32# Aile

799 81 40
                                    

(Arkadaşlar bu birkaç bölüm diğer hikayelere hazırlık olacak. O yüzden ana karakterler dışında çok çok yan karakterlere taşacağız.) 

Robert içeri girdiğinde tüm gözler büyükannenin kolundaki Ian dan kendisine çevrilmişti ve karşılarında ayakta dikilmiş olan oldukça kalabalık bir grup bulunmaktaydı. Koca bir aile! Robert daha önce bu konu hakkında hiç düşünmemişti. Genç adamın bakışları otomatik olarak tam ortada duran Liamh ve Brian'a kaydı ki derhal elleri terlemeye başlamış ve ziyadesiyle heyecanlanmıştı. Brian'ın yanında kardeşi olduğunu var saydığı ona ziyadesi ile benzeyen bir başkası ve Liamh'ın yanında da sarışın pek benzemeselerde birbirlerini andıran bir başkası dikilmekteydi. sol tarafta kadınlar sağda ise oğlanlar tam karşılarındaydı. Onlar ise Karen, kolunu tırnaklamakta olan karısı Hemen yanında Büyük kanne ve Fenix onun yanında ise Leydi Sinclair olarak devasa gruba bakmaktaydılar. Robert Brian'ın hedefine kitlenmiş olduğunu fark ettiğinde göz ucuyla Ian'a baktı. Lakin onun hedefinde Büyükanne varmış gibiydi. Adam yalnızca karısına attığı bakışları şimdi kadına yönlendirmiş ihtiyarda tatlı bir tebessüm ile elini sıkı sıkı tuttuğu Ian'a bakmaktaydı. Robert Callie ile göz göze geldiğinde kızın ne yapacağını bilemez bakışları ile karşılaştı. Genç adam rahatlaması için elini Jenna'nınkine götürüp yavaşça sıvazladı. 

Jenna karşısındaki adamlara selam vermediği için büyük bir korku ile Ian'ı ikaz etmek adına ağabeyi ile göz göze gelmeye çalışıyordu. Callie ise tedirgin bir gülümseme ise ailesini süzmekteydi. Tanrım öyle garip bir ortam içerisindeydiler ki eğer biri ortaya bir saniye dahi laf atmayacak olsa Jenna kaçıp gidecekti. Kocası elini sıvazladığında başını kaldırıp ona baktı. 

"Şa-hin?" Liamh başını yana yatırıp karşısındaki koca cüsseye bakarak tereddüt ile konuştu. Aladarın öldüğünü bilmese şayet şu an onu son gördüğü haliyle karşısında dikiliyor olduğunu düşünecekti. Ya da belki hortlayıp gelmişti...

Robert eliyle kendisini gösterdi. "R-robert Mc-Do-nald Lordum."Genç adam heyecanla başını eğdi. Liamh ona babasının lakabıyla hitap etmişti. Brian bakışlarını kendisine çevirdiğinde ise tuttuğu nefesi geri üfleyip gözlerini kırpıştırdı. "Ayıboğan?" dedi dikkatleri üzerine çekmeye çalışarak çünkü tanrı korusun Brian yeşillerini yeniden Ian'a çevirmek üzereydi. Robert başına gelecekleri umursamayarak Liamh'a baktı "ve köstebek." 

Jenna karşısındaki ordunun bu kez bakışlarını telaş ile Liamh'a çevirmesi üzerine Robertin kolundan çıkıp ağabeyinin yanına gitti ve Callie ile arasına girip kolunun iç kısmını ziyadesi ile tırnakladı. Ardından şoka girmiş gibi görünen Callie'i de sırtından dürttü. 

Callie kendisine geldiğinde ablasına baktı. "Blair ayakta kalmamalısın." 

"Ah evet sanırım öyle!" Blair gülümseyerek annesini çekeledi annesi ise Leydi Arcanayı dürttü. 

"Evet hanımlar... Ziyadesi ile acıktık öyle değil mi?" Kadın dönüp dadısını alması için Odeth'e soran gözlerle baktı. 

"Anne... An-ne?" Odeth kibarca seslenerek bir iki adım öne çıktı. "Masaya geçelim anne..." 

"Yerine geç Odeth!" Rhona otoriter bakışlarını kızına çevirdi. Odeth sesini çıkartmayıp gözü arkada sandalyesinin önüne geçtiğinde ise "Blair otur!" diye emretti ve yüzü kızarmış görünen oğluna baktı. "Lordum?" Liamh ona kocası Finn'in emanetiydi. Her ne kadar söz geçmez bir adam olduysa da ona saygı duyduğunu biliyor, şu an aralarında kalan tek büyük olduğunun da farkındalığını yaşıyordu. Yanındaki güzel gözlü oğlanı kimseye yem etmeye niyeti yoktu. 

Liamh Roberte bir müddet öfke ile baktıktan sonra boğazını temizleyip Rhonaya döndü. Yanındaki oğlanların gülüştüğünden emindi. "Evet leydim?" dedi sert bir ses tonuyla. 

LEYDİ.. (M) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin