Bu bölümü bir ayda ancak yazabildim. Okurken ki duygularınızı çok merak ediyorum. Pars'a olan tutumunuz ve ona olan kızgınlığınızı anlıyorum. Lütfen bölümü Karaca'nın ağzından okuduğunuzu unutmayın diyorum ve sizi o bir ay boyunca yazarak size ulaştırdığım bölümle baş başa bırakıyorum.
Şarkılar: Sadece-Kalben, Aşk Paylaşılmaz-Aydilge, Her Yanım Yangın-Tuğkan, Herkes Gider Mi?-Cem Adrian, Porselen Kalbim-Sena Şener, Belki-Dedublüman
---
42.Bölüm: Acının Vücut Bulmuş Hali
Zaman herkesi değiştirir. Zaman en değişmem diyen kişiyi bile değiştirir. Düşünceler değişir, hisler değişir, bakışlar değişir. Değişmeyen tek şey acıdır. Belki de benim acılarım geçmek bilmediği için böyle hissediyordum. Belki de hep böyle hissedecektim.
Yutkunup geçen dört ayın sonunda dönüştüğüm kişiye bakıyordum. Yüzüm solmuş, göz altlarım morarmış, vücudum kilo kaybından dolayı küçülmüştü. Aynada gördüğüm kızın vücudu izlerle kaplıydı. Kollarında çizikler vardı, göğüs kafesini parçalamak istercesine tırnaklarıyla kazımıştı. Boynunda yer yer çizikler, sırtında geçmişin izleri vardı.
Acılar, acılar, acılar. Alıştım. Alışmak ne kelime bütünleştim. Bütün acılar toplanıp üzerimde iz bıraktı. Her birine bakıyorum da, acı çekerken ne de canım yanıyordu. Oysa şu an bakıyordum ama hiçbir şey hissetmiyordum. Hissizleşiyordum, bitiyordum.
Alışmadım aslında alıştırıldım. Ben bunca acıya alışmak zorunda bırakıldım. Benden her şeyimi aldılar, her şeyimi. En başta küçükken elimdeki oyuncaklarımı, kağıtlara çizdiğim resimleri, sevdiğim meyveleri ve daha binlercesini. En sonda Pars'ı. Benden her şeyimi çalmakla kalmayıp üzerime de izlerini taşımam için bedenimde oyuklar açtılar. O oyuklardan kan fışkırdı ama kimsenin ruhu duymadı.
O oyukları ne dikiş ipi tutabilir ne de dağlanarak geçirilebilir. Bana geçirmeyeceğini bile bile bir yara bandı bile vermediler. Oysa bende biliyordum yaraların kapanmayacağını, dikiş tutmayacağını. Bende biliyordum aslında yara bandıyla izlerin görmezden gelinemeyeceğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN VAVEYLASI
Novela JuvenilGeçmişini, tozlu sayfalara gömüp halının altına süpüren Karaca, zamanla geçmişinin onun için açtığı çukura düşüyor. İçinde yüzleşmesi gereken koca geçmişi ve önünde hesap vermesi gereken birinin olduğu gerçeği onu kasıp kavuruyor. Bataklık misali o...