<33Bölümlerde bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim. Ben bu bölümü yazarken kitabımı neredeyse hiç kimse okumuyordu. Şu an okuyan üç beş tane kişi var mı? Varsa bir yorum bırakırlar mı? Çok mutlu olurum.<33
---
14.Bölüm: Gerçeklik Silsilesi
.|Karaca'nın Güncesi|.
Silahlardan hep çok korkmuştum. İlk elimde tuttuğum anı hatırlıyorum. Elim tabiri caizse zangır zangır titriyordu. O soğuk metal tenime değdiği anda beni kasıp kavurmuştu. Zihnime öyle bir kazınmıştı ki silmek ne mümkün. Hayaller ve hayatlar o silahın ucundaki mermide saklıydı. O silah patladığı anda hayaller de hayatlar da suyun dibine çöker çürümeye yüz tutardı.
Hayal kurmayı küçükken çok sevmiştim ama o güne kadar.
Ben hayallerinden nefret eden küçük kız. O hayallerimin hepsi kökünden kesilip çöpe atıldı. Hayal kurmayı çok seviyordum. Hayal kurmak eğer çocukların işiyse, ben büyümüştüm. İstesem de hayal kuramıyordum çünkü o hayaller günün birinde benim en kötü gerçekliğim olmuş yaralarımı kanatan en büyük neden olmuştu.
Eskiden hayal kurmayı seven o küçük kız şimdi hayallerden kaçıyor. Çıkış kapısını bulamadığı için bir zamanlar kaçıp sığındığı hayalleri şu an onu boğuyor. Şimdi fark etti ki bir çıkış kapısı yok. Dört duvar arasında sıkışıp kalmalı ve bu gerçeklikle savaşmalı.
Boynumdan aşağı inen ılık nefesi bedenime çarptığı her saniye biraz daha ısınıyordum. O annemin bahsettiği şımarık çocuk değildi, o annesini kaybeden ve anlaşılmayı bekleyen yaralı küçük çocuktu.
Bende yaralıydım. Hepimizin içinde kanayan bir yarası vardı. Bazen fark edemesek de o yara kendini ilk günkü gibi acısıyla hissettiriyordu. Ah Pars içimdeki savaşı bilsen keşke, o kadar yanılgı içerisindeyim ki sen bile şaşırırsın görsen.
Derin bir nefes alıp her şeyi halının altına süpürdüm. Zaten elbet bir gün o halıya takılacaktım ve gerçekler halının açıkta kalan kısmından bana merhaba diyecekti. Biraz daha erteledim. Ona biraz daha sarılmak istedim. Biraz daha ona karışmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN VAVEYLASI
Teen FictionGeçmişini, tozlu sayfalara gömüp halının altına süpüren Karaca, zamanla geçmişinin onun için açtığı çukura düşüyor. İçinde yüzleşmesi gereken koca geçmişi ve önünde hesap vermesi gereken birinin olduğu gerçeği onu kasıp kavuruyor. Bataklık misali o...