28# Kendin Ol Yeter

851 93 27
                                    

---Ertesi gün---

Jenna Robert'in dün gelmemiş olmasını bu kez tamamen kendi suçu olarak görmüştü. Adama utanmadan sıkılmadan ona verdiği yüzüğü kabul edemediğini söylemişti. Kafasını sertçe camın pervazına vurup ovalarken kendi kendine küfretti ve yaptığına şaşırarak elini ağzına götürdü. Ağzı bozuk edepsiz bir kadın olmuştu sonunda. Geri dönüp saate baktı. Adam neredeydi ne yapıyordu aç mıydı tok muydu tanrım tüm bu sorular ile fena halde kafayı bozmuş durumdaydı. O Robert McDonalddı elbet başının çaresine bakardı. Jenna parmaklarını ovalamaya başladı. Kendi ne yapsındı? Genç kadın odanın içerisinde bir tur dönüp ne yapması gerektiğini düşünmeye başladı. Saate kayan gözleri altıyı gösterdiğinde ise odadan çıktı. Yemek saatiydi ve Robert aşağıda onu bekliyor olabilirdi. Hızla merdivenleri inip girişteki dinlenme sırasına baktı. Yoktu. Ardından merdivenleri geri çıkıp adamın odasına koşturdu ve çalma gereği duymadan kapıyı çalıp baktı. Yoktu... Jenna derin bir nefes alıp bu kez yemek odasına koşturdu ve boş salonu gördüğünde omuzlarını düşürdü. Pekala, çok sinirlenmiş olsa onu öpmezdi değil mi? Belki de ağladığı için tesellisini sunmak istemişti. Jenna kapının girişindeki dinlenme sırasına doğru yürüyüp oturdu. Adama tüm cesaretini toplayıp gitmemesini dahi söylemişti. Öyle sanıyordu ki Robert'in işini halledip geri gelecek olduğunu söylemesi de büyük bir oyalamaydı. Jenna ayaklarını sallayarak yanaklarını kemirmeye başladı. Öyleyse gidip onu arayacaktı ve bulup eve getirecekti. Robert bu güne dek uzattığı hiçbir zeytin dalıni kabul etmemişti belki de adam o dalın kafasına çarpılmasından anlıyordu. Başını kendini onaylar nitelikte salladıktan sonra ayağa kalktı genç kadın. Hırsla odasına doğru yürürken Limandaki tavernaya gidebileceğini var saydı. Olsa olsa orada olurdu değil mi? O vakit genç kadın onun kafasına çok daha başka şeyler çarpacaktı.

Odasına ulaştığında hırsla üzerini çıkarmaya koyuldu ve geçen günden katlı duran talim kıyafetlerini çekip aldı hızlı hızlı giyindikten sonra kılıcını kemerine oturttu ve saçlarını ardından sıkı bir topuzla tutturdu. Son olarak artık akşamları soğumaya başladığından pelerinini üzerine geçirdi. Genç kadın hazır olduğunu var saydığında aynadaki görüntüsüne son bir defa bakıp kendi kendini onayladı. Köye giden yol dümdüzdü. Bu yüzden kaybolacağını ya da zorlanacağını sanmıyordu lakin her ihtimale karşın kenarda duran çıkınına büyükçe bir mendil birkaç mum ve kibrit koydu. Eğer hava kararır ve yalnız dönmek zorunda kalırsa mendili bir parça reçineye bulayıp genişçe bir dala tutturur ve yolunu aydınlatabilirdi. Jenna ağabeyinin getirdiği yayını ve ok çantasını sırtına astı. Ardından odadan çıkıp merdivenlere yöneldi. Hançerleri unuttuğunu fark ettiğinde yeniden dönmek zorunda kaldı. Onları da alıp beline taktıktan sonra bu kez koşar adım basamakları inmeye koyuldu. Tam kapıdan çıkacakken Robertin dün avlanmaya ormana gideceğini söylediği aklına geldi. Tanrım ya adam doğruyu söylediyse ve şu an bir yerde yaralı vaziyette kıvranıyorduysa ne yapacaktı? Jenna omuzlarını düşürerek bu kez oturma odasına koştu ve her ihtimale karşın yanına bir iki merhem ve temiz bez aldı ve bu defa çıkmak üzere büyük bir kararla yeniden kapıya yöneldi.

"Tanrım, ya yaralı ve aç kaldıysa..."

Genç kadın ayaklarını yere vurarak mutfağa yürüdü bu kez. Onu gören çalışanlar saygıyla selamladılar Jenna ise kilere geçip yeni bir çıkına peynir bir adet somun ve birkaç çörek koydu. Bu kez aklına bir şey gelmemesi adına daha da hızlanarak kapıdan çıktı ve derin bir nefes aldı. Şimdi ahırlara gitmeli ve atını almalıydı. Avlanmak için Robertin patikanın sağ tarafının daha uygun olduğunu söylediğini hatırlıyordu. Jenna atı çekeleyerek çıkarması ardından onu ava götürdüğü yoldan gitmeye karar verdi. Hava kararmadan önce gidip biraz bakınacak eğer bulamazsa köye inip askerleri ayağa kaldıracaktı Lakin Robert McDonald bu gün bulunacaktı o kadar! Jenna umuyordu ki tavernada olsundu o vakit adama hiç kızmayacağına söz verdi kendi kendine. Yeter ki başına bir iş gelmemiş sağ salim bulabilsindi onu... Genç kadın atının karnına sıkı bir tekme atıp yönünü ormana çevirirken içinden bildiği tüm duaları etmeye koyuldu.

LEYDİ.. (M) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin