(Kemer olayı 15. yüzyılda çıkarılmış o yüzden kaldırılmıştır Mantığıma sığdıramadım ve kadın haklarına da uygun bulmadığım için zaten kaldıracaktım. Kaleme aldığım için dahi hoşlanmadım kendimden.)
Jenna meraklı sosyete hanımlarının bakışlarını Robert'ten alamamaları üzerine bir parça da olsa rahatlamıştı. Göz ucuyla yemek yerken aşırıya kaçan adamın hareketlerine baktı. Eti eliyle yiyordu fakat dış görüntüsü derli toplu olduğundan en azından dip seviye görgüsüzlükten orta seviyelere çıkmış vaziyetteydi. Genç kadın onun kendisini ne diye viraneye çevirdiğini düşünse de anlayamayacaktı. Sarı saçlarını hesaba katmazsa Ewan'ı dahi andırıyordu. Düşüncelerinden sıyrılıp masada elini oldukça yavaş bir şekilde sürükleyerek Robertin çatalını aldı ve tabağının içine koydu. Belki hareketi ona yapması gerekeni hatırlatabilirdi. Hoş çatalın ne olduğunu da tanımıyordu belki çünkü bu güzel icat yeni yüzyılın başlangıcında gelmişti. Çoğunluk Fransaya giden genç oğlanların getirmesi ile tanışmıştı çatal ile Jenna'da ağabeyi sayesinde öğrenmişti. Lakin öğrenmişti işte. Kabul etmiş ve hoşuna gitmişti. parmakların görevini bizzat görüyordu. Elini aynı yavaşlıkta çekip önüne alırken masadaki davetlileri süzdü genç kadın. Gözü yaptığını fark eden ağabeyine takıldığında ise kızarıp başını önüne eğdi. O temasın ardından Ian ile karşı karşıya gelmemişti. Bu utanç vericiydi. Jenna dudaklarını birbirine bastırıp tabağındaki eti kesmeye koyuldu. Şu an Lord McDonald'ın yemek yemesinden çok daha fazla telaşlanması gereken şeyler olduğunu biliyordu. Öncelikli olarak alıştığı ortamdan nasıl uzaklaşacağını düşünmesi gerekmekteydi. Gerçi McDonald kalesi onun için yabancı değildi. Ewan'ın eteğinden asla ayrılmadığından pek çok kez gitmiş, hatta kalmıştı orada lakin Robert'i hatırlamıyordu. Geçmişte yaptığı evlilik ise hayal meyal gözündeydi. Jenna o vakit on yaşındaydı ve Robert ile aralarında on yaş olduğundan Adamın ne varlığı ne de hareketlerini umursadığını sanmıyordu. O daha üç ya da dört yaşındayken uzun bir süre beraber kaldıklarını Ian'dan duymuştu. Onun dışında da yan yana gelmişlikleri yoktu. Ewan onu asla yalnız bırakmamıştı. Muhtemelen Sorcha'ya olanlardan ötürü Jenna'yı hep kontrol altında tutmuş ona istediği her şeyi sağlamış lakin hiçbir erkeği yanına yaklaştırmamıştı. Adam onu neredeyse rahibeye çevirmeye niyetlenmişti ve Jenna da buna sıcak bakıyordu ki Ian eğitimden dönüp yaptıkları şeye müdahale etmişti. Jenna eti kesmeyi bıraktığında ağzına götürdü lakin onun için fazla kuru olduğunu anladığında yüzünü buruşturup geri çekildi. Buradaki aşçıları da bir güzel azarlamak gerekiyordu. Genç kadın kadehi eline alıp küçük bir yudum aldı. İçkiye dayanıklı değildi bu yüzden elindekine gece boyu devam etmeyi planlıyordu.
Robert bardağı eline alan kadını fark ettiğinde kadının eline uzanıp kadehi çekti ve kendisi içti. "Hayır Jen- Leydi..mm içmek yok!"
"ve bunu bana Lord McDonald mı söylüyor?" Jenna adama tek kaşını kaldırdı.
"İndir o kaşını senora." Robert kadının ilgi çekici ifadesine karşın kaş çattı. "Önüne dönüp yemeğini ye."
"Şunu yapmayı kesin lordum!" Jenna elini adamın bardağına uzatıp büyük bir yudum aldı. Ardından viskinin sertliği karşısında yüzünü buruşturdu. O daha çok sıcak şarap ya da likörden hoşlanırdı. "Bana emir veremezsiniz."
Robert kendi bardağını da alıp bitirdikten sonra etrafındakilere döndü. "Bardaklarınıza sahip çıkın baylar bayanlar çünkü bu kadın henüz başkasının bardağına dokunulmayacağını öğrenememiş."
"Lord McDonald!" Jenna dudaklarını dişleyerek davetlilere baktı. Lakin onun her dediğine gülmeye kendilerini adamış adamlar ve kadınlar oralı olmamış gibiydi. Jenna çatalını eline alıp masanın altından adamın kilti sıyrılmış baldırını sertçe dürttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYDİ.. (M)
Historical FictionRobert Mcdonald boşvermiş bir adamdı. Hayatında en son tamamen ayık olduğu gün ne zamandı hafızasını zorlasa dahi hatırlayamıyordu çünkü geçmişi anımsamak için yine ayık olmak gerekiyordu. Yanlış, adamın bedeninde vuku bulmuştu. Gelinini kendi yatağ...