Geçmişini, tozlu sayfalara gömüp halının altına süpüren Karaca, zamanla geçmişinin onun için açtığı çukura düşüyor. İçinde yüzleşmesi gereken koca geçmişi ve önünde hesap vermesi gereken birinin olduğu gerçeği onu kasıp kavuruyor.
Bataklık misali o...
<33İyi okumalar dilerim. Yavaş yavaş olaylara dahil olmaya başlayacağız. Onların aralarındaki sorunlar umarım hallolur. Karaca'nın yaşadıkları beni çok yıpratıyor ama onu yazmam için içeride deli gibi bağırıyor, bastıramıyorum. Yıldıza basmayı unutmayın.<33
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
---
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
5.Bölüm: Dikiş İzleri
29 Eylül 2007
.|Karaca'nın Güncesi|.
Aile bu cemiyet için para kaynağıydı. Kimin ailesi daha zenginse o zaman o aile çok iyi bir aileydi. İnsanlar çıkarları için birbiriyle uyum içinde konuşup sohbet ederken bunların hepsinin sahte olduğunu biliyordum.
Sahte gülümseme, sahte konuşmalar, sahte sohbetler. Herkesin neredeyse birbiriyle aynı olan o gösterişli elbiseleri.
Kadehlere koyulan şaraplar ne kadar lüks ve bulunması zorsa o zaman insanlar sizin gerçekten zor da olsa misafirperver biri olduğunuzu düşünüyordu. Sonuçta onları memnun etmek için çabalıyorsunuz ya bu yüzden.
Günlüğüm bunları yazıp senin de canını sıkmak istemezdim ama tek dertleşebileceğim şey sensin. Özür dilerim senden, bunlara maruz kaldığın için. Keşke sende benle sesli konuşsan birlikte gizlice oyun oynardık...
"Pars lütfen bırak beni, Lütfen artık dayanmak istemiyorum." Kolumu kaldırıp onun beni saran kollarına tutundurdum.
"Şşş, Karaca biraz sakinleşir misin? Dayanmak zorunda değilsin. Buradayım ben, lütfen biraz sakinleş." Canım acıyordu, içimdeki bu sızıyı giderebilecek hiçbir şey yoktu. Normalde hiç ağlayan biri değildim, çığlık da atmazdım, konuşmazdım bile. Neden şimdi kendimi bastıramamıştım. Oysa ben hep kendimi bastırabilen biriydim. Sessizce her şeyi halledebilen biriydim.
Biriyle hiç temasta bulunmazdım bu yüzden onun bana sarılması beni rahatsız etmişti. Bana dokunması rahatsız ediciydi.
Boynum çok acıyordu sanki hareket ettiremiyor gibiydim. Sızlıyordu ve kan kokusu hala burnuma geliyordu. Tenim adeta yanıyordu ve kasıldığı için ağrıyordu.
