Bu bölümü sindire sindire okumanızı öneririm. Ben yazarken bile çok uzun zaman harcadım. İyi okumalar dilerim, bölümü oylayıp yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum.
---41.Bölüm: Zihnin Oyunları
Acı veriyorsa geçmişi,
Onunla yaşamayı öğrenmeli.
Hatırladıysa geçmişindekileri,
Hatıralarla dolmuştur içi.Ben bütün duygularımla şaşırmayı da unutmuştum. Duygularımın yerini tek bir kelime almıştı. Acı. Başka hiçbir şey hissetmiyordum. Acı dışında hiçbir şey hissedemiyordum. Acı belki de benim hislerimin en soyut haliydi.
Kapıdan içeri Arya girdi. İçeri girdiği anda göz göze geldik. Beni gördüğünde yüzündeki o ifade bir anlık benim de kendimden korkmamı sağladı. Elimdeki cam parçasını daha sıkı tuttum. Avuçlarıma battı ama umursamadım. Yutkunup öylece ona bakarken o koşar adım yanıma geldi. Arkasından Baran'ın girdiğini onun sesini işitince anlamıştım.
"Karaca, ne yapıyorsun sen?!" Yanıma vardığında şaşkınlıkla karışık korkuyla bana bakıyordu. Bense ona kaşlarımı çatmış ne var der gibi bakıyordum. Berbat bir durumda olduğumu biliyordum ancak omuzlarımı indirip kaldırmakla yetindim. Umursarsam herkesin canı yanardı en iyisi herkesin susup olanlara göz yummasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN VAVEYLASI
JugendliteraturGeçmişini, tozlu sayfalara gömüp halının altına süpüren Karaca, zamanla geçmişinin onun için açtığı çukura düşüyor. İçinde yüzleşmesi gereken koca geçmişi ve önünde hesap vermesi gereken birinin olduğu gerçeği onu kasıp kavuruyor. Bataklık misali o...