Full sohbet kısa bir bölüm. Bunları yazmayınca Ne yazık ki hikayede birşeyler asılı kalıyor.
"Yardım et Liamh!" Brian peşinde Sinclair ile birlikte odaya daldı.
"Yavaş! Kapı çalmak diye bir şey öğretmediler mi sana ayı!" Liamh yerinde sıçrayıp karşısındaki tuhaf manzaraya sırıttı. Epeydir düşünmekteydi. Robert'in net bir cevap verememesi altının eşelenmesini icap ettiriyordu. Liamhsa ziyadesiyle meraklanmıştı.
"Eğer gösterebileceğiniz bir yol varsa izlemeye kararlıyım" Ian eliyle burun kemiğini sıvazladı. Başı hala çatlıyordu.
"Geçin oturun." Liamh yanaklarındaki havayı üfledi.
"O sarı kafanı çalıştır McAodha yoksa çıplak elle ezmekten gerii durmam." Brian sabırsızlıkla kaş çattı.
Ian tebessüm ederken başını önüne eğdi. Lanet olası Robert'i şimdiden özlediğini düşündü genç adam. Ardından odadaki tanıdık kokuyu soludu ve başını kaldırıp Liamh'ın önündeki çay fincanına baktı. "Ondan benimde bir fincan almam mümkün mü?"
"Bu sana göre değil Sinclair" Liamh önündeki bimbirdelik çayına baktı.
"Sanırım tam da ihtiyacım olan şey." Ian uzanıp adamın önündeki demliği aldı ve kapağını açıp içini kokladıktan sonra demliğin ucunu ağzına dayadı.
"Bir tane de normal adam yolla ulu tanrım!" Liamh kapı önünden geçen Connoru fark ettiğinde seslendi. "Çabuk herkese buraya gelmelerini söyle." Oğlu acele bir baş onayı ile ayrıldığında Ian'a döndü.
"O dönem kadının intihar ettiğini söylediklerini hatırlıyorum. Ewan sana olaydan bahsetti mi Sinclair"
"Hayır tam olarak değil. Duruşma ardından apar topar Robert'i İngiltereye gönderdiğini biliyorum"
"Robert adına bir hekim şahitlik etmişti." Brian sakalını sıvazladı.
"Hekim Forbes'un babası." Ian başıyla sözlerini onayladı. O dönem kalenin hekimi oydu. Adamı hatırlıyordu Ian. "Lakin adam şimdilerde bunamış bir ihtiyar."
"Sana bu işin garantisini veremem Sinclair" Liamh başını olumsuz manada salladı. "Çok eski bir olay ve kuzey topraklarıyla o dönem pek bir ilgimiz olmadığından olaya hakim değilim."
"Aladar'a bunu borçluyuz Liamh." Brian göz ucuyla demlikten çay içen tuhaf damadına baktı. "Bu oğlana da bir söz verdim. Çalıştır şu köstebek kafanı." Brian elini dizine vurdu. "Uğraşacak bir şey olmadığından yakınıyordun. Senden başkası bu toprağı eşeleyemez."
Liamh geriye yaslanıp eliyle Brian'a devam etmesi için işaret verdi. Biraz daha pohpohlanmaya ihtiyacı vardı.
Brian gözlerini devirdi. "İskoçyanın onuuuruuu... Bu kadar yeter pis herif hadi!"
"Robert'i kaçıralım!" Ian demliği kenara koyup ikiliye baktı. "En azından biz bir şeyler bulana kadar başına iş gelmemesini sağlarız"
"Senin aklının çalıştığı tek şey kaçırmak mı Sinclair!" Brian adama kaşlarını çattı.
Liamh tam konuşacaktı ki diğerleri odaya girdiler. McAodha beyi yerinde iyice yayılıp sırıttı. "Ian haklı zaman kazanmak zorundayız."
"Buradan Edinburgh üç gün. Araba ile dört." William ağabeyine baktı. Önlerine bir engel çıkarmak gerek."
"Gidip yollarını keselim." Connor kaş çattı.
Liamh çekmecesindeki çivi ve at nalını masaya koydu. "Şu an beş... Owen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYDİ.. (M)
Historical FictionRobert Mcdonald boşvermiş bir adamdı. Hayatında en son tamamen ayık olduğu gün ne zamandı hafızasını zorlasa dahi hatırlayamıyordu çünkü geçmişi anımsamak için yine ayık olmak gerekiyordu. Yanlış, adamın bedeninde vuku bulmuştu. Gelinini kendi yatağ...