Bölüm uzun soluklu olduğu için sindirerek okumanızı öneririm. Ne olur bilinmez ancak belki de Karaca'nın da bölümde dediği gibi, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ben olmasını umut ediyorum. Bölümü oylayıp yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum iyi okumalar dilerim.
---
40.Bölüm: 20 Ekim Miladı
Şarkılar: Kendime Yalan Söyledim-Seksendört, Ağlamam zaman aldı-Model
Bir neşter izi,
İki dikiş ipi,
Yara dikilir mi?
iğne iplik değdirir mi?
Ne kadar dikersen dik,
Kan akar, can yakar,
Yara kapanmaz, yaşananlar unutulmaz,
Kalpler kanar, gökyüzü ağlar."Evet beklediğim kişilerde geldiğine göre, artık her şey çok daha eğlenceli olacak." Gözlerimi güçlükle Pars'ın gözlerinden ayırabilmeyi başardığımda kendimi toparlamak adına yutkundum. Zihnim onun yüzünü gördüğüm anda aklıma annesinin yüzünü getirirken nefessiz kalır gibi oldum.
"Lütfen Karaca, hemen bayılma." dedi alayla karışık annem. Hep bu anı bekliyormuş gibi bir ifade vardı yüzünde. "Hem doğum gününe birkaç dakika kaldı. Bırak da bu şerefi doğum gününde birlikte kutlayalım. Bu defa en acı geçmişini açıklayarak." Gözlerimi yerden alıp ona çevirdiğimde hiç beklemediği bir anda hızla yüzüne yumruğumu geçirdim.
Birkaç kere daha art arda vurduğumda hızımı alamamışım gibi saçını kuvvetle çektim. Kafası geriye yatarken saç köklerini ondan ayırmak ister gibi öfkeyle soludum. "Babama ne olduğunu biliyor musun?" diyerek dişlerimin arasından adeta yılan gibi tısladım. Zehirli bir yılanmış gibi hissettim kendimi. Kendi zehriyle kendini öldürebilecek kuvvette olan bir yılanmış gibiydim.
"Peki sen Pars'ın annesine neler yaptığını biliyor musun?"
Gözlerini arkamda kalan Pars'tan çekmeden sorduğunda çenem titredi. Onun saçını tutan elim güçsüzleşti. Adımlarım sarsak bir hal aldı. Bacaklarım birbirine dolandı. Baran bize doğru gelirken Pars bu soruyu idrak edememiş gibi ikimize baktı. Ben ona bakmadım, gözlerimi boşluktan ayıramadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN VAVEYLASI
Teen FictionGeçmişini, tozlu sayfalara gömüp halının altına süpüren Karaca, zamanla geçmişinin onun için açtığı çukura düşüyor. İçinde yüzleşmesi gereken koca geçmişi ve önünde hesap vermesi gereken birinin olduğu gerçeği onu kasıp kavuruyor. Bataklık misali o...