Jenna peşinde Robert ile çalışma odasına girip etrafına bakarak gülümsedi. Aslında burada perdeler dışında değişiklik yapmamıştı bu yüzden oldukça sadeydi lakin Jenna McDonald ailesinin yadigarlarına dokunmak istememişti. Bu oda yeterince güzeldi ve okyanusu gözetleyen küçük bir balkonu bulunmaktaydı. Jenna orada oturup kitap okuyabilmek için sabırsızlandığını fark etti.
Robert balkonu gözleyen kadının yüzündeki dingin ifadeyi gördüğünde gülümsemeden edemedi. cam kenarında duran ahşap çekmeceli komedine doğru yürüyüp üstündeki vazoyu indirdi ve onu balkona taşıdı. Arkasını döndüğünde kendisine soran gözlerle bakmakta olan kadına göz kırptı ve iki sandalyeyi de alarak okyanusa doğru yan yana koydu. Ardından kadına başıyla balkonu işaret etti.
"Hadi."
Jenna boğazını temizleyip sırtını dikleştirdi ve masanın üzerinden bir kağıt ve hokkayı alıp balkona çıktı. Genç kadın temiz havayı içine çekerken kasılan tüm kaslarının rahatladığını hissetti ve Robertin yan yana bitiştirdiği sandalyenin tekini ayırarak oturdu. Hokkayı önlerindeki komedine koyup kağıdı uçmaması için altına yerleştirdi. Buranın manzarası gerçekten keyif vericiydi. Jenna Sinclair kalesinin doğu kanadında denize bakan dev bir balkon olduğunu biliyordu ve yapıldığında eminim ki orası da oldukça keyifli olacaktı. Az sonra Robert yanında kesme kristal bir şişe ve iki bardakla gelip sandalyesine oturdu. ayaklarını trabzana doğru uzatıp geriye doğru yaslandı ve kendisine baktı.
"Çizmelerinizi mi izleyeceğiz lordum?"
"Pek tabii... Yeni ve güzeller." Robert elindeki bardağa çok az bir miktar viski döküp kadına uzattı.
Jenna kibarlık etmek için bardağı aldı ve kokladı ardından yüzünü kırıştırıp masaya koydu. Sabah öğle akşam... Bu adamın günün hangi vaktinde zıkkımlanmadığını gerçekten merak ediyordu ve bu kadar içkiyle hala nasıl yürüyebiliyordu bilmiyordu. Robert aniden, ayırdığı sandalyeyi kolundan tutup kendisininkine yapıştırınca düşüncelerinden uzaklaşıp doğruldu.
"Artık ne yapıyorsunuz diye sormayacağım." Genç kadın yanaklarındaki havayı üfleyip adamın güneşte parlayan koyu mavi gözlerine ve açık havada daha da açık renkli görünen altın sarısı saçlarına baktı. Ardından saçlarında takılı kalan birkaç samanı gördüğünde gülmemek için önüne dönüp kağıt ve hokkaya doğru eğildi.
"Sorma leydi..." Robert kadının bıkmadan usanmadan hızla dönüp kendisine bakması üzerine yine "-im" diye bastırdı. Sırf bu kızgın surat için bile sonsuza kadar ona leydi diye hitap edebilirdi. Jenna önündeki kağıda odaklanıp diviti eline aldığında Robert elindeki bardaktan minik bir yudum alıp kadının tüylü diviti tutuşunu izledi. "Yaz bakalım ne istiyorsan." Genç adam temiz havayı içine çekerken belki de uzun zamandır ilk defa ayık bir kafa ile nefes alıyor olmaktan hoşnuttu.
Jenna kağıdın başına tarih attı ve altına büyük harflerle "SÖZLEŞME" yazdı. Ardından az önce konuştukları maddeyi ilk sıraya eklemek için harekete geçti. Genç kadın yazarken aynı anda yüksek sesle söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYDİ.. (M)
Historical FictionRobert Mcdonald boşvermiş bir adamdı. Hayatında en son tamamen ayık olduğu gün ne zamandı hafızasını zorlasa dahi hatırlayamıyordu çünkü geçmişi anımsamak için yine ayık olmak gerekiyordu. Yanlış, adamın bedeninde vuku bulmuştu. Gelinini kendi yatağ...