36 Kurdele

676 81 37
                                    

Jenna, Moriganın odasında kızın uzunca bir müddet ayaklarını pekmez dolu kovaya sokmamak üzere direnişini köşedeki sandalyede sabırla beklemişti. Morigan ciddi anlamda huysuz bir kızdı. Jenna onun kendisinden bile daha ketum olduğu kararına vardı. Lakin McAodha hanımı ondan da ketumdu. Uzun boylu heybetli bir kadındı Leydi Arcana. Şakaklarından hafifçe beyazlamış parlak turuncu saçları yüzünü ve dahi vücudunu saran çilleri keskin bakışları vardı. Jenna Lord McAodha'nın ürkütücü bakışlarına bu kadından başkasının karşılık verebileceğini düşünmedi bir an. Kızı ise onun kadar uzun olmak ile birlikte daha çok babasına benzemekteydi. Onun gibi sert mavi bakışlı kızılımsı sarı saçları vardı. Oldukça güzeldi. Lakin hepsi çok güzel kadınlardı. Jenna bakışlarını bir an yatağın üzerinde oturmuş elindekileri hızlı hızlı yemeye gayret eden Blair'e kaydırıp gülümsedi. Acaba o da bu kadar çok yiyecek miydi? Jenna eğer yediğinin fazlasına dadanacak olursa muhtemelen çok fazla kilo alacaktı ve biliyordu ki yerdi. Özellikle de tatlı şeyleri çok çok fazla yerdi. O vakit kocasının ona şimdiki gibi bakıp bakmayacağını düşündüğünde kendi kendine omuz silkerek camın yanında giydiği gece mavisi elbise ile sarkan aynı renkteki perdelerin arasında kaybolan Maeve'e baktı. Her daim çokça çıkan sesi silinip gitmiş düşünceli bir hale bürünmüştü. Önüne aldığı Caledonianınkiler kadar uzun siyah saçlarından bir tutamı örgüleyip açmakla meşguldü kız. Öyle güzeldi ki... Lakin Lily ve Blair'in duru olağan dışı güzelliklerine kıyasla Maeve'in görüntüsü yürek hoplatıcıydı. Brian'ın karizması, annesinin güzelliği ile sarmalanmıştı kız. Jenna ağabeyi ve kendini düşündü. Ian ona David'in babalarına en çok benzeyen kardeşleri olduğunu söylemişti. Jenna babasına benziyordu lakin Ian gözleri dışında annesinin kopyasıydı. Bunu da Ewandan duymuştu. Genç kadın ağabeyini Rhona gibi güzel olarak tanımlıyordu. Ian çok güzel bir adamdı. İnsan yüzüne bakmaya doyamıyordu. Jenna, Roberti düşündüğünde kalbi hızlanmaya başladı. En kısa zamanda adamın sakallarını uzattırıp onu gizleyecekti. Evet, bunu yapmaya kesinlikle kararlıydı. Ne denli şanslı bir kadın olduğunu düşünürken Büyükannenin elindeki bastonu Moriganın poposuna sertçe çarpması ile dikkatini onlara verdi.

"Otur şuraya Morigan McAodha!"

"Bunu yapmanın bana faydası nedir?" Morigan dudaklarını sıkarak sandalyeye oturup ayaklarını daldırdı.

"Kimse bu kadar sorgulamadı Morigan yeter!" Arcana kaşlarını çattı.

"İyi... Callie yıkasın ayaklarımı. Lord Sinclair gibi gözümün içine bakan bir kocam olur belki." Morigan omuz silkti.

"Öyleyse ben değil annemin yıkaması gerekiyor." Callie kıkırdadı.

"Yok, o kadar bakmasın bana sinir gelir." Morigan elini havada savuşturduğunda hepsi gülüştüler.

"Bana kalırsa Jenna yıkamalı." Fiona kıkırdadı. "Hiç birimizin gücü bir erkeği böylesine değiştirmeye yetmedi."

Jenna kızarıp başını önüne eğdi. "B-ben onu değiştirmedim..."

"Alçak gönüllülük etme Jenna adamı mum gibi eritmişsin işte." Maeve kaşlarını çatarak konuştu.

Jenna daha fazla konuşmamak adına ayağa kalkıp kızın önünde diz çöktü ve ayaklarını temiz suyla ağır ağır yıkamaya koyuldu sonrada yüzüğünü kovanın içine atıp Maeve'e döndü.

"Leydi Ferguson... Yüzüğümü düşürdüm lakin kirlenen suda göremiyorum"

"Ben ne yapayım şimdi?" Maeve doğruldu.

"Aramızdaki tek bekar olarak yüzüğü almak sana düşer." Odeth güldü. "Eğer yüzüğü tek seferde bulursan aşkı yakalayıp muradına kavuşursun"

LEYDİ.. (M) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin