  tutup daha rahat hareket edebilmesi için yukarı kaldırdı lakin onu kim taşısındı bilemiyordu. Bacakları titriyordu hala. Robert boğazından gelen boğuk sesi bastıramadığında kadının bacaklarını beline dolayıp geri geri döşeğe doğru ilerledi ve her hareketine izin verebilmek adına oturdu

"Söyle güzelim."
 
"Robert!"Sanırım ben ne istediğimi biliyorum!" Jenna iç geçirdi

Genç adam bakışlarını ve olabildiğince kafasını kaldırdı? "Ne?"

"Çomak!" Jenna nefes nefese konuştu sanırım sesi biraz yüksek çıkmıştı ve Robert bu kez ona ziyadesiyle kaş çattı. 

Genç adam kaş çatarak dudaklarını birbirine bastırıp başını kadını onaylar nitelikte sallayarak harekete geçti.

"Canım acıdı..." 

"Çünkü o bir çomak değil kadın!"

" her ne ise!"  Robert daha fazla nazik olamayacağının farkındaydı. Jennanın tatlı sayıklamaları üzerine şiddeti artan arayışı onu sona getirdiğinde genç adam bağırmak zorunda hissetti. Tanrı şahittir ki şu an ilk deneyimini yaşayan yeni yetme bir oğlandan başka birşey değildi. Bu hazzını bir başka açıklaması yoktu.

"TANRIM JENNA!"

Jenna  bitap vaziyette kendisini geri atıp Robertin yüzünü boynuna gömüp kasılıp titremesi üzerine az evvel aldığı hazzı düşünerek adamın saçlarını okşadı. Ardından gözlerini tavana dikip onun bu oldukça tanıdık gelen halini bir müddet düşünmeye koyuldu ve aklına ufak bir detay peyda olduğunda dudaklarını dişleyerek adamın kendini yatağa bırakmasını bekledi. 

"Robert?" 

"Evet?" Genç adam sakinleşmeyi başarabildiğinde kadının oldukça muzip ve işveli çıkan sesine doğru dönüp susmayan dudaklarını bir kez daha öptü.

Jenna dizleri üzerine oturup sırıtmaya devam etti. "Sana yeniden korse ve tarlatanlardan bahsetmemi ister misin?" 

"O-o... Boşta bulundum!" 

"Ya..." Jenna ellerini adamın üzerinde dolaştırmaya başladı.

Robert eliyle gözlerini kapatıp güldü. Jenna ise durmadı eğilip onu yeniden öptü ve yavaşça boynuna oradan da göğsüne doğru kaydırdı. Robert kadının ne yapmakta olduğunu fark ettiğinde gözlerini iri iri açarak ona doğru baktı "Jenna?" 

"..."

"Jen-na?" 

"..."

"Jenna!" 

Genç kadın bakışlarını kaldırıp kocasına baktı. Az önce kendisine yaşattığı ıstırabın bin beterini tattırmak niyetindeydi ona. Eliyle yaslanması için işaret etti

"JEENNA!" 

"Evet,  Lord..." Genç kadın başarılı olduğunu hissettiğinde bakışlarını oldukça yüksek sesli nefes alıp veren ve ziyadesiyle kızarmış görünen adama doğru kaydırdı. "-ummmm"

"TANRIM JENNA!"

---