42 Yas ise yas! Umut ise Umut!

556 76 22
                                    

Jenna gözlerini aralayıp derhal kapattı. Işık içeri bir bıçak gibi girmiş derhal gözlerini kavurmaya başlamıştı. Boğazındaki keskin acıyla yüzünü buruşturdu. Kafasının içi ise kara bulutlarla çevriliydi. Midesinde hissettiği krampları saymıyordu bile. Acıyla kasılırken sessiz bir inleme koy verdi. Gerilmiş dudaklarını bir müddet kıpırdatmaya çalıştı. Su... su istiyordu. Bedeni şu dakika kurumuş kavrulmaktaydı. Güçlükle yutkunup yeniden gözlerini açmayı denedi genç kadın. Lakin aynı acı hücum ettiğinde göz kapaklarını indirerek başını yana çevirmeye yeltendi. Yastığın üzerindeki elini ve avcundaki ekoseliyi gördüğünde ise beynini sarmalayan sis perdesinin aralanmaya başladığını hissetti. Robert? Gitmişti Robert... Götürmüşlerdi onu... Jenna hıçkıracak oldu lakin yüreğindeki keder ile bedenindeki acı birbirine karışmış  keskin, sessiz bir inlemeye daha dönüşmüştü. Gözleri bir nebze de olsun ışığa alıştığı vakit onları biraz daha aralayıp bakmaya gayret etti. Yatak odasındaydı. Kuruyan boğazından tıslayan bir nefes çekerek boynunu diğer tarafa doğru çevirdi. Başındaki sandalyede uyuklayan Marry'i gördüğünde ise seslenebilmek adına cılız bir ses çıkardı lakin kızın kafası sandalye kenarından düşüp uyuklamaya devam etti. 

"M-ma-ry?" Genç kadın yüzünü kırıştırırken kendisini çevirmeye yeltendi. Bu kezde kalçasındaki ağrı ona izin vermedi. Jenna ölümün kocası gibi ona da gelmek üzere olduğunu fark ettiğinde gerilen dudaklarının yırtılmasına izin vererek gülümsedi. Lakin midesinin yeni bir kramp ile kasılması üzerine ağlayıp çırpınmaya izin vermeyen bedeni yeniden çabaladı. "S-su..." 

Marry hissettiği hareketlilik üzerine gözlerini aralayıp Leydisinin kendisine bakmakta olduğunu gördüğünde panikledi. Yine tepinmeye başlayacaktı belli ki gerçi son seferki uyku ilacından sonra uyanması oldukça uzun bir müddet almıştı. Dudakları kıpırdanan leydisine doğru eğilip söylemek istediğini algılamaya çalıştı. 

"S-su?"

"Su!" Marry heyecanla doğrulup tası eline aldı ve önce bezi batırıp dudakları arasına sıktıktan sonra kaşığı titreyen elleriyle içinde uyku ilacı bulunan kaseye daldırıp ağzına götürmeye yeltendi. 

Maeve banyonun ardından biraz olsa rahatlamış şimdi nöbeti alabilecek kadar dinlenmiş hissediyordu. Odanın kapısını açıp içeri girdiğinde Jenna'nın kan çanağına dönmüş açık gözlerini ve ona ilaç içirmeye çalışan Marry'i gördüğünde hışımla kıza doğru yürüdü. 

"Yeter artık ilaç!" Maeve kızın elinden tası alıp yere fırlattı. 

"Ley-dim? Lord Ferguson..." Marry korku ile kızın dehşet saçan gözlerine baktı. 

"Ben Leydi Fergusonum ve bu kadına bir daha ilaç vereni bu kaleden kovduracağıma dair yemin ederim!" Maeve yutkunarak Jennaya baktı. "Ölecek! Kederden ölmezse açlıktan ölecek! Herkes başka derde düştü. Kadın bağırıp acısını yaşamasın ayak bağı olmasın diye sesini kesmek uğreşına girdiler!" Maeve üzerindeki siniri çalışandan çıkardığını ve kızın ağlamaya başladığını farkettiğinde dilini şaklatıp başını olumsuz manada salladı ve elini korkmuş görünen kızın omzuna koydu. "Git Marry çorba getir Jenna'nın karnını doyuracağız. Şekerli su da getir çabuk!" Maeve, Noahtan şekerli suyun vücutta olumlu etki oluşturup bitkinliği azalttığını duymuştu.

Marry acele bir baş olayı ile hızla odadan çıktığında Maeve gülümseyerek sandalyeye oturdu ve Jennanın elini avuçları arasına aldı. 

"Toparlanma vakti Leydi McAodha! Toparlanıp dilediğin duygu her ne ise yaşama vakti beni duyuyor musun? Yas ise yas! Acı ise acı! Umut ise umut! Özlem ise özlem!" 

Jenna ağlayacak oldu lakin ağrı hissettiği gözlerinden süzülmedi damlalar. Başını hafifçe sallamak ile yetindi. Genç kadın ölmek diliyordu lakin biri bunu yapmadıkça yapacak gücü yoktu. Yapmayacaktı da. Her ne kadar istemiş olsa da şimdi düşündüğünde günahkar bir bedenin cennette sevdikleri ile birlikte olamayacağını anımsıyordu. Robert gitmiş olabilirdi lakin onu beklediği bir yer vardı ve Jenna tüm kalbi ile biliyordu ki o asla suçsuz yere bir kadını öldürecek biri değildi ve cennet onların yeni kalesi olacaktı. Saçını okşayan Maeve'e gözlerini kırpıştırarak baktı. Beyninin bir köşesinde yankılanan çığlıkları bedeninin etmeye çalıştığı isyanı bastırabilmek için büyük bir çaba sarf etmesi gerekiyordu. "Şükür!" Jenna tekrarladı. "Şükür!" 

LEYDİ.. (M) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin