Üniversite hazırlık sınavına çalıştığım için bölüm gecikmeli olarak geldi. Bunun için hepinizden özür dilerim. Final 20 Ekim'de. Gözüm yaşlı yazıyorum satırları. Bu bölüm dışında son üç bölüm kaldı finale. Heyecandan elim ayağım titriyor. Umarım bölümü okurken sizde benim hissettiklerimi hissedersiniz.
---
44.Bölüm: Yıldız Çizili Yara Bantları
Yara bandı istersin,
Kapanmayacağını bilirsin.
Kapanır sandığın yara,
İzler işler vücuduna.
Ne kadar görmezden gelirsen gel,
Farkındasındır aslında.İki ay sonra~
Aylar geçti, anlar geçti. Zihnim o geçmiş düşünceleriyle birleşip içeride hakimiyetini sürdürdü. Aylardan Nisan, günlerden cumartesiydi. Tarih yirmi dokuz Nisan'ı gösteriyordu.
Günden güne toparlanmıştım. Bu çabamı gördüklerinde onlar da mutlu oluyorlardı ama benim amacım onları mutlu etmek değildi, toparlanıp alınması gereken intikamı almaktı. O kadını öldürmek ve bana bunu yapanları canlarını yakarak ortadan kaldırmaktı.
Her gün yemek yiyordum. Kimi zaman midemdekileri çıkarma dürtümü bastıramasam da çoğunlukla yiyerek bu açığı kapatıyordum. Bu defa kilo vermek için değil de kilo almak için tartılıyordum.
Pars'ın zoruyla o ilacı her gün saçlarıma sürüyordum, gerçi her seferinde o ısrar ettiği için sürüyordu ama olsun. Saçlarım haftalar geçtikçe gerçekten biraz daha uzamıştı ve gürleşmişti. Ona hayır demediğim için pişman olmadığıma içten içe sevinmiştim. Ona artık güvenemiyordum.
İzler geçmemişti ama yaralara pansuman yaptıkları için büyük bir çoğunluğu iyileşmişti. Hiçbir yerim acımıyordu, artık o kadar kötü de gözükmüyordum. Bedenim en azından o enkaz görüntüsünden uzaklaşmıştı.
Yüzümse...Yüzümdeki o iz geçmemişti. Kaşımın ortasından çeneme doğruydu ve sanırım en nefret ettiğim izim buydu. Aynaya her baktığımda tek korktuğum o yüzü görmekti. O izle yaşamaya hala alışamamıştım, kendimi görmeye de alışamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN VAVEYLASI
Teen FictionGeçmişini, tozlu sayfalara gömüp halının altına süpüren Karaca, zamanla geçmişinin onun için açtığı çukura düşüyor. İçinde yüzleşmesi gereken koca geçmişi ve önünde hesap vermesi gereken birinin olduğu gerçeği onu kasıp kavuruyor. Bataklık misali o...