43 Yalnız...

577 86 37
                                    

---3 Gün Sonra---

Edinburg Sarayı

Liamh kral Anderson'un toplantı salonunda ki devasa yuvarlak masanın bir köşesinde oturmuş konuşulanları dinlemekteydi. İdam edilecek olan bir klan beyi olduğundan çoğu bey kendisi gibi düğün ertesi saraya yolculuk etmişti. Robertin kötü şöhretinin sonunu getirdiği konuşuluyordu koridorlarda. Kimileri de Ewan McDonald gibi çok iyi eğitimli bir adamın yeğeninin nasıl oluyor da böyle bir hata yapabildiğini söylemekten geri durmuyordu. Kendi yaşıtlarının bulunduğu dönemde iyi eğitim alabilmiş bey pek azdı çünkü savaş hüküm sürüyordu. Alanların bir kısmını savaşta yitirmişler zaten diğer kısmı olan Connor McGİolla, Aladar McDonald, Brian, Eathan Sinclair,Daniel Lachlan, Simon McLeod gibi beyler hayatlarını savaşarak geçirmiş büyük komutanlardı. Liamh kendi kendine sırıttı. Damadı Simon McLeod'un babası da Simondu ve büyükbabası da Simondu. Ne yağmacı tutumları ne adları değişmiyordu. Liamh ise kardeşlerinin en büyüğü olmasına rağmen babasının bir kücüğü Arthuru klan beyi olarak yetiştirdiğinden zaten Liamh'ın kafası da başka türlü işlediğinden bir parça geç başlamıştı savaş meydanlarında boy göstermeye. Aladar ya da Brian gibi Wallace'ın ardında koşamamıştı çünkü o esnada okumak ile meşguldü. Dış ülkelere gidişi o zamanlar çökmekte olan Dubghailin ancak karın tokluğuna parası yettiğinden mümkün olmamıştı lakin annesi elinde kızılcık sopası ile tepesine dikip sonsuz yetki verdiği Rosalind Thomson'un büyükannesi Fiona Thomson sayesinde gitmiş kadar olmuştu. Silah arkadaşları Aladar ve Brian ile o dönem tanışmıştık. İki genç dev komutanın dikkatini cephede yarı kılıç sallayıp yarı kendi gibi askerlere ne yapmaları gerektiğini söyleyen, komutanlarının verdiği emirlere karşı çıkıp, içeride bildiğini okuyan bir adamdı ve kafası Aladar ile Brian'ın elleri arasında ezilmekten cephede askerlere onların verdiği savaş düzenini yazı ve imzalarını taklit ederek kendince doğru olan ile değiştirip yakalandığında, tam da ezilecekken cephe zafer ile döndüğünde kurtulmuştu. O günden sonra ise Liamh'ın aklı Brian'ın savaş yetenekleri ve Aladar'ın eğittiği askerler ile yenilmez olmuştular...  Liamh Karşısında oturan Lachlan'ın oğluna bakarken gülümsemeden edemedi. Gözleri oturdukları eski sofraları ettikleri özgürlük yeminlerini arıyordu. Hala birkaç dostu vardı lakin yumuşamışlar artık teslim olma noktasına gelmişlerdi. Zaten de gençleri onlar kadar savaş görmediğinden kılıçtan ziyade kalem tutuyordu. Liamh'ın buna bir karşı gelirliği yoktu ama Şahinin oğlunu gördüğünde ve babasını on beşlerinde kaybetmesine rağmen, dilese ne denli iyi ve davalarını yürütebilecek bir komutan olabileceğinin farkındalığını yaşamıştı. Aladarın yumruğu Ewan McDonaldın aldırmaya çabaladığı eğitim Roberttin üzerinde vardı. Gerçi üniversiteye yarı gidip yarı gitmemiş çoğu vakit aylaklık etmişti ama yine de bir parça uslandığında yapabileceğini biliyordu.

Düşüncelerini ziyadesi ile saptırdığını farkeden adam kaşlarını kaldırarak yerinde yayıldı ve Yanındaki sandalyede Brian'ı hala göremediğini fark ettiğinde ellerini masa üzerinde takırdatmaya ve ayağını sallamaya başladı. Burada durup kral ile but yiyip kahkaha atmaktan ziyadesiyle sıkılmış durumdaydı vakit kazandırabilmek adına beyleri alttan alttan işlemiş kralın karşısına bir sürü dert ile çıkarttırmıştı. Frealaf olsa idi hiç dert etmeyecekti lakin Anderson ona saygı duyuyor olmasına rağmen kulağına fısıldayanlar olduğunun bilincindeydi. Edwardın karşısında yeterince bile direniş gösterebilmişti kaldı ki Balliol'u tahttan indirmemiş olsaydılar muhtemelen bu kadar bile dayanamayacaklardı. 

Kral sonunda geldiğinde ayaklandılar ardından hep beraber otururken ziyadesi ile heyecanlı olan McNeil beyi ayağa kalkıp "Engizisyon kurulsun talebindeyim!" dedi. Beyler birbirlerine baktılar Anderson ile ellerini önünde birleştirip delikanlıya doğru eğildi. 

"Söyleyin bu talebiniz ne için?"

"Çünkü Robert McDonald kız kardeşimi vahşice öldürmüştür!"

LEYDİ.. (M) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin