18.Bölüm: Geçmişin İzlerine Bürünmüş Ruh

3.3K 164 112
                                    

<33Selamlar ballar. Benim sorumluluğum birden arttı gibi hissediyorum. İnanır mısınız gerçekten yirmi üç bin kişi gördü kitabımı. Kocaman yirmi üç bin. Satır arası yorumlarınızı okuyorum. Öneriler, düşünceler. Herkesin kafasında çok farklı düşünceler dönüyor. Bölümler ilerledikçe kafada canlanan bazı şeyler ortaya çıkacak. Sadece geriye yaslanın ve sakince okuyun. Sizleri seviyorum iyi okumalar dilerim.<33

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

18.Bölüm: Geçmişin İzlerine Bürünmüş Ruh

.|Karaca'nın Güncesi|.

Bu sayfayı sanırım hiçbir zaman dolduramayacağım. Tarih koyamam ama bugünün aslında hangi ay olduğunu ve hangi gün olduğunu çok iyi biliyorum. Geçmiş tarihlerde belki bahsetmişimdir. Babamın benim hayallerimi yıkışının üzerinden iki yıl geçti. O zaman aralığında çok şey oldu. 

Önceki sayfalara dönmeye pek cesaretim yok günlük. O anki halime dönmek istemiyorum bu yüzden onları yazıp bir köşeye atıyorum. Zihnimin derinliklerinde kalsınlar, ben onları tekrar yaşamak istemiyorum. Babam burada değil artık. Annem öğrendikten sonra babamdan ayrıldı ama babamın nereye gittiğini bilmiyorum. 

Annem bana çok büyük bir ceza verdi. Ben zaten hayal kurmayı bırakmıştım ama elimde avucumda kalan son hayalim ve belki gerçekte olabilecek olan hayalimi de tamamıyla elimden aldı. Ondan nefret ediyorum içimden yalnızca onu öldürmek geliyor. 

Havanın yağmurlu ve soğuk olması gerçekten hiç hayra alamet değildi. Bu günlerde gerçekten de gökyüzünü anlamak imkansızdı. Her gün farklı bir mevsim oluyordu. Bir gün yaz kadar sıcak, diğer gün kış kadar soğuk, ondan sonraki ise sonbahar kadar serin ama aynı zamanda ilkbahar kadar da tatlı meltem vardı.

Yutkunup eve attığım adımın ardından ayaklarımın dibine gelen kediye kısa bir bakış attım. Kabanımı çıkartıp ıslak saçlarımı omzumdan sarkıttım. Bu sıralar kafam sanırım saçlarımı toplamadığım için ağrımıyordu. Tek sorun galiba onları toplamamdan kaynaklanıyordu. 

Pars bugün benden sonra geleceğini ve toplantısının olduğunu söylemişti. Gün boyu nasıl ayakta kaldığını düşündüm. Dün akşam o kadar geç yatmıştık ki sabah ben bile zor kalkmıştım. 

SESSİZLİĞİN VAVEYLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin