35.Bölüm: Kalp Kırıklarının Kırıntıları

587 31 15
                                    

Yukarıya Youtube'a attığım videoyu bırakıyorum. Kitabın kısa tanıtım videosuna oradan ulaşabilirsiniz. Ne düşünüyorsunuz? Nasıl olmuş? Bölüme geçmeden önce oy verip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar dilerimm.

 İyi okumalar dilerimm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

35.Bölüm: Kalp Kırıklarının Kırıntıları

Abimle bir süre içeride konuştuktan sonra odadan bir hışımla çıkmak zorunda kaldım. Kaç saattir gerçekten o kadar sıkılmıştım ki. Yine göğsüm sıkışmaya başlamıştı. Kendimi engelleyemiyordum. Çarpıntım başımı döndürüyordu. Odadan çıkıp koridorda ilerlerken peşimden Baran'ın geldiğini ancak koridoru aşıp odaya çıktığımızda fark edebilmiştim. 

Odaları geçip salona geldiğimizde bir şey konuşmadık. Ben direkt Pars'ın yanına ilerledim ve boş koltuğa oturdum. Bir süre kimseden ses çıkmayınca Pars'ın meraklı sesi beni buldu. "İyi misin?" Kafamı salladığımda gözlerimi Derya'ya çevirmiştim.

"Derya abla, Arya'nın ağzını biz gidince kapat. Yemek yemiyor gibi duruyor?" Kafasını salladığında benimle bu konu hakkında konuşmak istediğini söyledi. 

"Ona de ki, eğer getirdiğim yemekleri yemezsen Karaca kocanı öldürecek. Bu onun için yeterli bir sebeptir bence." Pars kolumu dürttüğünde ona dönmedim. Muhtemelen yaptığımın yanlış olduğunu düşünüyordu. Derya abla beni onayladığında yutkunup geriye yaslandım. 

"Eve gidelim mi?" Pars'a dönen harelerim lütfen dolu bakışlarla imada bulunurken beni onayladı. Kalktığımızda Baran'da bizimle kalkmıştı. Kendimi yine huzursuz hissediyordum, her zamanki gibi.

Hislerimi yıllar önce kapalı kapılar ardında saklasam da Pars'ın gelişi onların zincirlerini kırıp beni ele geçirmesine sebep olmuştu. Bunu engelleyememiştim. Engelleyemezdim de. Onun hislerini de görmezden gelemezdim. Başlarda hiç hissim yokmuş gibi davranmayı seçiyordum ama zaman ilerledikçe bunun yanlış olduğuna kanaat getirmiştim. 

Eve döndüğümüzde kendimi yine çok güçsüz hissediyordum. Kardeşimin ve abimin yanında, bunu ne kadar alışmış gibi içimden geçirmiştim. Onların yanında çok güçlü duruyordum. Bunu istemsizce yapıyordum. Ama Pars'ın yanında küçük ve sürekli nazlanıp ağlayan bir çocuğa dönüşüyordum. 

SESSİZLİĞİN VAVEYLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin